KIBRISCIK, KARAGÖL, FESTİVAL!

     KIBRISCIK, KARAGÖL, FESTİVAL!

Islak ıslak ıslak! Karagöl festivalini 3 kelimeyle açıklamak istesek cevabımız bu olurdu galiba. Tabi yüreğimizi ısıtan Sabahat Akkiraz türküleri, müthiş sesi ve eşsiz anlatımlarıyla usta yorumcu Tolga Çandar olmasa.

23. Kıbrıscık Karagöl Kültür ve Sanat Festivali ile geçirdi bu hafta sonunu Kıbrıscıklılar. Vay be 23 olmuş mu demeden de geçemiyorum. Gelenekselleştiği aşikar sayısına bakılırsa. Ama hep geleneksel kalmış yani kendini geliştirmemiş kutlama tarzı. Ben kaçına katıldım hatırlamıyorum ama hep aynıydı havası bildiğim. Topluca yapılmış piknik havasında hep. Topluca olsa da bir kaynaşmadan çok herkesin kendi köşesine geçip mangal dumanını tüttürmesi işte. Arada evde sarılan dolmaların, közde demlenmiş çayın komşu mangalcıya ikram edilmesi dışında paylaşımların olmadığı.

Artık bayramlarda dahi memleketine gelmeyi zul sayan Kıbıscıklıları gün geçtikçe azalan katılım sayısına rağmen bir araya getirme çabası festivallerimiz. Ama bittiğinde sadece mangal başında çekilmiş birkaç pozdan ibaret kalacaksa oda olmasın diyorum. Yitip giden geçmişimizi anamıyorsak, ortak geleceğimizi planlayamıyorsak, bugünümüzü paylaşamıyorsak olmasa da olur diyorum. Ruhu yok sanki. Ve ben ruhsuz olan her şeyden nefret ediyorum.

Neyse!

Festivalimize cumartesi günü resim sergisiyle başlandı. Kıbrıscık tarihinden Mehmet Ali Doğan Efendi resim sergisi. Ben kendisini tanımıyorum haliyle ama resimlere bakılırsa mühim adammış. Rahmetli Babamla adaş olmasından belli mühim insan olduğu J aradan geçen birkaç günden sonra millet unuttu bile ya Mehmet Ali Efendiyi. Yanisi daha iyi anlatılmalı derim özellikle genç kuşaklara. Ardından İzzet Baysal Üniversitemizin tekstil bölümü öğrencilerinin hazırladığı kitre bebek (el yapımı bebek diyelim biz buna) sergisi vardı. Hepsine teşekkür etmeliyiz emeklerini paylaştıkları için bizimle. İnşallah bir gün kendi gençlerimizin kahve köşelerinde, sokaklarda boş boş sürtmelerinden başka seçenekler/imkanlar sunulduğu, içlerinde hapsolmuş becerilerin açığa çıkarıldığı ve güzel eserler yaparak sergiledikleri günleri görürüz. Sergi sonrası Köroğlu ve Kıbrıscık ilişkisinin anlatıldığı sinevizyon gösterisi yapıldı. Kıbrıscık’ın geçmişine ve Köroğluya dair çalışmalarından dolayı Emin Tekemen Hocamıza ne kadar teşekkür etsek az, çok emek sarfediyor bu konuda. Umarım gençlerimize de aşılanabilir, eğitimler verilir Kıbrıscık tarihi ve Köroğlu hakkında. Son olarak yine İzzet Baysal Üniversitesi tektil bölümü öğrencilerinin kendi hazırladıkları, kendi sundukları kıyafet defilesi ve Kıbrıscık Halk oyunları ekibi kızlarımızın sunduğu kıyafet defilesiyle festivalimizin gündüz programı sona erdi. Ve yine inşallah Kıbrscığımız üniversite açılacak kadar kendini geliştirirde burada okuyan öğrencilerimizin sunumlarını izleriz. Bu haliyle üniversite açılsın isteyenlere de ancak hadi ordan derim. Kendi gencine ne sundun ki başka gençleri de harcayasın.

Ve festivalimizin akşam gösterileri havanın yağışlı olması sebebiyle planlanan yerde yapılmasa da yöresel sanatçılarımız konseriyle devam etti. Ve Kıbrıscıklıların en çok sevdiğide akşam ki eğlenceydi sanırsam. Malum oynamayı seviyoruz. Akşam ki gösterilerde özellikle Ali Rıza Tekemen kardeşimizi anmak istiyorum. Çocuk yaşta kavala gönül bağlayıp genç yaşında hala kavala tutkuyla bağlı olması, Kıbrıscık’da kavalın son temsilcisi olması onu hem çok değerli hem de takdir edilesi kılıyor. Azmine hayranım açıkcası.

Festivalimizin ilk gününü bu şekilde tamamladık güzeldi. Kıbrsıcıklılar için yılda bir kere rastlanılacak bir sosyal kültürel etkinlik şansıydı. Ha birde şu havi fişek gösterilerinden vazgeçilmeli bence. Yani artık gürültüden başka bir şey ifade etmiyor, çatapat gibi bir şey artık. Yani madem atılacak en azından şu görsel olarak çok daha etkileyici olanlarından atılmalı. Az atılsın öz atılsın diyorum.

