SILA-İ RAHİM
Bir Ayet; Demek idâreyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yer yüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile parçalayıp keseceksiniz öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör eylemiştir. (Muhammed Suresi, 47/22-23)
Bir Hadis; “Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz” (Tirmizî, Et’ime, 45)
Hamd Âlemlerin Rabbi olan Bizi Yoktan Var eden, Varlığından haberdar eden, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’e Ümmet eden Allaha Mahsustur. Efendimiz Hz Muhammed’e ve ashabına Salat ve selamlar olsun.
İslamın emrettiği fakat toplumuzda bir çok kimsenin Unuttuğu veya unutmaya yüz tuttuğu güzel hasletlerimizden biri de hiç şüphesiz Sıla-i Rahim’dir.
Peygamber Efendimizin bu kadar önemle üzerinde durduğu ve yapıldığı zaman müslümanların Cennete girmelerine sebep olacağını haber verdiği sıla-i rahim; her türlü hayır işlerinde akraba ve yakınların görülüp gözetilmesidir. Gerek âyetlerde, gerek hadislerde, bunun, namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir. Alimler sıla-i rahimde bulunmanın vacib olduğu görüşündedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakınlarla olan ilgisinin kesilmesi, büyük günâh sayılmıştır. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
“Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” (en-Nisâ, 4/I);
“Onlar ki Allah’ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar…”
Allah (c.c) ve Peygamberi (s.a.s), akrabanın görülüp gözetilmesini emrettiklerine göre, bunun nâsıl yapılacağını iyi bilmek gerekir.
Bu âyet ve hadisler, sıla-i rahimin ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Hattâ bu husus o kadar mühimdir ki, akrabâlar müslüman olmasalar bile, onlarla aramızda belli bir hukuk mevcuttur.
Sıla-i rahmin birkaç derecesi vardır. En aşağı derecesi akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımızda selâmlaşmayı, hal hâtır sormayı ihmâl etmemek; dâima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir.
İkinci derece de ziyâretlerine gitmek ve çeşitli konularda yardımlarına koşmaktır. Bunlar daha çok bedenî hizmetlerdir. Özellikle yaşlıları zaman zaman yoklayarak, yapılacak işleri varsa onları takib etmek kendilerini sevindirecektir.
Sıla-i rahmin üçüncü ve en önemli derecesi akrabalara malî yardım ve destek sağlamaktır.
Peygamber Efendimiz(Sallalahu aleyhi ve selem)’in bu hususta Şu hadis-i şerifi de bizleri sıla-i rahimin nasıl olması hususunda yol göstermektedir.
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.” (Buhârî, Edeb 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10.)
-Ey Allah’in Elçisi! Bana cennete girmeme neden olacak bir salih amel söyle, dedi. Peygamberimiz:
– “Allah’a ibadet eder ve ona hiçbir seyi ortak kosmazsin, namazi kilar, zekati verir, akrabayi gözetirsin.” buyurdu (Buhari, Edeb, 10)
Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah’a arz olunur:
Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 484)