Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Doğu ve Güneydoğu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Yılmaz sıkıntıları birilerinin körüklemesi nedeniyle ayrışma yaşandığını belirterek, “Batı’dan; Doğu’ya, Güneydoğu’ya bakıldığı zaman oradaki insanların tamamı devlet düşmanı ve PKK’lıdır. Böyle bir bakış var. Doğu ve Güneydoğu’dan, Batı’ya bakıldığında da herkes güllük gülistanlık, refah içerisindedir, “Biz burada eziliyoruz” deniliyor. Dolayısıyla bu ön yargılarla çok iyi güdülmüşüz ve kullanılmışız. Cumhuriyet kuruluncaya kadar hiçbir problem olmadan yaşadığımız coğrafya, Cumhuriyeti kurarken de Doğulusuyla Batılısıyla Lazlarla, Kürtlerle, Türklerle beraber kurduğumuz Cumhuriyet’te maalesef sıkıntıları birileri körüklemiş ve böyle bir ayrışıma doğru gitmiş. Şu an artık kucaklaşma, geçmişte yapılan yanlışların telafi zamanıdır. Hükümetimizin de şu anda bu kucaklaşmayı gerçekleştirmek için yoğun gayretler içinde olduğunu görüyoruz. Ancak kolay değil. Birbirimize karşı müthiş bir ön yargı var” dedi.

Daha önce Bitlis ile Bolu arasında kurulan dostluk köprüsüne değinen Yılmaz, oğlunun ve geziye katılanların ön yargılarından bahsederek, şöyle konuştu:

“Bitlisle bir köprü oluşturmuştuk. Bitlis’ten buraya ve buradan da Bitlis’e gidenler vardı. Şu anda bu köprü yürümez gibi geliyor. Çünkü Bitlis’in belediye başkanı BDP’ye geçti yanlış hatırlamıyorsam. Bu tabi farklı düşüncedeki insanların kaynaşmasında sıkıntı oluyor. Biz buradan Bitlis’e gittiğimizde çok ön yargılı gitmiştik ama orada gördük, baktık ki, kafamızdaki düşünceler giderken neyse, dönüşte tam tersi olmuştur. Giderken içimizde her siyasi partiden insan vardı, basın mensupları vardı. Demek ki iç içe olup, karşılıklı ilişki içinde olmadığımız zaman ön yargılardan kurtulamıyoruz. Bitlis’ten Bolu’ya gelenler olduğunda Gölcük’te bir yemek verdik onlara. Yemeğe giderken benim kendi oğlum ‘Baba PKK’lıları buraya çağırıyorsun. Bir de bunlara bakıyorsun’ dedi. Bunu birkaç defa söyleyince ben de ona ‘Oğlum PKK’nın yapmak istediği bu’ dedim. PKK’nın bütün niyeti tüm Kürtleri PKK’lı göstermek, Türklerle Kürtleri karşılıklı vuruşturmaktır. PKK’nın amacı budur. Ben ise kucaklaştırmaya çalışıyorum, yani PKK’nın istemediğini yapıyorum. Sen ise PKK’lı gibi düşünüyorsun dedim. Oğlan tabi bana biraz kızdı ama babası olduğum için ses çıkarmadı. Hemen o sene benim gelinimin tayini, Şırnak Uludere’de bir beldeye çıktı. Tabi buradan Şırnak’a bir devlet memuru olarak tayini çıkmasına ön yargılı olarak bakıldığı zaman inanılmaz bir şeydir. Biraz ağladılar sızladılar ama gittiler. Allah’a binlerce kez şükürler olsun ki gittiler. Orada 1 yıl gelinim öğretmenlik yaptı. Oğlum da bu vesileyle onunla gitti. Geldiklerinde bana söylediği şey şu; ‘Baba sen haklıymışsın. Biz oradaki herkesi PKK’lı olarak görüyorduk. Hayır, öyle değil. Orası çok farklı evet PKK’lı olanlar var ama devletten yana olanlar da var. Devletten yana olmak isteyen herkes var ama tam güven sağlanamamış. Devlet devamlı bugüne kadar kazık atmış. Şu anda kazık atılmayacağı konusundaki tam güveni de verememiş. Şu anda benim çocuklarım, Doğu’da bulunması nedeniyle oradaki insanlara daha sıcak bakmaya başladılar. Eğer gitmeselerdi bu sıcaklık olmazdı.”

“Almanya ve Fransa Alevilere destek veriyorlar”

Yılmaz, Almanya ve Fransa’nın geçmişte PKK’ya destek verdiğini, şu anda da alevilere destek verdiğini öne sürerek, “Ben niye Türküm? Benim kendi kendimi Türk yapacak halim yok. Annem babam Türk olduğu için, benim bir özelliğim yok. Annemi babamı seçme şansım da yok. Eğer bir başka arkadaşımız da Kürt ise, o da annesi babası Kürt olduğu için başka şansı var mı? Birinin Türk, Kürt, Laz, Çerkez olması sadece zenginliktir. Ayrılık kaynağı değildir. Onun için dinimiz diyor ki, üstünlük takvadadır. En büyük birliğimiz de din birliğidir. İnşallah geçmişte olan o birlikteliği sağlayacak Güce doğru yavaş yavaş gittiğimizi hissediyoruz. Bunu bozmak için yurt içi ve yurtdışında çok ciddi çalışmalar var. Belki bilmiyorsunuz, Almanya ve Fransa geçmişte PKK’ya müthiş destek verdiler. Şu anda da Alevilere destek veriyorlar. Amaçları şu; Türkiye’yi sıkıntıya sokmak. Biz bu kardeşliği ve bütünlüğü geçmişte bu ülkeyi, Cumhuriyeti beraber kuranlar olarak kararlı olmak zorundayız” diye konuştu.

Dernekler aracılığıyla önyargının kalkmasını dileyen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu kararlıkta en büyük etki de sizler olacaksınız. Çünkü oradaki insanlar buradaki insanları refah içerisinde hiçbir derdi olmadığını sanıyor. Aslında buradan Doğu’ya gittiğinizde oranın yolları hastaneleri Batı’dan aşağıda değil. Hatta birçok şey buradan daha fazla. Muş Ovası burada olsa biz Türkiye’yi besleriz. Onun için bu dernekler vasıtasıyla bu algılamanın, ön yargının kalkmasını temenni ediyorum. Kendimi Türk olduğu için farklı, öbürünün Laz, Kürt ya da Çerkez olduğu için daha aşağı seviyede gören bir mantık içinde de değilim. Ben Roman bir anne babadan da doğmuş olabilirdim. Yaratandan ötürü yaratılanı sevmektir bizim özümüz.”

Kaynak Haber: bolu724.com