
Kuzey Kıbrıs’tan kısa anekdotlar
5 yıldır Kıbrıs adasının kuzeyinde yer alan KKTC’de yaşıyorum. Burası cennetten bir parça gibi. Ancak her geçen yıl mükemmel yapı biraz daha çürüyor, bozuluyor, kirleniyor, betonlaşıyor…
292 bin nüfusu olan KKTC’nin bazı özellikleri şöyle:
– 7 tane üniversite var ve bunlarda 40 bin kadar öğrenci okuyor. Bu öğrencilerin 5 bin kadarı KKTC’li. Gerisi başka ülkelerden. 30 bin kadarı Türkiye’den.
– 50 kadar turistik otel mevcut. Bazı otellerde kumarhane de (casino) var.
– Adada, sayısını kesin olarak öğrenemediğim 50 kadar banka, finans şirketi var. Bunların ne iş yaptığını tam olarak çözebilmiş değilim. Küçücük bir ülkede bu kadar çok banka olması çok garip. Öğrendiğim bir kaç bilgi var ama başım derde gireceği için yazamıyorum.
– Adada, köylere varıncaya kadar her yerde at-köpek yarışları ve futbol karşılaşmaları için bahis (bet) ofisleri var. Ergen çocuklardan 80’lik dedelere kadar binlerce kişi buralarda sürekli şans oyunu oynuyor. Kumarın, bahisin çok yaygın olması her yıl yüzlerce boşanmada önemli etken olarak karşımızda durmaktadır.
– 500 yıl önce Anadolu’dan adaya gelip yerleşmiş Türklerin sayısı 120-130 bin dolayındadır. Bu kitle devlet bürokrasisinde egemen durumdadır. Yani yöneticiler, müdürler, amirler, danışmanlar, büyük şirketler eski Kıbrıslıların tekelindedir.
– İlköğretim ve ortaöğretimde 36 bin dolayında öğrenci mevcut. Bu kitleyi 6 bin dolayında öğretmen eğitiyor.
– Kıbrıs doğumlu olanlar kimlik göstererek Güney Kıbrıs’a kolayca geçebiliyorlar. Türkiye kökenli kişiler Güney Kıbrıs’a giriş yapamıyor.
– Türkiye’den adaya nüfus kağıdı ya da pasaport ile giriş yapılabiliyor.
– Adada asgari ücret 1400 TL. Özel sektörde maaşlar genelde 1000-2500 TL arasında değişiyor. Devlet sektöründe işe yeni başlayan bir memur 1600 TL dolayında 13 maaş alırken 20 yıllık bir memur 4000-6000 TL arası 13 maaş alıyor.
– Adada akaryakıt 3 TL, 10 kg’lık LPG 35 TL, 300 gram ekmek 80 kuruş gibi fiyatlarla satılıyor. Diğer gıda maddelerinin (et, süt, yağ, şeker, tuz vb.) Türkiye ile hemen hemen aynı.
– İktidarda muhafazakar sağ görüşlü Ulusal Birlik Partisi var. Partinin başındaki İrsen Küçük ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu son 1-2 yıldır hoş olmayan bir zıtlaşma içindeler.
– Özel sektörde çalışan 100 bin kadar kişinin hiç birinin sendikası yok. O nedenle çalışanların işten atılmaları çok kolaydır.
– KKTC’de Türkiyeli, Pakistanlı, Ukraynalı, Türkmenistanlı, Güney Kıbrıslı, Bulgaristan Türkü, Suriyeli, İsrailli, Almanyalı, İngiltereli, Kenyalı, Tayvanlı, Moldovyalı vb. insanlar yaşamaktadır.
– Adanın köylerinde yaşayan 100 bin kadar insan büyük-küçük baş hayvan besleme, tahıl tarımı ile geçinmektedir.
– 2014 yılında Türkiye’den adaya denizin altına döşenen boru ile su getirilecektir.
– Kıbrıs’ta Türkiye’den yüzde 50 daha fazla resmi tatil vardır. Mesela dinsel kandil günlerinde bile kamu sektörü tatil yapmaktadır.
– Adanın 500 yıllık Türklerinin (120 bin kişi) 1974’ten sonra buraya gelen Türkiyelileri pek benimsediği, sevdiği, içine aldığı, uzlaştığı söylenemez. Aradan 40 yıl geçmesine rağmen eski ve yeni göçmen Türkler arasında sosyolojik kaynaşma olamamıştır.
– KKTC devleti ekonomik olarak kendi kendine yeter durumda değildir. O nedenle Türkiye hazinesinden adaya her yıl yaklaşık 1 milyar TL’lik bir destek yapılmaktadır.
