15 Ocak 1459´da Ne Oldu?
İstanbul´un Fatihi´nin hocası Akşemseddin 15 Ocak 1459 senesinde vefat etmiştir. “543 sene önce vefat eden Akşemseddin Hz. ölüm yıldönümünde Cumhurbaşkanı ve Başbakanın da katıldığı başta İstanbul ve kabrinin bulunduğu Göynük olmak üzere yurdun bir çok ilinde düzenlenen programlarla anıldı.”
Evet.
Bu yazıma böyle başlamak isterdim ama olmadı. Çünkü Fethin manevi fatihi Akşemseddin Hz. vefat yıldönümünde hiçbir yerde hatırlanmadı. O fethin en sıkıntılı zamanında ordunun maneviyatını diri tutmuştur ancak, vefat yıldönümünde kendisini hatırlayacak ve bir fatiha okuyacak maneviyatı kalmayan bir nesil ardından gelmiştir.
Dünyanın öbür ucundaki bir şarkıcının hayat hikayesini detaylarına varana kadar bilen bir nesil, nasıl olurda dünyanın tarihini değiştiren Fethin, Menevi Fatihi´ni bilmez ve tanımaz. Vefatının yıl dönümünde hatırlamaz.
Affet Allahım bizi. Affet Akşemseddin Hz. bizi.
Unutmamak ve Hatırlamak için işte Akşemseddin Hz.
1389 yılında Şam ´da doğmuştur.
Soyu, baba tarafından 15. batında Ebu Bekir´e dayanmaktadır.
7 yaşında hafız olmuştur.
Müderrislik payesi aldı ve Osmancık Medresesine müderris oldu.
Tıbba ve eczacılığa merak sardırarak tip ilmini öğrendi.
Ankara´da bulunan Hacı Bayram Veli´yi tavsiye ediyorlar ve şöyle diyorlardı:
“Kazandığın şu zahiri ilmini mana ilmiyle, bilgini aşk ile, akıl vergisini kalp ve gönül vergisiyle tamamlaman gerek. Bu da yalnız olmaz. Sana bir mürşit lazım. Kalk Ankara´ya git. Orada Hacı Bayram Veli´ye müracaat et. O seni tamamlasın, bütünleşin. Sen bu dünyaya lazım bir insansın”.
Hacı Bayram Veli´den icâzet aldı ve hilafet tacı giydirildi.
II. Murat´ın emir ve isteğiyle II. Mehmed´in hocalığına tayin edilir.
İstanbul feth olunduğunda Fatih Sultan Mehmet ile birlikte yan yana şehre girmiştir.
Ayasofya Camii´sinde ilk cuma namazını kıldırmıştır.
Ebu Eyyûb el-Ensarî´nin kabrini tesbit etmiştir .
Akşemseddin, fetihten sonra Göynük´e çekildi ve yetmiş yaşında orada vefat etti.
Louis Pasteur´in yaklaşık 400 yıl sonra deneyle keşfettiği mikrobu, Maddetü´l-Hayat adlı eserinde yıllar öncesinde dile getirdi:
“Hastalıkların insanlarda teker teker ortaya çıktığını sanmak hatadır. Hastalık, insandan insana bulaşmak suretiyle geçer. Bu bulaşma, gözle görülmeyecek kadar küçük, fakat canlı tohumlar vasıtasıyla olur”.
Eserleri
Risaletü´n-Nûriye
Hall-i Müşkilât
Makamât-ı Evliyâ
Kitabü´t Tıb
Maddetü´l-Hayat
İsa Terli