samsun escort izmit escort bayan bodrum bayan escort
hava 19° Parçalı Bulutlu
DOLAR 32,5501 %% 0.01
EURO 35,0241 %% 0.44
GRAM ALTIN 2.428,31 %% 0,21
ÇEYREK A. 3.970,29 %% 0,21
BITCOIN 64.351,79 %-3.375
SON DAKİKA
Google News

Yazar Ayşe Gülten Kırıcı öğrencileri, kitapları ve Göynük

Son Güncelleme :

15 Mart 2013 - 21:21

Yazar Ayşe Gülten Kırıcı öğrencileri, kitapları ve Göynük

ayse-gulten-kirici

Yazar Ayşe Gülten Kırıcı öğrencileri, kitapları ve Göynük

Ayşe Gülten Kırıcı emekli bir öğretmen. Emekli ama sadece meslekten emekli. Hayattan emekli olmamış öğretmenlikten emekli olunca. Aksine daha yoğun ve daha zor bir görev bulmuş kendine. Çocukları ve Göynük´ü düşünür olmuş. Çocuklara ve anne babalara hitap ettiği kitaplar yazıyor. çocuk hikayeleri anlatıyor sessizce, çocuklarımızın kulaklarına. Şiirler fısıldıyor geleceğin şairlerine. Ve Göynük aşkı ile, Göynük için çalışıyor.

 

Yazar ve emekli öğretmen Ayşe Gülten Kırıcı ile öğretnliğe başladığı zamanı, ilk öğretmenlik yıllarını, çocukluğunun Göynük´ünü, Sinemacı Hayrettin amcayı, Hoşaf´ın minibüsünü ve daha bir çok konuyu konuştuk.

 

–  1957 Göynük doğumluyum. Babamı orta okul 1. sınıftayken kaybettim. Beni annem ve ablam yetiştirdi. Babamın öldüğü sene ablam öğretmen okulunu bitirdi. Benimde hayalimde hep öğretmenlik vardı ve onun yolunu takip ettim. Sınavlara girdim ve hem öğretmen okulunu hem de laborantlık okulunu kazandım. Ama benim çocuklara olan düşkünlüğüm nedeni ile öğretmenliği seçtim. 4 sene Kütahya´da öğretmen okulunda yatılı okudum. İlk görev yerim Memleketim Göynük oldu. Önce Alan ve sonrasında Karacalar ile Aydınlar köyünde öğretmenlik yaptım. Evlendim ve eş durumundan İstanbul´a geldim. İstanbul´da ilk görev yerim Esenler´de 50. yıl Karabayır İlk Okulu oldu. Bağcılar 50. Yıl Adnan Ötügen İlk Okulu´nda 13 yıl, Özel Çınar Koleji´nde 5 yıl  çalıştım. Emekliliğe hak kazandım ve şimdilerde kitap yazmakla meşgulüm.

 

–  Yatılı okul insanı çok güzel yetiştiriyor. Tam anlamı ile hayatı öğreniyorsunuz.

 

–  İlk görev yerim memleketim Bolu-Göynük oldu. Benim için Göynük´ün köyü olsunda neresi olursa olsun o an için. Kuramı çektim ve Göynük Alan Köyü çıktı. Hangi köyü olduğuna bakmadım bile sevinçten havalara uçuyorum o anda. Salondan çıkıyoruz artık ablam da yanımda. Milli eğitim müdürü gördü beni böyle sevinçliyim falan. “Kız sen böyle ufacık tefeciksin bu halinle nasıl öğretmenlik yapacaksın” dedi.

 

–  Sonra annemle birlikte bana köyde ne gerekecekse onları hazırlamaya başladık. Sürahiden tepsisine varana kadar. Annem hepsini hazırlamıştı.  Yükledik bir arabaya ve gittim işte.

