SEVGİLİYE,
Özlem büyüdükçe göğsünün ortasında bir yerin acıyacak hırçınlaşacaksın iyice…
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın… Sokaklar da dar gelecek… Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi… Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin özlem,(hasret) büyüdükçe… O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin… Herkesi ona benzetip… Kimseyi onun yerine koyamayacaksın… Hiçbir şey oyalamayacak seni yalnız o’nu isteyeceksin… Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek… Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin… O’nsuz yediğin aş, taş olacak adeta, boğazından geçmeyecek… Uyumak zor, uyanmak kolay olacak… Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de ”Hiç güneş doğmasa” diyeceksin. Ne geceler rahatlatacak ne gündüzler… Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin özlem, (hasret) büyüdükçe hırçınlaşacaksın…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin… Her yeni güne uyandığında yaşama sevincinden önce o’nu düşüneceksin…
Gülüşünde güller açan, gülünce gül reçeli damlayan yüzü olacak, gözlerini kapadığında göz kapaklarının içinde… Sonra Telefonun çalmasını bekleyeceksin… O’nun sesini duymak için yanıp tutuşacaksın… Aramayacağını bile bile… Ama Her çaldığında yüreğin ağzınıza gelecek… Yüreğin burkulacak… Canın yanacak… özlem, (hasret) büyüdükçe
Şuri Hamza Demirel
Hamza'cım öncelikle yeni görevinde başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun.İlk yazında hayatımızın en büyük gerçeklerinden birisi olan özlem konusunu çok güzel işlemişsin, emeğine, kalemine sağlık…