DEĞERLENDİR-ME
Çaykur Rize maçından başlayalım. Hırslı çalışan,atak yapan ve gol arayan bir Boluspor. Maçı kaybederken bile ileriye umutla bakmayı başartan Boluspor.
Rize maçında iyi oynayıp kaybeden Boluspor, bir hafta sonra Denizli maçında “kötü oynasam da bir gol atıp yatarım” modundaydı. Tüm maç boyunca yarım pozisyon ve bir golle galip geldik.
Geldik Konya maçına. Serhat Hoca’mın, papazın pilavı çok sevdiğini düşünerek aynı oyun anlayışı ile çıkması, aslında maç sonu için kötü haberler veriyordu. Zira oynayan takımımıza baktığımız zaman ne sağ kanadı, ne sol kanadı olan orta sahayı savunma üzerine kurmuş, top gelmese de olur diyerek iki forvet oynayan bir takım. Taktik aynı nitekim. Savun savun bir gol at sonra da yat. O maçı hatırlayın. Kim orta yapacak, kim topu ileriye taşıyacak, kim yaratıcı oynayacak. Sonuç mu tabîî ki hüsran.
Eee sıra Erciyes maçında. Bu sefer dersler çıkartılmış, kanat oyuncuları takıma katılmış, bu sefer de Vedat,Barbaros,Cihan gibi top yetenekleri sınırlı hücum güçleri düşük oyuncularla başlanmış. Agbetu,Abdülaziz ve İskender yokları oynuyorlar. Sebep çok basit. Onlar atakla beslenecekler ki iş yapabilsinler. Koskoca maçta 3 pozisyonumuz, 3 golümüz var. Yanlış anlaşılmasın pozisyonlardan birisi İskender’in topu tribünlere göndermesi. Yani geriye kalan 2 pozisyon 3 gol.
Şimdi diyenler olacak; önemli olan galibiyet, olsun da nasıl olursa olsun. Burası Ptt 1. Lig. Erciyes maçının son 3 dakikası olmasa ne diyeceklerdi malum. Skora göre bakarsak müthişiz. Oyuna bakarsak yorum sizin.
Ben Rize maçındaki takımımı geri istiyorum. Bu hafta mağlup da olsa haftaya yener açığı kapatırız diyebileceğim. Yoksa şans eseri 3 puan alıp içeride kahır çekeceksek hiç bir anlamı yok.
Erciyes maçında son dakikalar olmasaydı bugün belki de Serhat Hoca’dan boşalan koltuğa kimin geleceğini konuşuyor olacaktık. Umarım bu maç hayırsız bir galibiyet olmaz. Hayırlı bir mağlubiyet ile 3 puan kaybedip sezonu kazanabilirdik demeyiz.
Aslında bu galibiyet bize üç puan getirdi ancak beklide ileride alınabilecek puanların önünü kesti. Durum böyleyken düştük Ankara’dan yollara, Bolu’ya deplasmana…
Maç kadrosu bir açıklandı ki evlere şenlik. Emre ve Agbetu’nun olduğu bir takımda Alp sağ açık oynuyor. İçeride zayıf ve eksik Adanaspor ile oynarken tek forvet oynuyoruz! Orta saha yine Vedat,Barbaros ve Cihan. Ya da iki ön libero Vedat,Cihan ve tek oyun oynayacak,oyun kuracak Barbaros.Sanki sanırsınız Barcelona ile oynuyoruz ve gelecek atakları durduracak bir takım kuruyoruz. Oyunun ikinci yarısında ilk değişiklikte Emre’nin geldiğini görünce sanıyorum ki, Vedat çıkacak bu bölgeye Alp gelecek biraz daha ofansif oynayacağız ve Emre‘de kanadına geçecek. Değişiklik oldu ve Alp çıktı, Emre girdi. Tam bir şok. Kenardaki oyunculara baksanız Levent Eriş’in ne kadar mutlu olduğunu göreceksiniz.
Başkanımıza bir “değerlendir-me!” yaparsak; bu takımı bu ligde bu kadar kötü oynatacak, malzemeyi verimsiz kullanacak bir teknik adam olmadığını, bu oyuncuları kendi hallerine bıraksak bile bundan daha az puan toplamayacaklarını düşünüyorum. O zaman da Serhat Hocamın takıma katkısı ne diye sorguluyorum. Daha da ileri gidip eninde sonunda olacağı aşikar olan teknik adam değişikliğinin bir an önce yapılması gerektiğini vurguluyorum.
Son olarak, bu takımın oynatmamak üzerine değil oynamak üzerine kurulması gerektiğini de söylemek gerekir. Takımdaki bol tecrübeli, süper lig ayarındaki oyuncularla direnmek yerine futbol politikamız saldırmak üzerine olmalıdır. Yoksa biz zaten savunma yaparken de 2-3 gol yemeye alışmışız.
OLCAY ULUTAŞ