 

–  Alan köyüne gitmeyeli çok sene oldu. Nasıl hatırlıyorum. Bıraktığım zamanki gibi, hayalimde kaldığı gibi hatırlıyorum. Göynük Nallıhan yolu üzerinde olan bir köy Alan. Ve o zamanlar günde bir sefer o tarafa araba gider. Hoşaf derlerdi onun minibüsü giderdi. gerçi şimdide öyle. İstanbul´dan da sadece günde 1 araba var. Kaçırırsan kaldın gidemezsin. Nallıhan yolu üzerinde Alan Çayı´nda biz inerdik minibüsten ve oradan 5 km yolu dağların arasından yürüyerek giderdik. Tabi ben tek başıma o dağlık yolu gidemezdim ve okulun öğrencilerinin çoğu yola gelirdi beni karşılıyorlardı ve biz güle oynaya köye çıkardık. Bu 15 günde bir, bazen ayda bir böyle oluyordu. Pazartesi günleri sabah erkenden gelip beni alıyorlardı ve cuma günleri de beni tekrar yola götürüyorlardı. Beni minibüse bindirip geri dönüyorlardı öğrencilerim.   Bunları hiç unutamam. 1 yıl bu şekilde ben Alan Köyünde çalıştım.

 

–  Babam öldüğü için annem, Göynük´te veterinerlik dairesinde odacı olarak çalışıyordu. Bir gün kaymakamın yanına Bolu İl Milli Eğitim Müdürü gelmiş. Annemde bunu duyunca oranın hademesine gitmiş ve ben içeri girsem de kızımın derdini anlatsam diye söylemiş. Köy uzak olduğu için ve annemde yalnız bir kadın olduğundan daha yakın bir yere tayinimi çıkarsa daha sık gelip gideceğimi düşünüyor. Kapıyı vuruyor ve içeri giriyor. Durumumuzu anlatıyor. Tamam diyor Milli Eğitim Müdürü ve adımı sorup bir kibrit kutusunun üzerine yazıyor. Annem çıkıyor odadan ama pek umutlu değil. Bir kibrit kutusunun üzerine yazdı adını, kibrit bitince kutusunu da atar bizim işimizde olmaz diye düşünüyor. Benim tayinim o sene Göynük´e yakın olan Kozcağız Köyüne çıkıyor. Tabi biz beklemediğimiz için şaşırıyoruz da.

 

–  2 sene Karacalar Köyü´nde çalıştım. 1,2, ve 3. sınıfları ben okutuyordum. 4 ve 5. sınıfları çok değerli bir öğretmen olan Mustafa bey okutuyordu. Birleştirilmiş iki sınıf vardı okulda ve benim sınıfıma diğer sınıfın içinden geçilerek gidiliyordu. Sabahları ben Göynük otobüsü ile giderdim ve biraz gecikirdim. Mustafa Bey de derse başlamış olurdu. Her sabah onun sınıfının içinden geçerek derse giriyordum.  karacalardaki öğrencilerimle hala zaman zaman görüştüklerim var.

 

–  2 sene sonra beni tekrar Alan Köyü´ne tayin ettiler, bu seferde ben gittim ve başka bir yere tayinimi istedim. Yakındaki Aydınlar Köyüne tayin ettiler sonunda.

 

–  Görücü usulü ile Akarların Fatma yenge vasıtası ile evlendim. Çocuklarımın da isteği ile Beşiktaş taraflarında ev ararken kendimizi acıbadem de bulduk.

 

 –  Çınar Koleji´inde öğretmenlik yıllarımda hep ben edebiyat kolu danışmanı olurdum. Artık birazda müzik kolu danışmanlığını yapmak istiyorum dedim. Ben şarkı söylemeyi seviyorumdum ve okulun müzik öğretmeni ile de çok iyi anlaşıyorduk. Müzik öğretmenimiz bir gün, hocam ben beste yapmak istiyorum ama güfte bulamıyorum dedi. Bende tamam o zaman ben size güfte yazayım dedim. Benim aklımda hiç şiir kitabı çıkarma fikri yoktu. Benim ilk kitabım bu şekilde bir şiir kitabı oldu.

