
SORUMLULUK BİLİNCİ
Merhaba
Meşhur bir karınca hikayesi vardır ya. Minik canlı ağzına aldığı bir damla su ile yola revan olmuş. Soranlara da “İbrahimi ateşe atıyorlar, harını söndürmeye gidiyorum” dermiş. Alayvari burun kıvıranlara ise “O ateşi söndüremem belki amma, bu uğurda kendimi feda etmek benim için bir şereftir” diye cevap verirmiş.
Evet medyanın, iletişimin artık çok kuvvetli olduğu günümüz dünyasında herkesin bir gayesi, hedefi var. Bu gayeler kişinin niyetiyle çok irtibatlı olsa gerek.
“Ameller niyetlere göredir” diyoruz ya, bizler niyetlerimize sahip olmak, onu mükemmelleştirmek zorundayız.
Kalem erbabı, basıncılar, görsel yayıncılar o kadar etkili ki toplumda, örneğin okullarda muallimler öğrencilere anlatmak istediklerini anlatmakta zorlanırken, iletişimci cam bir ekrandan bir sürü insanı, kafasına göre şekillendirebilmektedir. Sanal alem almış başını gidiyor ve daha da gideceğe benzer. O halde bunu engelleyemeyeceğimiz aşikar olduğuna göre, kalemlerimizi elimize alıp “Bismillah” diyerek bizler de bu çorbaya tuz katmakla mükellefiz demektir.
Farkındayım konu dağıldı ancak ne demek istediğim ortada. Birileri sosyal medyayı meşhur ederek ve atını istediği yöne sürerek ortalığı toza dumana katıyorsa, bizler de vazife anlayışıyla gardımızı alarak doğruları, yanlışları çekinmeden ifade etmekle mükellefiz demektir.
Kimse “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyemez. Ortalıkta bir koyun bacağından asılmış ve etrafı rahatsı ediyorsa, bizler bu rahatsızlığı defetmek adına evvela elimizi, yetemiyorsak dilimizi kullanmalıyız. Son kertede gene çaresizsek kalpten buğzederek yönümüzü öte tarafa çevirmekle mükellefiz.
Bolu Postası bizim gür sesimiz. Şöyle sayfalarında gezdiğinizde göreceksiniz ki hamurhanede aşçılar fevkalade iyi çalışıyorlar. Bolumuz’ un ve ilçelerinin seslerini gür bir seda gibi aleme yaymaktadır. Bu kadroda yer alıp üzerimize düşen vazifeleri icra eylemek kaçınılmaması gereken bir görevdir diye düşünüyorum.
Bundan sonra yetebildiğimiz sürece haftalık olarak karşınızda olmak düşüncesindeyim. Uzmanlık alanımız eğitim… Bu satırlar bundan sonra daha fazla okul, eğitim ve kitap defter kokacaktır. Okuyucularımızdan özellikle eğitimle ilgili kafasına takılan bir şeyler olan çıkarsa, bizimle bağlantı kurmaları halinde yardımcı olmaya hazır olduğumuzu bildirmek isterim.
Memleketimiz Gerede’ den esintiler, STK ların yaptığı çalışmalar, vakıf ve derneklerin organizasyonları ve düşüncelerimiz… Hak bildiğimizi sonuna kadar haykırmak, batılın karşısında durup doğruyu ifade etmek şiarımız olacaktır.
“Başıboş bırakılıvereceğinizi mi zannediyorsunuz?” ilahi düsturu icabı, insan olmanın gerçekliğiyle görevimizi yapmaya mecburuz. Gün olur da bir gün bir “Molla Kasım” çıkar bizi sigaya çekerse yüzümüz kızarmadan, halisane bir niyetle çekinmeden hesabımızı verebilmeyi arzu ederiz.
Bizlere sorumsuzca kalem sallamak yakışmaz. Karalanmış satırları okuyanlara bir olumlu mesaj verebildiğimiz zaman kendimizi mutlu addederiz. İşte o zaman Meşhur Şair Baki’ nin ifadeleriyle deriz ki “…Avazeyi bu aleme Davut gibi sal; Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş…”
Ne mutlu bu kubbeye hoş bir sada bırakarak gidenlere. Bizler de onların takipçileri olmaktan onur duyar, memnun oluruz.
Selam ve dua ile…
Abdulbaki MURAT
06/06/2012
ağzınıza sağlık çok beğendim , başarılaaar..