Ve Pazar! Festivalimizin adını aldığı Karagöl’e yolculuk başlıyor. Ve tamamen yağmur altında sürecek bir festival başlıyor. Açıkcası ben geç katıldım Pazar günü eğlencesine. İşin protokol kısmını kaçırdım anlayacağınız. Bundan da memnunum tabi, hiç sevmem protokol konuşmalarını, sıkıcıdır haliyle. Ama duyduğum Bolu valisi sahneye çağrılmış ve söz vermek zorunda bırakılmış ilçemizin eksikliklerine dair. Zorunda diyorum çünkü hiç umursanmıyor ilçemiz küçük olduğundan mıdır nedir bir türlü görülmüyor. Doğan Başkanımızın bu zorlamada parmağı olduğuna eminim. Kendisini tebrik ediyorum bu sebepten ötürü bir kez daha. Devlet adamalarının üzerinde baskı kurmadan hiçbir şey yaptırılamaz. Geçmişte sadece yalakalık yapıldı ve sonuç ortada. Bunların tepesine tepesine vuracaksın, utandıracaksın ki işe yarasın iş yapsınlar. Umarım sözünde durur Vali Bey, Kıbrıscık ziyareti sadece turistik bir ziyaret olarak kalmaz. Ayrıca Kaymakam beyin kulağını çekmesini de rica edelim Vali Beyden, malum bizim sözümüzün kıymeti olmaz. Geldiği günden buyana halkla arasına mesafe koymasından ve kendi konforu için kesenin ağzını sonuna kadar açmasından başkaca bir şey göremedik. Ve ayrıca tüm kurum müdürlerinin kulağını çekmesini isteyelim, zira pek fazla işgüzarlık, keyfilik dönüyor ilçemizde. Başımıza bela mı aldık ne J

Ve protokolümüz oldukça zengindi bu festivalimizde. Bolu milletvekilimiz Tanju Özcan vardı. Duyduğuma göre kaybolmuş bir ara. Başkaca ne yaptığını bilmiyorum, ama Kıbrıscığımızın yolunu kaybetmez ve elinden geleni yapar umarım. Kıbrıscığımızın kendi insanı Ankara milletvekili İzzet Çetin vardı. Açıkça söylemek gerekirse forda işçi sokmak dışında bir faydasını hatırlamıyorum ilçemiz adına. Çok mu eleştirel yaklaştım bilmiyorum, ama çok etkin bir insan olduğu kanısındayım. Bundan sonra ilçemize çok fazla katkılarını bekliyoruz kendisinden. Ve Muğla milletvekili Tolga Çandar, İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz. Gerçi daha çok sanatçı kişilikleriyle bakıyorum ben ikisine. Ve ikisine yüreklerimizi ısıtan, kulaklarımızı coşturan türküleri ve samimi duyguları için tüm Kıbrıscıklı hemşehrilerimiz adına çok teşekkür ediyorum.

Ve Doğan Başkanımız kısa zamanda kasası boş bir belediye için çok büyük bir iş başardı bile. Kıbrıscığımızı Sabahat Akkiraz, Tolga Çandar gibi büyük ve şahane sanatçılarla tanıştırdığı için teşekkür ediyorum. Kendisine her zaman ki samimiyeti ve çabaları için teşekkür ediyorum.

Ve bir dahaki festivalde tüm Kıbrıscıklılardan, çocuğundan gencine, yaşlısından, kadınına fikir alışverişi yapılmasını rica ediyorum. Bu şimdiye kadar olan bir şey değildi ama Doğan Başkanımızla olacak. Ayrıca halkımızdan daha önceki festivallerde olan, sünnet töreni, mevlüt, güreş neden yok diye serzenişler duydum. Ve bence bunlar bu senede olmalıydı. Çeşitlilik üzerine konarak devam etmeli. Bunları da buradan iletelim Başkanımıza.

Çok daha kültürel, sanatsal, yöresel, halkın katılımının olduğu, samimi ve paylaşımcı festivaller yapmak dileğiyle.

Misal ne isterdim biliyor musunuz?

Dedelerimizin, ebelerimizin kürsüye çıkıp geçmişten, dertlerinden, hatalarından, anılarından, güzel günlerinden, o zaman için geleceğe dair beklentilerinden paylaşımlar yaparak bizlere ders vermelerini isterdim.

Çocuklarımızın, gençlerimizin sahneye çıkıp dertlerinden, yaşadıklarından, eksikliklerinden, bizlerden ve gelecekten beklentilerinden bahsedip bizleri utandırmalarını isterdim.

Saygılar

Not: yiyip içip pisliklerini toplamayan sizler her kimseniz bir daha gelmeyin mümkünse Kıbrıscık’a, Karagöl’e. Kendi memleketinize bırakacağınız tek çöpünüz olduğuna göre gelmeseniz de olur zaten!

Ayrıca fotoğraf için Hakan Tombak arkadaşımıza teşekkürler.

SERDAR YALÇIN