 

–   Ben bunun üzerine, yaramaz çocuk, öğretmenim, annem gibi şiirler yazdım. Öğretmenimiz onların bir çoğunu besteledi. Neyzen Ender Doğan´ da bizim okulumuzda idi ve bir kaç şiirimi de o besteledi hatta.  Böyle olunca sene sonu gösterisinde oluşturduğumuz bir koro ile sözleri benim, besteleri müzik öğretmenimizin olan bir konser verdik. Ve o gün bu konserimiz çok beğenildi.

 

–  Bu arada ben şiir yazmaya devam ettim. Benim şiirlerimin olduğunu bilen bir öğrencimin velisi bunları bir kitapta toplamamı tavsiye etti.  Hatta kağıt masrafı da benden olsun dedi. Bana da bu teklif sıcak geldi ve bu vesile ile kitap çalışmasında buldum kendimi. Daha sonra kağıdı o velimden almadım ama başka konularda kendisi bana çok ön ayak oldu. Kitabın kapağını çizecek olan grafiker bir arkadaşı ile tanıştırdı beni. O kapağı çok beğenirim hala. Ve böylece 2004 yılında Nesir Yayınlarından 1000 adet baskı ile ilk kitabım çıktı. İlk imza günümüzü de Güneşli Koleji´nde yaptım. Kitapların gelirlerini de yardım amaçlı kullandım. Bir çok öğrencinin okul ihtiyaçları için kullanıldı kitap gelirleri.

 

–  Şiir ile birlikte  hikaye çalışmalarım da vardı. Bu dönemde Ben Yazarım Yayınevi ile yolumuz kesişti ve üç kitabım da oradan çıktı. Biliyorsunuz her Ekim ayında Göynük´te panayır kurulur. 2010 yılında ben Göynük panayırına gittim ve orada stant açtım. O sene panayırda kitabını imzalayan tek yazar bendim. Orada stantta Göynük İlçe Milli Eğitim Müdürü gördü beni. Göynüklü olduğumu da öğrenince beni Göynük´teki okullarda söyleşi yapmak üzere davet etti. Panayır da çok farklı bir hava oldu. Kaç yıl sonra tekrar memleketime gitmişim ve kitaplar yazmışım ve orada açtığım stantta  onları satıyorum. Uzun zamandır görüşmediğim tanıdıklarımla görüştüm. O yıl Akşemseddin Hz. Anma programına da Belediye Başkanı Kemal Kazan beni davet etti. İlçemizin kültürel yüzü olarak benim orada bulunmamı istedi. Ve yine kitap standı açtım.

 

–  Geçen yıl Mayıs ayında Göynük´e gitmiştim. Şube Müdürü Alaaddin Ünlü Bey bütün okullarda söyleşi yapmama fırsat verdi. Bu fırsatla hem oradaki okulların durumunu görmüş oldum, hem ben oradaki öğretmen ve öğrencileri tanımış oldum, onlar da beni tanımış oldu.

 

–  Eşim ile de konuştuğumuz bazı konular vardı. Göynük İstanbul´a ve Ankara´ya çok yakın ama neredeyse bir Van kadar, Kars kadar mahrumiyet bölgesi. Ve kimsede bunun farkında değil. Evet Göynük´ü tanıtmak için Belediye Başkanı olsun, Göynük Kadınları Derneği olsun bazı çalışmalar yapılıyor ama okullara ve ihtiyacı olan çocuklara yardım meselesi çok fazla gündemde olmayan bir konu. Benim de İstanbul´da tanıdığım ilişkim olan okullar var. Bu okullar ile Göynük´teki okulları kardeş okul yapma fikri ortaya koydum. Bu okullar bir birleri ile ilişki içinde olsun. Bir kültür gezisi adı altında İstanbul´daki okullar Göynük´e gitsin. Bu şekilde oradaki kardeş okullarını da ziyaret etme şansı bulurlar. Bazı okullara hemen yardımcı olan okullar oldu. Narzanlar ve Ekinciler deki okullara kitap yardımı yapıldı. Benim kurmak istediğim kardeş okul projesi kısmen gerçekleşti. Görüştüğüm okullar oldu ve onlar bana gelecek yıl için bu konuda söz verdiler.

