KİLO VERMEK İSTEYENLERİN MUTLAKA YEMESİ LAZIM

“KİLO VERMEK İSTEYENLERİN MUTLAKA YEMESİ LAZIM”

Aşırı kilolar tüm dünyanın ortak derdi. Televizyonlarda, gazetelerde her gün değişik diyet tarifleri yayınlanıyor. Zayıflamaya çalışanlar farkında olmadan yanlış diyetlerle sağlıklarını tehlikeye atıyorlar. Nasıl zayıflamamız gerektiğini, diyet yapılırken dikkat edilmesi gerekenleri Bolu Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyen Hekimi Gamze Karaya ile konuştuk.

Haber: Elif SARIHAN

Son yılların toplumsal olarak en önemli sorunlardan bir tanesi obezitedir. Kilo almaya meyilli insanlar haline gelmemiz kilo problemlerinin yanında beraberinde birçok hastalığı da getirmektedir. Aşırı kilolara en etkili çözüm diyet ve spordur. Sağlıklı diyet kişilerin metabolizma yapılarını ve vücut yağ kas dengesini bozmadan zayıflamalarına yardımcı olur diyen Bolu Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyen Hekimi Gamze Karaya sorularımızı cevapladı.

“SAĞLIKLI BESLENME PROGRAMI DEMEK DAHA DOĞRU”

Kişilerin şişman olduğunu düşünmesi yeterli diyen Karakaya, diyet yerine de sağlıklı beslenme programı denmesini öneriyor. Sağlıklı kilo verme konusunda açıklamalar yapan Karaya, “Kişilerin şişman olduğunu düşünmesi bizim için yeterli değil. Kişi sağlıklı kilosunda iken çevresinden televizyondan çok fazla etkileniyor. Kilo sağlıklı sınırlarda iken bir anda ben kiloluyum diye diyet yapmaya çalışıyor. Bunu her yaptığında da vücut dengeleri alt üst oluyor ve her seferinde de bu kilo almaya sebep oluyor. Bu işi ne kadar sık bu işi tekrar ederse bu büyük problem yaşıyor. Kilo kalıcı hale geliyor. Daha sonrasında sağlıklı bir programa geçse bile mutlaka o kilo kalıyor ve zayıflama süreci çok uzun sürüyor. İki yıl hiç tepki almadan sağlıklı programa devam eden hastalarımız oluyor. Sağlıklı bir kilo vermeden nelere dikkat edilecek. Özellikle bütün yiyecek gruplarında yiyecek tüketilmesi gerekiyor. Yiyecekleri seçerken içerikleri çok önemli. Hazır yiyecek mi evde hazırlanmış yiyecek mi olduğu çok önemli. Ara öğünlerin düzenli yapılması gerekiyor. Öğün atlanmaması en önemli kriterimiz. Öğün atlandığı zaman mutlaka sonrasındaki öğünde ya aşırı yemeye gidiliyor ya tatlı krizleri geçirmeye başlıyor ve diyetin uygulanması zorlaşıyor. Aslında diyet de burada çok doğru bir cümle değil. Sağlıklı beslenme programı demek daha doğru” dedi.

“KOMŞUMUN DİYETİ, KIZIMIN DİYETİ UYGULAMASI YANLIŞ”

Her kişinin aynı diyeti yapamayacağının altını çizen Karakaya, “Her kişinin sağlık durumuna ve yaşına göre ekonomik durumuna göre cinsiyetine göre kullandığı ilaca göre diyet programları değişiyor. O yüzden komşumun diyeti ya da kızımın diyeti diye gelenler oluyor onları uygulamak çok uygun değil. Herkes için tek tek genel özelliklerine bakılarak program hazırlanması lazım” şeklinde konuştu.

