ABANT VE ABANT GÖLÜ….!!!
Mübarek Ramazan Bayramımız tüm okurlarıma ve islam alemine hayırlara vesile olması dileğimdir ! Dünyanın ve Ülkemizin nadide güzellikleriyle bezenmiş Abant ve Abant gölünden söz etmek istiyorum. Ressam ve şairlerin rüyalarını süsleyen Abant’tan. Sevgililerin el ele tutuşarak, geleceklerinin planlarını yapmak için dolaştığı Abant’tan. Söylenecek çok sözlerin olduğu fakat çoğu kere boğazımıza takılıp kalan doğal güzelliklerin, birleşip ayrılan sevgilisi suyun, hüznü, gölü destansı güzelliklerinin birkaç bölümünden söz edeceğim.
Ankara ve İstanbul gibi iki metropol kentin neredeyse tam ortasındadır. İnsanı ile doğası harmanlanmış Bolu’ya otuz iki km. uzaklıktadır. Ziyaretçileri bol ve şendir. Oksijeni ciğerlerinde tesadüfen değil , bilinçli bulurlar. Yüz yirmi beş hektar sahayı kaplayan göl, çevresinde ki otel ve dinlenme tesislerinin uyumu ile ünlenir. Dağ evleri de bu oluşumu tamamlar.
Çepni deresi besler Abant Gölü’nü. Hazin aktığının nedeni bilinmez. Gölün Kuzeybatısından terk ederken gölü, ayrılık şarkısı söylediği duyulur sanki. Krater gölü değil heyelan gölü olduğu söylenir kuşaktan kuşağa. Bilim adamlarıda….Çepni deresi besleyip büyüttüğü gölü, terk ederken Filyos çayını alarak Bolu suyunu meydana getirir.
Serindir Abant her daim. Sarıçam ve köknar ormanlarıdır her mevsim serin olmasına neden olan. Yaz aylarında, ziyaretçilerini sıcaktan bunalttığı hiç görülmemiştir. Sessiz ve sakin ortamın hazırlanmasında kuş seslerinin rolü büyüktür. Her tür kuşun ses yarışmasına tanık olursunuz çoğu kez. Göl , korkulu rüyalar görür çoğu kez. Derinliği azdır. En derin orta kısımları kırk beş metre’.yi bulur. Kenarlarındaki derinlik on- on beş metredir. Be neden den dolayı; su ve kara bitkileri çevresinden ortaya doğru gölü doldurur. Abant gölü turbalık alanlar oluşturmuştur kendiliğinden. Abant gölünün kıyı alanları sazlıklarla ,kendine güzellik katmak amaçlı doldurmuştur. Hata yaptığını anlamış geç kalmıştır ama. Kendi sonunu hazırlamak üzeridir. Çürüyen sazlar ve diğer bitkiler zamanla göl tabanını doldurmaya başlamış göl aynasının daralmasına sebep olmuştur. Bilinçli görevliler bunun mücadelesini vererek, gölü kurtarma yoluna girmişler ve başarılı da olmaktadırlar. Gölün doğal güzelliklerinin yanı sıra bir çok canlıya da ev sahipliği yaptığı unutulmamalıdır.
Yalnızca bu gölde yaşayan “Abant alası” göl endemiği ve yine yalnızca bu gölün etrafındaki yükselen yamaçlarda “Abant çiğdemi” endemik olarak bulunmaktadır. Gölün yüzeyi, Bahar ve Yaz mevsimlerinde, ressamın fırçasından çıkan harika fırça çizgileri gibi nilüfer çiçekleriyle bezenir.
Gölün etrafındaki ormanlar bol miktarda yaban hayvanını ağırlamaktan çekinmemiştir. Geyik, karaca, ayı, çakal, tavşan, tilki, kurt, yaban domuzu vb. yaşar. Gölün etrafına yaylalar serpilmiş olması, yaban hayatı etkilememektedir. Evcil hayvanlarla yaban hayvanları ,yaşam alanlarını kendiliğinden, özgürce çizmişlerdir zaten.
Abant gölünü görmek , yaşamak gerek bir iki gün doyasıya. Gölün çevresinde yürümek. Faytonlarla , kış aylarında kızaklı at arabalarıyla dolaşmak, atlara binmek ne güzel….!
Hepinize iyi bayramlar dilerken Abant ve Abant Gölü’ne de bekleriz…
abant'ı biliyorum ama …bilmediklerimi de öğrettiğim için sizlere çok teşekkür ederim…! esen kelın songül hn