 

–  Eski öğrencilerim ile internet vasıtası ile buluştuk ve hasret giderdik. 

–  Ben Göynük için ne yapabilirim diye düşünürken, kendi çabamla bir kitap yazabileceğim fikri doğdu. Okuyan kişinin Göynük´te adım adım yürüdüğü hissine kapılacağı bir kitap yazmayı düşünüyorum. Kitaba bulacağım sponsor gelirleri ve kitap satış gelirlerini de taşımalı eğitim yapılan okullara bağışlamayı düşünüyorum.

 

–  Göynük Safranbolu gibi, aslında Safranbolu´dan daha da güzel bir yer. Safranbolu´nun bir kısmı bu tarihi dokuyu koruyor. Eski ve yeni Safranbolu olarak iki ayrı yer var. Ama Göynük tamamı ile bu tarihsel yapı ve dokusunu koruyor ve bir bütün olarak Osmanlı kasabası özelliğinde hala. İlçemizde bulunan tarihi değerlerimizin çok iyi korunması gerektiğini düşünüyorum. Bu da daha çok yerel yönetimlerin işi oluyor sanırım. Göynük´ün dışında yaşayan Göynüklüler oraya daha fazla sahip çıkmalı ve daha fazla katkı sağlamalı. Bizde birlikte bir şeyleri başarmak için bir düşünce yok sanırım. Birliktelik ruhumuzun zayıf olduğunu düşünüyorum. Ben sosyal medyada Göynük ile ilgili bazı paylaşımlar yapıyorum ve başka şehirlerdeki arkadaşlarım bizi Göynük´e boğdun yeter artık diyor. “gülüyor” 

 

–  Göynük´te annemin bir evi var. Onu tadilat yaptırdık geçen yıl. Artık daha sık gidip gelmek istiyorum.

 

–  Göynük´te bir kültür merkezinin olması gerekir. Oradaki insanlar da tiyatroya gitmek ister, konser dinlemek ister. Bizim çocukluğumuzda sinema vardı biz sinemaya giderdik. Sinemacı Hayrettin amca vardı.

 

–  Şimdiki devlet hastanesinin olduğu yer o zamanlar sinema salonuydu. Böyle çok büyük olmayan tahta sandalyeli bir salondu. Türk filmleri gelirdi, Hayrettin amcada onların afişlerini asardı oraya. Bizimde durumumuzu bildiği için benden çoğunlukla para almazdı. Bütün filmler gelirdi ve biz seyrederdik. Bu imkan bu gün yok Göynük´te. Göynük´te son zamanlarda öyle çok dizi ve sinema filmi çekildi ama bunların gösterilebileceği bir tane bile salon yok. İnsanlar Göynük´te kalmak istemiyor, emekliler bile zaman geçirmekte zorlanıyor artık. Hiç bir yere gidecek imkanı olmayan insanlarımız orada yaşıyor oldu.

 

–  Belki Akşemseddin Hz. Anma Etkinliklerine bağlı olmadan, ondan ayrı şöyle 1 hafta bir kültür haftası yapılabilir. Kitap fuarı, resim sergisi, konserler, sinema gösterileri vb. etkinlikler olsun. Bir de kültür panayırımız olsun mesela.

