NELERİ ÖZLEMİYORKİ İNSAN
Neleri özlemiyorum ki, oyuncaklarımı, cin aliyi, arkadaşlarımı, sokakta yakar top oynadığım günleri her şeyi özlüyorum şuan. Sizlerde o eski günleri çok arıyorsunuz biliyorum, çünkü kime sorduysam eski günleri özlediğini söylüyor. Eski günlerdeki o güzelliklerin neşeli zamanların özlemi içinde herkes.
Eskiden para pul yokmuş ama mutluluk huzur ve sevgi varmış, eskiden teknoloji bu kadar iyi değilmiş, ama aile ortamı varmış. Ne yalan söyleyeyim bende bu zamanlarda 70’li 80’li 90’li yıllarda yaşamak isterdim.
Eskiden kendi ektiğini kendin biçer azıcık aşım kaygısız başım misali mutlu mesut yaşanırdı. Sabah erkenden kalkıp bağa bahçeye toprakla uğraşmaya gidilir eve gelince sobanın üstünde kaynayan suyun ısınmasını bekler banyo olunurdu, banyo olduktan sonra ise yer sofrasında bütün ailenle sıcacık evinde yemek yenilirdi. Büyük büyüklüğünü bilip sevgi gösterir, küçük küçüklüğünü bilip saygı gösterirdi. Akşamları her gün birinin evinde toplanıp güzel ve sıcak sohbetler edilir, her şey imece usulü yapılıp birlik ve beraberlik içinde yaşanırdı. Ve bu olaylarda şuan çok özlenen durumlar haline geldi. Her bir durumda iyi şeyler düşünülüp, kötü düşünmek hiçbir zaman alışkanlık edilmemişti, dedikodu gıybet yok denilecek kadarda azdı. Evlerde su akmazdı ama o çeşme başındaki sıcak muhabbet onlara yeterdi, elektrik yoktu ama neşeli oyunlar ve sohbetler sayesinde hiç canlar sıkılmazdı.
Şimdiki o bolluk yoktu belki ama bereket içinde yaşardı insan, hiçbir şeyden şikayet edilmez, her şeyden memnun olunurdu. Her bir yedikleri içtikleri şey doğal olup, bunları da hep kendileri elde ederlerdi. Sarı kızdan süt, yoğurt, yağ, çilli tavuktan yumurta, arılardan doğal bal ve kendi unlarından mis gibi kokan ekmekleri yaptıkları cevizli kömeçleri, bazlamaları her şeyi özler oldu artık bu insanoğlu.
Eskiden ya anacım gene bugün mısır çorbası mı var denilirdi, ama şimdi bunu diyenler acaba özlemiyor mu o mis gibi kokan mısır çorbasını, kedi batmazını. Artık her şey çok özleniyor memleketini, anasını, babasını, kardeşlerini, akrabalarını, arkadaşlarını, hatta köydeki bir taş parçasını bile özlenildiğini biliyorum.
Ekin biçilirken, düven sürülürken insan yorulurdu belki ama bu işleri yaparken, yaptıkları o güzel muhabbet ve birbirlerine takılıp, gülüp oynamaları bu yorgunlukları alırdı. Ve öyle bir durum oldu ki bu yorgunluklar bile özlenir oldu. İmam nöbetleri, o güzelim düğünleri, o kalabalık bayramları, o neşeli insanları, hatta bu yorucu işleri, eskiden bıkılan yemekleri, İNSANOĞLU ÖZLÜYOR BU ESKİ GÜNLERİ…
Emre Ulaş Tuna
Emre kardeşim evet özlüyoruz geçmişe dair ne varsa işte bu yüzden zamanı iyi değerlendirmek lazım tebrikler başarılar kardeşim