Abdulbaki Murat
Müslümanlara hakaret etmeyi adeta bir karakter haline getiren ve her türlü terbiye sınırlarını aşarak son ve hak peygamber olan ahir zaman nebisi Efendimiz Muhammed Mustafa(SAV)e dil uzatan Cherlie Hebdo dergisi, neticelerinin ne olacağı konusunda hiç bir hesaplama yapmadan menfur tavrını sürdürmektedir.
Bu paranoyak vaka ortada iken koskoca bir ülkenin cumhurbaşkanı olan Makron’un İslam dini hakkında söylem ve eylemleri, hususiyetle bu habis derginin çizimlerini devlet dairelerine yansıtarak buradan dinimiz İslam’a karşı fobik bir anlayışı ortaya çıkarmaya çalışması, Almanya’da polislerin camiye saygısızca girerek güya arama yapmaları batının insan haklarına karşı sahte yüzlerinin ortaya çıkmasının yanında, İslam’a da hangi pencereden baktıklarının açık bir göstergesidir.
Bu ve benzeri tezviratları yaparken, hususiyetle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Türkiye’yi hedefe koymaları ise ayrı fakat önemli bir psikolojik vakadır. Bu vakanın ardında yatan temel sebep ise kuşkusuz kendi ayakları üzerinde durma cesareti gösteren ve adeta meydan okurcasına ortaya konan yeni siyasal yöntemdir.
Kuzey Irak, Suriye, Libya, Mavi Vatan Akdeniz, Karadeniz, Kıbrıs’taki gelişmeler ve dünya ülkelerinin Türkiye’ye bakışlarındaki değişme bu sömürü düzencilerinin kimyasını bozmuştur.
Vaziyet onu gösteriyor ki bu bozuk kimya onlara gelecekte daha da pahalıya mal olacaktır. Çünkü Türkiye ile beraber bütün bir dünya ayağa kalkmaya ve müesses nizama itiraz etmeye başlamıştır. Bunların en önemlisi ise artık bir motto haline gelen “dünya beşten büyüktür” anlayışıdır.
Batı’da yükselen faşist anlayışın halklar nezdinde ne derece itibarı olduğunu bilemeyiz. Fakat biz Müslümanlar olarak asırlardır taviz vermediğimiz ve vermeyeceğimiz onurlu duruşumuzu bozmadan sürdürmeye devam edeceğiz.
Biz kanımızı ve canımızı feda edercesine ahir zaman Peygamberi Muhammed Mustafa(SAV) in izinden gitmeye devam edeceğiz.
Çünkü Biz Müslümanız!
Din, dil, ırk, milliyet ayırımı gözetmeksizin her insana eşit davranan bir anlayışa sahibiz. Tüm din mensuplarına ve mabetlerine saygı duyarız, canı kutsal sayar, yaratılanı severiz.
“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” diyen bir peygamberim ümmetiyiz.
Ben Müslümanım!
622 tarihinde Mekke’den çıkarılan fakat 630 tarihinde Mekke’yi teslim aldığında, şehirde bulunanlara/şehirden kendisini çıkaranlara asla dokunmayan ve onlara “güvendesiniz!” diye eman veren ve mütevazi bir şekilde iki rekat şükür namazı kılan Hz. Muhammed(SAV) benim örneğim ve önderimdir.
Ben Müslümanım!
Anahtarları kendisine altın tepsi içerisinde takdim edildiğinde Kudüs’ü emin bir belde haline getiren ve bölgedeki Hristiyanlara şaşıracakları seviyede insani muamelede bulunan Hz. Ömer’in izindeyim.
İlk kıblemizi fethettiğinde bütün farklı din mensuplarına “burada rahatça yaşayabilirsiniz” şeklinde teminat veren Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi’nin torunuyum.
Ben Müslümanım!
İstanbul’u fethettiğinde, “Hüner bir şehri bünyad eylemekdür; Reaya kalbin abad eylemekdür” diyecek kadar zarif ve naif bir kalbe sahip olan Fatih Sultan Mehmet Han’ın ceddiyim.
Ben Müslümanım!