 

–  Bizim gönüllülerimizin olduğu bir dernek yapımız, birlikte organizasyon yapacağımız zeminlerimiz oluşamamış. Karadeniz´in yayla şenlikleri, Ege´nin boğa güreşleri, Akdeniz´de yörüklerin göç vakti vb. gibi ülkemizde farklı yörelerin insanları toplayan etkinlikleri var. Ama Göynük´ümüzün böyle bir günü yok. Bizimde çok güzel yaylalarımız var, mekanlarımız var. Bizim niye böyle bir yayla şenliği ya da buna benzer bir etkinliğimiz olmasın. Ülkenin her yerinde yaşayan hemşerilerimiz toplanmasın. Akşemseddin Hz. anma günü var ama o başka bir etkinlik.

 

–   Eskiden de şimdiki gibi komşuluk ilişkilerimiz çok güzeldi. Babam vefat ettiği gün annem komşulara tembih etmiş Gülten´i sakın eve getirmeyin diye. Arkadaşlarım da bana o cenazedeki üzüntülü havayı hissettirmemek, o görüntüyü göstermemek için az uğraşmamış meğer. Beni dolandırarak kendi evlerine götürdüler. Gel bugün akşam bizde yemek yiyelim, bizde kalalım annen dedi onun işi varmış falan dediler.

 

–  Çocukken biz genellikle arkadaşlarımızla o caddelerde ip atlardık. En çok oynadığımız oyun buydu.

 

–  Çocukluğumdan hatırladığım bir de türbelerden dolayı çok manevi ve huzur veren bir havasının olduğu Göynük´ün.

 

–  Göynük´te çocukluğumu yaşadığım için çok mutluyum. O günler çok güzel günlerdi. Evimizin arkasında iğde ve dut ağaçları vardı. Önünde ise karadut ağacı vardı. O ağaç öyle büyük ve gelişkin bir ağaçtı ki arkadaşlarımla üzerine çıkar evcilik oynardık. Büyük büyük dalları vardı ve o dallardan her biri birimizin evi olurdu. Birbirimize misafirliğe giderdik. Dutları şeker diye ikram ederdik. Ruj diye dudaklarımıza sürerdik, oje yapar tırnaklarımıza sürerdik. Her yerimiz mos mor olurdu. “gülüyor”

 

–  Keş´imiz var ve artık tescillendi. Erişte, tarhana, uğut gibi ürünlerimiz artık her yerde istenen ürünler oldu. Kadınlarımız bu ürünleri yaşatıyor ve geliştiriyor.

 

–  Birlik ve beraberlik noktasında şimdiye kadar hep sıkıntı yaşadık. En küçük derneğimizde bile parti davası güdülüyor, o parti bu parti hesabı yapılıyor. Bir dernek ya da oluşum varsa bunun merkezindeki birleştirici unsur Göynük olmalı. Sen şu partidensin, senin inancın böyle deyip bu şekilde birbirimize bakarsak birlikte olmamız tabi imkansız olur.

 

–  Bodrum Yalıkavak´taki bir dükkanda Göynük dokumalarını gördüm ve çok şaşırdım.

 

–  Acıbadem İ.Ö.O, Erdil Koleji, Büyük Çamlıca Koleji çeşitli konularda destek verdi, Acıbadem mahalle muhtarı bir sürü kitap topladı ve onları gönderdim. Bunları daha çok Göynük İlk Okulu´na, Narzanlar ve Ekinciler İ.Ö.Okulu´na gönderdik.

 

-Bağcılar ile ilişkilerimiz yoğun olduğu için aklımda hep Bağcılar Belediyesi ile Göynük Belediyesi´ni kardeş belediyeler yapmak var.

 

–  Son projem bir çocuk romanı. İsmi Kar Taneleri. Öyküsü kısaca şöyle: Anne babası ayrı olan 11 yaşında bir erkek çocuğumuz var. Annesinin yanında kalıyor. Kışın kar yağıyor ve okul kar yağdığı için tatil ediliyor. Annesi de çalıştığından dolayı evde yalnız kalıyor. Yağan karı izlerken pencerede uyuyakalır ve bir rüya görür. Rüyasında kar taneleri ile arkadaşlığı başlar. Kar tanesi canı sıkılmasın diye onu bir kızağa bindirir ve gezmelere götürür. Bu yolculuklarda zor durumda olan insanlara yardım ederler.