“EKMEK TÜKETMEYENLERDE B VİTAMİNİ EKSİKLİKLERİ GÖRÜLÜYOR”

Ekmek tüketmenin diyetteki önemine değinen Karakaya, “Ekmek bizim için aslında çok faydalı bir şey. Çünkü ekmek grubundaki yiyecekler, ekmek değil tek kıstıkları. ekmeği, makarnası, eriştesi, patatesi o grupta sayabileceğimiz her yiyeceği aynı anda kısıyorlar. Buda çok çabuk vitamin eksiklikleri ile karşılaşmalarına neden oluyor. B grubu vitaminlerden çok zengin bu yiyecek grubu. Eksikliği çok çabuk ortaya çıkıyor. Teşhis edilmesi çok mümkün olmuyor. Çok hızlı ortaya çıktığı için. Kişide de depresyonlara yol açabiliyor. Çok belirtisi var. Arkasından sonra depresyon geldiği zaman kilo de geliyor. Mutlaka yemeğe tekrar yansıyor. Bu işte şu durum var. Vücut dışarıdan yeterli enerji almadığı zaman kendini tehlikede görüyor ve harcaması gereken enerjiyi harcamamaya başlıyor. Bu defa da kendisinin tehlikede görmesinin sonucu olarak yediği her yiyeceği depolamaya başlıyor. Su içsem yarıyor diyenler hiçbir şey yemeden kilo alıyorum diyenler aslında bu yüzden doğru söylüyor. Vücudun enerji harcamasının yüzde 80’i yediklerini sindirmeye dışarıdan yiyecek almadığı zaman da sindirmek için enerji harcamıyor. Bunun için yenen her şey kilo olarak kalıyor. O yüzden enerjinin yüksek tüketilmesi lazım. Mesele kişi 100 kiloda başladı. 85 kiloydu ilk hedefimiz. 85 kilodaki bir insanın alacağı enerji üzerinden başlarız biz. Çok yüksek enerjilerle başlarız ki vücudun çalışma hızı artsın. Vücut kendini güvende hissetsin ki fazlalıkları atabilsin” dedi.

“BİTKİLERİN SULARINI KAYNATMAK KÜRLER, SIKINTILI”

Medyada yayınlanan zayıflama kürlerine de değinen Karakaya, “Birebir görüşmek her zaman avantaj. Çünkü herkesin sağlık durumu farklı. Genel olarak çok zararlı. Özellikle bitkilerin sularını kaynatmak kürler, sıkıntılı. Şöyle sıkıntılı. Zaten kabızlık problemi kilo almanın ilk sebeplerinden bu problem bitki çaylarıyla kısa dönemde çözülüyor. Bağırsaklar düzene girdiği anda 3-4 kiloluk kayıp oluyor zaten Arkasından vücut çok hızlı bir şekilde o yiyecekleri alışkanlık geliştiriyor ve hemen arkasında tekrar kabızlık problemi başlıyor. Hem verilen kilo çok hızlı geri alınıyor. Hem de daha sonrasında alışkanlık olduğu için o kabızlık problemini hiç çözemiyoruz. Aynı zamanda sürekli bir su kaybı oluyor vücutta. Su kaybına bağlı olarak da yorgunluk halsizlik konsantrasyon bozuklukları ile uğraşıyoruz. Onun dışında ilaç kullanıldığı zaman miligramlar üzerinden ilaç kullanılır. 500 veya bin miligram şeklinde geçer artık maddeleri vardır çünkü. Ama bir kişi kullandığınız haşladığınız ve suyunu sıktığınız zaman onun aktif maddesi nedir ne ile etkileşime geçer ne kadarı vücuda zarar verir kısmını bilmiyoruz. O yüzden bu ciddi anlamda riskli bir şeydir” diyerek her gördüğümüz bitkisel kürü uygulamamız gerektiği noktasında uyarılarda bulundu.

Kişilerin televizyonda izledikleri yüzünden kiloları ile takıntılı hale geldiklerini belirten Karaya, “TV de izledikleri insanların psikolojisini inanılmaz etkiliyor. Kilosu normal sınırların altında olanlar bile hala şişman olduğunu düşünüyor. Sürekli olarak sağlıklı kilodaki insanlar hala şişman olduğu takıntısında. Zaten insanlar sürekli zayıflama derdinde ama genel olarak baktığınız zaman kişinin sağlıklı kilosu hafif toplu görünüyor. Kişi daha öncesinde çok sık diyetler yapmıştır. İlaçlar kullanmıştır. Bir şekilde vücudunun dengesi ile oynamıştır. Çok uzun süre kilo veremediği zamanlar oluyor” şeklinde konuştu.