– KKTC devletini Türkiye dışında tanıyan ülke mevcut değildir. O nedenle bu ülkenin pasaportu hiç bir yerde geçmemekte, başka devletlerin uçakları adaya inmemekte, uluslararası spor karşılaşmaları yapılmamaktadır. KKTC’de yaşayan 100 bin kadar insanın Güney Kıbrıs devletinden alınmış pasaportu vardır. Güneyden alınan kimlikler dünyanın her yerinde geçerlidir. Güneyden alınan pasaportlar Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği olarak nitelenmektedir…
– Son 5 yıldır dünyanın bir çok ülkesinde (İspanya, Portekiz, İzlanda, Macaristan, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Fransa, ABD, Güney Kıbrıs vb.) ortaya çıkan ekonomik bunalımın etkileri KKTC’de de görülmektedir. Kuzeyden güneye günübirlik olarak çalışmaya giden 5 bin kadar Kıbrıslı Türk’ün ekmek kapısı kapanmıştır.
– Türkiye’den yollanan parasal katkının 2007 yılından beri “nereye harcandığının sorgulanması”, buranın yerel siyasetçilerinin akıldışı harcamalar, devlet kadrolarını şişirme çalışmalarını da sekteye uğratmıştır. Devlet kadrolarının aşırı artırılmasına dur denildiği için son yıllarda gençler arasında yüksek bir işsizlik doğmuştur. Halk arasında işsizlik, pahalılık, düzensizlik vb. gibi sosyal sorunların suçlusu olarak sadece Türkiye’nin gösterilmesine sıklıkla rastlanılmaktadır.
– KKTC halkının davranışları, kültürü, sanatı, edebiyatı, medyası, eğitimi, dili, diyaneti, mutfağı aslında Türkiye ile çok benzerdir. Farklılıklar Rumlardan ve İngilizlerden geçen alışkanlıklardır. Yani iki toplum arasında pek bir fark yoktur.
– Güney Kıbrıs’ta ortaya çıkan ekonomik kriz bir çok şirketin batmasına yol açmıştır. Bu ülkedeki daralma nedeniyle kuzeyden güneye çalışmaya gitme oranı sıfıra inmiştir. Bu da KKTC’de emeğe olan talepte azalmaya yol açmıştır. Yani güneye gidemeyenler kuzeyde çalışmaya başlayınca burada emek arzı fazlalığı söz konusu olmuştur. Emeğin arzının çok olması yevmiyeleri aşağı çekmiştir. Geliri azalan 40-50 bin kadar işçi kendi ülkesine geri dönmüştür. Türkiye’nin Hatay, Gazi Antep, Adana, Urfa, Kahraman Maraş gibi illerinden gelen emekçiler azalan gelirleri nedeniyle geçinemez olunca Türkiye’ye geri dönmüştür.
– Türkiyeli emekçileri yıllarca hor gören, dışlayan, ezen, sömüren girişimciler şimdilerde daha az maaşa çalışmaya razı olan Pakistanlı, Türkmenistanlı, Moldovyalı emekçileri işe almaktadırlar.
– 1974 Barış Harekatı’ndan sonra huzura kavuşan, silahları bırakan ada Türkleri bugün Türkiye’den daha yüksek refah içinde yaşamaktadırlar. Ülkeyi yıllarca kontrol eden (yöneten) Rauf Denktaş devleti birinci istihdam kapısı olarak görmüştür. Kendisi ekonomiyi iyi okuyamamıştır. Milliyetçilik konusundaki duyarlılığı “kendi kendine yetme” konusunda göstermemiştir. Bağımsız ekonomistler Denktaş’ın ekonomiyi hiç bilmediğini dile getiriyorlar.
Devlete gereğinin 2-3 katı eleman alınınca özel sektörde çalışacak sanatkar kalmamış bu gereksinim dışarıdan getirilmiştir. Devlete personel alımı ve alınanlara verilen maaşlar düşürülünce toplumdaki homurdanmalar yükselişe geçmiştir.
Not: Yazıyı fazla uzatmak istemiyorum. İlerleyen zamanlarda başka hususlara da değinirim. Burada yazdıklarım kendi kişisel görüşlerimdir. Politik bir amacı yoktur. Günlük yaşamdan sunduğum kesitler asla hakaret amacı taşımamaktadır. Yazdıklarım yanlış olabilir, eksik olabilir. KKTC’nin yurttaşlarının önemli bir bölümü özeleştiri niteliği taşıyan düşüncelere bile hoşgörüyle yaklaşmamaktadır. Hele hele bir Türkiyeli’nin KKTC hakkında olumlu-olumsuz fikir beyan etmesi saldırı olarak algılanmaktadır.
Ali Özdemir / Eğitimci – Yazar – Yayıncı
Web: www.aliozdemir.net
Tlf.: 0505 220 83 85 (TC) – 0533 838 60 97 (KKTC) – 0542 885 34 78 (KKTC)
E-posta: aliozdemir@e-kolay.net