 

–  Günümüz toplumunda ayrılan ailelerin çokluğu ve burada çocukların olumsuz etkilendiği bir yaraya da aslında tuz bastığım bir çalışma bu kitabım. Öğretmenliğimde öğrencilerimin durumlarından da esinlendim bu kitabın kurgusunu oluştururken.  

 

–  Ünlü bir yazar olsam, elimden geldiği kadar insanlara orayı anlatırım. Tanıtımı yapılmalı Göynük´ün. Bende bunu yaparım. Kültürel faaliyetleri oraya çekmeye çalışırım. Kültür elçisi olarak oraya yol göstermeye çalışırım.

 

Röportaj: İsa Terli  –  www.goynukten.com

YORUM ALANI

Ismail Altok 15 Mart 2013 / 22:37 Yanıtla

sevgili öğretmenim, yazınızı zevkle okudum.gönül kapınızı sonuna kadar açtığınız, bolu postasına ailesine hoş geldiniz.eli öpülesi öğretmenim!

    Ayşe Gülten Kırıcı 29 Mart 2013 / 00:03 Yanıtla

    Çok teşekkür ederim İsmail Bey, Saygılar, sevgiler benden size. Yazılarınızı ilgiyle ve severek takip ediyorum. Değindiğiniz konular çok güzel. İşte eğitimcilik diyorum.

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Sancaktepe escort Zeytinburnu escort Antalya escort Ankara escort Avrupa yakası escort Denizli escort Kocaeli escort Merter escort Nişantaşo escort Levent escort Çapa escort Etiler escort Mecidiyeköy escort Taksim escort Beşiktaş escort Bakırköy escort Bahçeşehir escort Esenyurt escort Avcılar escort Avrupa yakası escort bayan Beykoz escort Üsküdar escort Göztepe escort Erenköy escort Suadiye escort Kurtköy escort Tuzla escort Bostancı escort Ümraniye escort Pendik escort Kadıköy escort Kartal escort Ataşehir escort Anadolu yakası escort Bodrum escort Konya escort Muğla escort Malatya escort Gaziantep escort Eskişehir escort Ankara escort İstanbul escort Kayseri escort Adana escort Şirinevler escort Halkalı escort Marmaris escort Fethiye escort Sarıyer escort Maltepe escort Fatih escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Başakşehir escort Ataköy escort Alanya escort Samsun escort Muğla escort İzmir escort Diyarbakır escort Bursa escort Antalya escort İstanbul escort Göztepe escort Gaziantep escort Adana escort Adana escort Anadolu yakası escort Ankara escort İstanbul escort Ataşehir escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bağcılar escort Bahçeşehir escort Bahçeşehir escort Beşiktaş escort Beykoz escort Bodrum escort Bostancı escort Bursa escort Eskişehir escort Gaziosmanpaşa escort Kadıköy escort Kartal escort Kocaeli escort Konya escort Konya escort Konya escort bayan Malatya escort Pendik escort Şirinevler escort Taksim escort Ümraniye escort Adana escort Antalya escort Bursa escort İzmir escort Bodrum escort Eskişehir escort Konya escort İzmir escort Beylikdüzü escort Kayseri escort İzmir escort Pendik escort Eskişehir escort İstanbul escort escort Fatih escort Antalya escort escort bayan Samsun escort İstanbul escort Bursa escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort Antalya escortlar Adana escort Bursa escort İzmir escort Diyarbakır escort Maltepe escort Çekmeköy escort Beylikdüzü escort Şirinevler escort Ataköy escort Halkalı escort İstanbul escort Şişli escort Kayseri escort Antalya escort Mersin escort Mersin escort Mersin escort Şişli escort Mersin escort Kayseri escort