Ömrün tükendiği ve günlerin geçtiği yaşamamızda hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır.
Değerli Bolu Postası okurlarımız, hemşerilerimiz, değerli yorumcularımız, arkadaşlarımız çok güzel konulara parmak basıyorlar.
Değerli okurlarımız gibi bizlerde yazar arkadaşlarımıza yorum yazıyoruz. Burada söylenenlerin çok kıymetli değerli tecrübe ve hayat alıntılarından yöresinden memleketinden köyünden kasabasından çok güzel tanıtımlar yaparak ışık tutmaya çalışmaktadırlar.
Ben tüm yazar arkadaşlarımı kutluyorum çok güzel ve eğitici insanlara ışık tutacak konular işliyorlar. Bu da bilmediklerimiz görmediklerimiz yaşamadıklarımız zahmetsizce önümüze geliyor demektir.
Bende geçen mübarek Kurban Bayramı hakkında bir iki kelime sarf etmek isterim. Gurbetçiler olarak gerek yurt dışındayken, gerek yurt içindeyken gurbet de yaşadığımız dönemlerde anne, baba, eş, çocuk, okulda aynı sırayı paylaştığımız çocukluk arkadaşlarımı, okulda öğretmenliğimi yaptığı çok değerli öğretmenimi köyümün doğasını çayda gölde balık tuttuğum balıkçı arkadaşlarımı oyun oynadığım futbolcu arkadaşlarımı havasının suyunun kırlarının bayırlarının özlemini çekerek geçirdiğimiz çok bayramlar oldu.
Eski bayramlar dediğimiz işte bu geçmişteki değerleri yaşayan ve şimdilerde değerleri görmeyenler için tabi ki hiçbir zaman gelecek bayramlar eskisi gibi olmayacaktır.
Buradan değerli Bolu Postası okurlarına diyorum ki;
Değerli geleceğimiz olan gençliğimize ve sahip olduğumuz değerlerimize sahip çıkalım. Onları koruyalım yanımızda, uzağımızda olan büyüklerimizi her zaman halini hatırını soralım. Hele ki annemiz, babamız bu konuda daha ciddi olalım. Bugün var iyiler deyip te onları aramamazlık, onların gönüllerini almamazlık etmeyelim.
Çünkü onları görmeye gittiğinizde iş işten geçmiş onları bir daha hiç mi hiç göremeyebilirsiniz. Aramakta, ziyaret etmekte geç kalmış olursunuz.
Değerli okurlarımız günümüz yaşantımızda teknoloji çok ilerlemiş iletişim çok hızlanmıştır.
Ben görüyorum ve yaşıyorum ki Türkiye nüfusunun bir çoğunda iletişim aracı olarak kullandığımız her kesimin çoğunluğunda elinde iki telefonu olduğunu biliyoruz.
Tabi ki bu araçların çok faydası var hatta yaşantımızın bir parçası diyebiliriz. Bu durumda iletişimde geç kalmışlıklar umursamamazlıklar olmaktadır.
Çok zor değil büyüklerimizi özel günlerinde, bayramlarda, hastalıklarında, sevinçlerinde, üzüntülerinde lütfen arayalım.
Büyüklerin halini hatırını sorarak gönüllerini fethedelim. İnanın bizden bir şey istemezler. Sadece sesimizi duymak iyi haberlerini almak ve öğrenmektir.
İletişimin bol olduğu gönüllerin fethedileceği sağlıklı günler dileğimle sevgi ve saygılarımı sunarım…
MUZAFFER YILMAZ
Arıyorum ama yaşlılarım azaldı. Sıra bana doğru geliyor.