
Baysal Ailesi Ziyaretimiz
Yepad ( Mustafa Boyacı, İsmail Bulut, Mustafa Çolak, Sadullah Önal ), Bolu İli ve İlçeleri Yardımlaşma Derneği ( Turgut Gülen ), İstanbul Bolu Platformu ( Mustafa Özkul ), Bolu Postası imtiyaz sahibi Aytekin Bayri ve herseygoynukicin.com imtiyaz sahibi Mesut Işıkay ( Günün ölümsüzleşmesini sağlayan fotoların sahibi ) ile birlikte Sn. Ahmet Baysal ve Ailesinin davetlisi olarak Yakacık’ta bulunan ikametine gittik.
Kapıdan girdiğimizde güvenlik kimlik istediğinde Bolu’da pilot uygulama dahilinde aldığımız yeni nesil Kimlik Kartımızı sunduk. Bolu kimliği verelim size diyerek bir espri ile kendimizi dışarıda güvenliğe tanıtalım istedik. Sn. Ahmet Baysal bizden hızlı şıkmış ve geleceğimizi çoktan dış kapıya bilgi vermişti.
Binaya girişimizde Sn. Ahmet Baysal’ın kardeşi Sn. Mebrure Bağışgil ile eşi Sn. İlhan Bağışgil masada kafa kafaya vermiş bulmaca çözüyorlardı.
Günümüzde eşlerin her fırsatta birbirleri ile kavga gürültü ortamında hayat sürdürürken ve hatta üzücüde olsa hızla artan oranda ayrılıklar yaşanmakta iken büyüklerimizin mutlu tablosunu görmek bizi çok mutlu etti. Tek kelime ile Allah büyüklerimizi nazarlardan korusun bir birlerine olan sevgilerini daim etsin duasını ediyorduk.
Mebrure Hanım ve İlhan Bey bizi görünce sağ olsunlar hemen kalktılar ve yanımıza geldiler. Biz orada selamlaşırken Sn. Ahmet Baysal dairesinden gelerek bizlere katıldı ve sıcak kanlı mütevazi yaklaşımı bizi mutlu etti.
Bizlere içecek ikramı yapılmaya başlandığı anda, Ahmet Bey’de bizimde en çok sevdiğimiz tatlı sohbetlerine başladı. Ahmet Bey konuşmaya başlamıştı ki o esnada Sn. Solmaz Baysal Hanımefendilerde bizlere katıldı. Ahmet Bey eşini görünce de sohbeti yakın tarihte kutlanan kadınlar günü üzerine katılmış olduğu etkinliği sözü getirdi.
“Bakın bizim yaşımızda buralarda gördüğümüz arkadaşların %80 i hanımlardan oluşuyor. Demek ki neymiş hanımlar bizi kendilerinden önce gönderiyorlar. ” Ahmet Beyin esprisi gülüşmelere neden oldu.
Size bir fıkra anlatayım, bu fıkrayı geçen dahil olduğumuz kadınlar günü etkinliğinde de pek tarzım olmasa da mikrofonu alayım dedim bir fıkrada anlatayım dedim orada da anlattım.
Temel bir yarışmaya katılır. Uçaktan paraşütle atlama yarışmasıdır. Yere en yakın paraşütü açan yarışmayı kazanır ve büyük ödülü alacaktır.
Tüm yarışmacılar bir birinden hırslı bir şekilde atlayışlarını yaparlar ve büyük ödülü kapmak için şanslarını cesaretlerinin yettiğince zorlarlar.
En son temel atlar uçaktan. Temel 7000, 5000,3000, 2000,1000 derken 500 metrede Paraşütü açmayı düşünür ve uşağum zaten geldük bu saatten sonra neyine açayum der ve yarışmayı tamamlar.
Temel yarışmayı tamamlar, ama ödülü Fadime alır.
Sn. Ahmet Baysal buraya dikkat ” Temel ölesiye sevmiştir ama ödülü Fadime almıştır.” diyerek biz erkeklere mesaj verdi 🙂
Fakat burada Solmaz Hanım deveye girdi. Sen bir fıkra anlatmadın diğerini de anlat. İşine geleni anlatma diyerek hemcinslerini korumaya aldı.
Sn. Ahmet Baysal gülerek ikinci fıkraya geçti.
Yabancı bir ülkede adamın eşi ölür. Kiliseye giderler Papaz tüm dini gereklilikleri ve duaların ardından tabutu kiliseden çıkarmak için harekete geçtiklerinde o telaşa içinde tabut kapıya çarpar. Tabutun içinden bir ses fegan duyulur, tabut açılır tedavisi yapılır ve bir 10 sene daha birlikte yaşarlar.
Eşi yine vefat eder ve papaz yine duaları ederek tabutun kiliseden çıkarmak üzere taşınmaya başlar. Tam kapıya yaklaştığında adam tabutu taşıyanlara seslenir “ Aman sağa dikkat”
Solmaz Hanım ve Mebrure Hanım burada “ Bak gördün mü bunlarda var” dediler ve bir gülüşmedir aldı. Ama Ahmet Bey amcamız yine de istatistiklerde ısrarlıydı. Bizde demek ki kadın erkek tatlı espriler her ortamda oluyor diyerek Sn. Ahmet Baysal’ı dinlemeye devam ediyoruz.
Sn. Ahmet Baysal’ın anılarını Bolu Postasında yayınlanmaya devam edeceğiz.