1478’de Bosna’yı fethettiğinde “Ben ki, Sultan Mehmed Han’ım… İhsan edip Bosna rahiplerine buyurdum ki; Kiliselerinizde korkusuzca ibadet ve memleketimizde korkusuzca ikamet edin. Ne vezirlerimden ne de halkımdan kimse bunları incitmesin ve rencide etmesin. Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a ve kuşandığım kılıca yemin olsun ki, canları, malları ve kiliseleri bana itaat ettikleri sürece güvencem altındadır.” diyen Fatih Sultan Mehmet benim ecdadımdır.
Biz Müslümanız!
Fethettiğimiz Avrupa topraklarını gönül marifetiyle ihya ettiğimiz ve asla mezalim yaptığımıza kimsenin şahit olmadığı dinin mensuplarıyız.
Bizi öldürmeye, tamamen yok etmeye niyetlenen ve bu uğurda ta Yeni Zellanda’dan, Avustralya’dan gelen ve Çanakkale’de ölen Anzaklar için “onlar bu topraklarda öldükten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” diyebilecek kadar hoşgörü sahibiyiz.
Biz Müslümanız!
Bir halkın asla diline, dinine ve geleneklerine müdahale etmeyen bir anlayışa sahibiz.
Bir halkı sömürdüğümüz, bir milletin yeraltı ve yerüstü zenginlerine göz diktiğimiz asla görülmemiştir.
Ben Müslümanım!
Haçlı ordularının geçtiği bölgelerde on binlerce mazlum halkı kılıçtan geçirdiğini biliyorum.
Vahşi Batı’nın Müslüman ülkeleri sömürebilmek için onların arasına fitne tohumları ektiğini, sonuçta düşmanlık üreterek insanları birbirine öldürttüğünün farkındayım.
Avrupalıların sömürü düzenini tesis etmek ve rahat yaşamak için Afrika’da on binlerce insanı acımasızca katlettiğini biliyorum.
Ben Müslümanım!
Birilerinin DEAŞ; El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab gibi örgütleri finanse ederek İslam dini hakkında olumsuz yargı oluşturmaya, Müslümanları parçalamaya çalıştığını biliyorum.
Özellikle batılıların dinim ve değerlerim üzerinde ameliyat yaparak son ve ekmel din olan İslam’ı fobik bir hale getirmek istediğinin farkındayım.
İslam’ın Avrupa’da ve Amerika’da yükselen bir değer olduğunu tüm dezenformasyonlara rağmen insanların İslam’ı bir kurtuluş yolu olarak gördüklerini biliyorum.
Ben Müslümanım!
Avrupalıların insan hakları, adalet, özgürlük gibi kavramları kullanırken Afrika’nın pek çok ülkesinde, Uzak Asya’da, Ortadoğu’da, Bosna’da ve daha pek çok ülkede binlerce Müslüman’ı bilerek katlettiğini, buna göz yumduğunu biliyorum.
Irak’ta Amerikalıların ve müttefiklerinin binlerce masum halkı, kadın, çocuk, yaşlı demeden katlettiğini, Ebu Gureyb’de insanlık tarihinin en barbar işkence hücrelerini oluşturduğunu biliyorum.
Vahşi Batılılar’ın Amerika ve Avustralya kıtalarının yerel halkını soykırım yaparak ortadan kaldırdığının farkındayım.
Biz Müslümanız!
El Halil’de, Kudüs’te, Yeni Zellanda’da ve daha pek çok yerde ibadet eden masum Müslümanları öldürenlerin sistematik bir çalışmanın neticesinde ortaya çıktığını ve bunların kesinlikle bilinçli yapıldığını biliyorum.
Biz Müslümanız!
Mabedlerimizin minarelerinden yükselen Allah’ü Ekber nidaları semavatı ve arzı yaratan Allah’ın büyüklüğünü haykırır. Ve yine o minarelerden sadece O Yüce Yaratıcı’nın önünde rüku ve secde edileceğini ifade edilen salaha davet eden ve böylece insanların felaha ulaşabileceğini anlatan çağrılar yükselir.
Biz Müslümanız!
İncitmeyiz, kırmayız, öldürmeyiz…
Yaradan’dan ötürü yaratılanı severiz…
Biz Müslümanız, elhamdülillah…
Batılıların tüm şer planlamaları darmadağın ederek, doğru bildiğimiz yolda onurumuzla yürüyeceğiz.
Bir insanı öldürmenin tüm insanlığı öldürmek, bir insanı diriltmenin tüm insanlığı ihya etmek olduğu inancıyla yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz inşallah…