GÖYNÜK VE RAMAZAN AYI
Merhaba Saygıdeğer Bolu Postası okuyucuları. Bu hafta sizlere Göynük’te geçirilen Ramazan Ayı’nın manevi güzelliklerinden söz etmeye çalışacağım.
Ramazan ayı arifesinde Bolu’da yeğenimin düğününü yaptıktan sonra, eşimle birlikte Ramazan Ayı’nı Göynük’te geçirmeye karar vermiştik. Yeğenimin dedesi vefat edince, biz de düğün ertesi cenazeyle Göynük’e geldik. Komşu eş, dost ve akrabalarla, Göynük’teki sofra bezlerinin sanat ustası Ali Amcamızı son yolculuğuna uğurladık. Bir çınar daha devrildi böylece. Ali Kaya’nın kök boya baskısıyla yaptığı sofra bezlerinden Göynüklü olan herkesin evinde bulunur. Özellikle iftarlarda daha fazla kullanılarak yer sofralarının altına serilir.
Göynük’te arife günü, Zafer Kulesi’nden top atışlarıyla Ramazan Ayı’nın başladığı müjdesi verildi. Top ateşi Göynük’ün bütün evlerinden görülür. Çocukluğumda pencerinin önüne oturur, “Top ne zaman patlayacak!” diye beklerdim. Top ateşini yakalayabilmek için gözümü kırpmadan kuleye bakardım.
İlk sahur sabahı, yine top sesiyle uyandık. Sahurda, çayımızı yudumluyorduk ki; caminin hopörlerinden sesin dışarıya verilmesiyle, cami hocasının okuduğu ve sahur zamanının bitiş uyarısı olan “ Merhaba” bütün Göynük’ü inletti. İçimiz Ramazan ayının manevi huzuruyla doldu. Beş dakika sonra okunan ezan sesi sahur zamanının bitişiydi.
Göynük’te yaz günleri, kayalara yansıyan güneş ışınlarının bunaltıcı sıcaklığı olmasına rağmen, nemin olmaması nedeniyle geceleyin rüzgâr esintisinin vermiş olduğu serinlik, insanı iliklerinize kadar ferahlatıyor. Teravih namazından çıkan insanlar, Çınaraltı Kahvesi, Akşemseddin Hz Parkı ve Göynük Çayı kenarında bulunan pastahane ve çay bahçelerinde buluşuyorlar. Ya da Göynük Caddesi boyunca gezinti yapan insanlarla karşılaşabilirsiniz.
Göynük’ün en yüksek yeri ve ortasında bulunan Zafer Kulesi’nin işıltısı bütün Göynük’ü aydınlatıyor. Göynük evlerinin pencerelerinden taşan ışıklar, sokak lambalarının ışıklarıyla birleşince de muhteşem bir manzara ortaya çıkıyor. Akşemseddin Hz, Bıçakçı Dede (Ömer Sikkin) ve Debdağ Dede türbelerinin Göynük’te bulunması buradaki manevi havayı daha da artırıyor.
Göynük’te, cenaze evine bir hafta boyunca komşu ve yakın akrabaları yemek götürür. Ramazan Ayı’nın ilk iki gün orucunu merhum Ali Amcalarda açtık. Dördüncü gün komşumuz Azmi Abi ve Mükerrem Yengemiz’de iftardaydık. Anladık ki Ramazan Ayı’nın çoğu akşamını iftarlarda geçireceğiz. Ramazan Ayları yiyeceklerin paylaşılmasından dolayı bolluk ve bereket ayıdır. Bunu Göynük’te fazlasıyla hissedebilirsiniz.
İlk oruç günü sabahı, alışveriş yapmak için çarşıya gitmek istedik. Her yerde bir sessizlik hakimdi. Sokaklar bomboş, insanlar uykudaydılar. Sabahın sessizliğinde kuş sesleri cıvıl cıvıldı. Lokanta, kahve, restaurant ve pideciler kapalıydı. Ramazan ayı boyunca kapalı olduğunu öğrendik. Bir an, yaz günü nedeniyle tarihi Safranbolu evlerini andıran mimari dokusuyla yapılmış evlerimizi, cami ve türbelerimizi, Göynük’ün güzelliğini görmeye gelen misafirlerden, oruç tutamayanların ihtiyaçlarını nerede gidereceğini düşündük. Sanırım bu da düşünülmüştür diyerek, Göynük’e gelmek isteyen dostlarımızı bilgilendirmek amacıyla öğrenmeye karar verdik.
Sonra mezalık ziyaretimizi yaptık. Yenilenmiş görünümüyle kolayca aile mezarlığımızın bulunduğu bölüme ulaştık. Göynük’ten gelmiş geçmiş Ziyaret Tepesi’nde ve diğer yerlerde yatmakta olan bütün Hakk’ın rahmetine kavuşmuş insanlarımıza dualarımızı yaptık.
Bu sabah sahurunda, cami hocasının yanık sesi Yunus Emre’nin “Ey Dost Beni” ilahisi Göynük semalarında yankılanırken, sağlıklı bir Ramazan Ayı geçirdiğimiz için halimize şükür ettik. Daha nice hayırlı Ramazanlar geçirebilmeyi diledik.
Ramazan ayının bolluk ve bereketi üzerinizde olsun. Sağlıklı ve hayırlı bir Ramazan Ayı geçirmeniz dileğiyle şimdilik hoşçakalın.
Ayşe Gülten KIRICI
TEŞEKKÜRLER SN KIRICI