Ziyaretimiz esnasında İstanbul Bolu Platformu Başkanı Mustafa Özkul Platform olarak yaptıkları Fatih Metin ve diğer değerli Bolulu Bürokrat ziyaretleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Bolu İl ve İlçeleri Derneği Başkan Yrd. Turgut Gülen de dernekleri hakkında bilgilendirme yaptıklarını aktardı.
Sn. Ahmet Baysal tam bu noktada devreye girerek “ İstanbul’da bulunan dernek ve sivil toplum kuruluşlarını bir çatı altında toplayamadınız mı? Diye sorarak çok net bir şekilde beklentisini ortaya koydu. Bu birlikteliği uzak şehirler çok güzel yapıyor. Bolulular bunu yapamıyor sanıyorum memleketini yeterince özlemiyorlar. Özlersem İki saat sonra Bolu’ya giderim diyorlar sanırım ama öyle değil. Güç birliği çok önemli “diyerek beklentisini ve isteğini çok güçlü bir şekilde vurguladı.
Turgut Gülen ise bu konuda İstanbul Bolu Platformu ile birlikte çalıştıklarını ve birlikte yol aldıklarını belirtti.
Ahmet Baysal bizleri konuşmaya artık yemekte devam ederiz diyerek bizleri yemek salonuna davet etti. Orada Baysal ailesi Türk Bayrakları ile süslenmiş çok güzel bir yemek masası ile bizleri ağırladı.
Ama bizi bekleyen hoş sürpriz ise “ Keşli erişte” nin menüde bulunması oldu. Solmaz Hanım kendi dolabında özel günler için sakladığı Keşini Aşçısına vermiş ve Eriştede kullanmasını istemişti. Ama Aşçıbaşı keş nedir bilmiyor. Bunun üzerine Solmaz Hanım iş başa düştü diyerek Aşçıbaşına Keşin kullanımını anlatarak Bolu usulü keşli eriştenin masada hazır bulunmasını sağlamıştı.
Solmaz Hanım’ın bizler için girmiş olduğu zahmeti öğrenince tüm arkadaşlarımız tekrar tekrar teşekkür etti.
Yemekten kalktığımızda bizleri bekleyen hoş sürpriz ise Solmaz Baysal Hanımefendinin sanatçı yönü ile tanışmamızdı. Solmaz Hanım dile kolay 100 Yağlı Boya tablosu yapmıştı. Çok yakında Solmaz Baysal ın tabloları Darüşşafaka yararına yapılacak bir sergide sunulacak.
Baysal ailesinin ressam üyesi Sn. Solmaz Baysal’ın tablolarına sahip olmak isteyen Bolulu sanatseverler için bu sergi bulunmaz bir fırsattır. Solmaz Baysal imzalı bir tabloya sahip olmak ve buradan gelen bir kazancın yine bir hayır kurumuna gidiyor olması çifte kazanç olsa gerek.
Sn. Ahmet Baysal adeta Cem Yılmaza taş çıkarırcasına yine araya bir anısını sıkıştırdı.
“Bir gün bir arkadaşımı yemeğe çağırdık. Gel bir yemek yeriz hem de laflarız diyerek getirttik. Sonra arkadaşım 400 TL verip tabloyu aldı. Sonra tablosunu aldı evine gitti. Sonra arkadaşım evinden arıyor bana gülerek takılıyor.” ” Bana hayatımın en pahalı yemeğini yedirdin.”
Bizde bir daha kimseye söylemiyoruz deyip tebessüm etti. Solmaz Hanım şoförlerine ve kendilerine yardım eden çalışanlara verdiklerini aktardı.
Gözler yurtdışında olması nedeni ile bu toplantıda aramızda olamayan ilk toplantının organizatörlerinden İzzet Baysal Vakfı Mütevelli heyeti üyesi Sn. Orhan Uçar’ı aradı, kendisi olmasa da sürekli ismi geçti. Özellikle üniversitede açmış olduğu Osmanlı mimarisindeki Çeşme için Ahmet Baysal çok mutlu olmuştu.
YEPAD Başkanı Mustafa Boyacı, Ahmet Baysal ‘a derneklerini ve Projelerini tanıtan bir dosya teslim etti.
Konu konuyu açtı ve hoş bir sohbetin ardından veda vakti gelmişti artık. Bizler Baysal ailesine teşekkür ederken, onlarda ziyaretimizden duydukları memnuniyeti bize ilettiler. Bir sonraki görüşme için fikir birliği oluştu ve anlaşıldı.
Büyüklerimizi neşeli ve mutlu görmek bizlere huzur verdi.
Başından itibaren izlediğim bu güzel anı ve buluşmalarda dikkatimi çeken konu, Bir çok il, ilçe ve yerleşim bölgelerindeki Bolu'luların gerek merkezi gerekse yöresel ve ciddi anlamda toparlanıp dernek, vakıf, federasyon gibi güçlü yapılanma ve kuruluşlar haline gelinemediği belirtiliyor.Katılıyor ve bu eksikliğin giderilmesi için de tüm ülke çapında bu yapılanmayı oluşturacak bir komisyon(en az 10 kişilik) belirlenmesi ve çalışmaların yurt geneline yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyor ve öneriyorum. Örnek olarak benim de dahil olduğum ve Facebook'ta "Bolu Kökezinden İçenler Grubu" ve benzeri "Bolu grupları" olarak sayısı binlere ulaşan, içlerinde değerli insanlarımızın da bulunduğu sayfalar mevcut. Kısa zamanda gerçekleştirilmesi umuduyla saygı ve selamlarımı iletirim.