“ABUR CUBUR SİGARA GİBİ BAĞIMLILIK YAPIYOR”

Sadece zayıf olunca sağlıklı olunmadığının altını çizen Karakaya,Kilolu olarak sağlığı koruma şekilleri de var. Tansiyon ya da şeker hastalarının kilolarına müdahale edemesek bile şeker ve tansiyonlarını normal düzeylerine getirebiliyoruz. En büyük problem genel beslenme alışkanlıklarının çok kötü olması özellikle de inanılmaz şekilde hazır yiyecek tüketilmesi. Çünkü hazır yiyecekler hem tat alma duyusunu değiştiriyor. Hem ciddi anlamda bağımlılık yapıyor. Abur cuburu bırakmak isteyenlerle görüştüğümüz zaman sigara gibi bağımlılık yapıyor ve aynı şekilde ataklar yaşıyorlar. Bu çok büyük bir problem. Enerjileri de yüksek olduğu için kişinin kilo almaya yatkınlığı da varsa acayip kolaylaştırıyor. Genellikle tatlı yiyecekler tüketiyor onu yediğinde şeker ihtiyacı olmadığı için yemeği ve meyveyi atlıyor. Zaten hastalıklardan korunmak için meyve bizim için vazgeçilmez. Bir sonraki öğünde yine aynı hacimde ama yüksek kaloride yiyecek yiyor. Arka arkaya bir kısır döngü içindeyiz” dedi.

“HAMBURGER YERİNE DÖNERİ TERCİH ETMELİYİZ”

Paketini açtığınızda her zaman taze olan yiyeceklerden kaçınmamız gerektiğini belirten Karakaya,” En pratik öneri bu. Böylece şu yiyecek ya da bu yiyecek diye uğraşmayalım. Çünkü hayat içinde diyet yapmak gerekiyor ki, bir şekilde onu devam ettirebilin. Alışkanlıklarınızı çok fazla değiştirirseniz o programa uyum çok kolay olmuyor. Zaten insanlar, işiyle, eşiyle, çocuğuyla uğraşırken ekstra bir yük getirmiş oluyorsunuz. Hamburger mi seçeceğim. Döner mi seçeceğim. En pratik öneri bu şekilde buldum ben. Her daim taze olan yiyecekten mümkün olduğunca kaçınmalı. Biz okurken dönerdi lahmacundu pideydi önermezdik. Ama şu anda dışarıda yeme alışkanlığı yüksek. Bir tercih yapmak durumunda kaldığım zaman hamburger yerine döneri tercih etmeliyiz” şeklinde düşüncelerini belirtti.

“ENERJİ TAMAMLANDIĞI ZAMAN KİLO VERMEYE BAŞLARIZ”

Yemek yememenin kilo vermede zorluk yarattığını söyleyen Karakaya, “Her insanın alması gereken belli miktarda enerji var enerjinin altına düşmemesi gerekiyor. Bizim genel alışkanlığımız ufak hacimli ama yüksek enerjili yiyecekler tüketmek. Diyet yaparken ise ufak enerjili ama büyük hacimli yiyecekler tercih ediyoruz. Vücutta buna alışkın olmadığı zaman sürekli olarak bir problem yaşanıyor ve insanlar yemeleri gereken miktarın altında yiyorlar. Çünkü mide az yemeye alıştığı için küçülmüş durumda. Buda enerjinin tamamlanmamasına sebep oluyor. Hacim büyük ama enerji eksik. Onun neticesinde vücut kendini tehlikede ve stres altında görmeye devam ediyor. Böyle oluna da yenilenleri yakmıyor ve depoluyor. Ne zamanki enerji tamamlanmaya başlıyor. O zaman kilo vermeye başlıyor. Kilo vermek isteyen insanların mutlaka yemesi lazım” şeklinde konuştu.