ALKIŞ SESLERİ
Merhaba sevgili okurlar. Bu hafta dikkatinizi çekmek istediğim konu alkış. Nereden aklınıza geldi diyecekseniz anlatayım.
Hafta sonu çok yakın bir arkadaşımızın kızının, Evlendirme Dairesi’nde nikah töreni vardı. Ben de biraz erken gitmişim. Salona girdiğimde başka bir çiftin nikâhı kıyılıyordu. En arka sırada bir koltuğa geçip oturdum. Nikâh memurunun “Evlenmek istiyor musunuz? Sözlerine karşılık genç çiftlerin coşkuyla ve bağırarak “Evet” yanıtı salondan çok büyük bir alkış aldı. Davetliler de coşkuyla genç çiftleri alkışlıyordu. Ben de katıldım onlara. Bir aile kuruluyordu alkış sesleri arasında.
Daha sonra sıra bizim nikah törenine geldiğinde, kızımız ve eş adayı pırıl pırıl parlayan gözleriyle girdiler kapıdan. Heyecandan yerinde duramıyorlardı. Bu kez en ön sıraya geçmiştim alkışa öncülük etmek için. “Evet” sözleri ve alkışlar arasında kızımızın aile birliği kuruldu.
Eve dönerken aklım başka alkış seslerine gitti. Üniversiteyi bitiren kızımın diploma töreninde, davetliler salonu alkıştan inletiyorlardı. Diploma alan gençler artık hayata atılabileceklerdi. Tabii ki şansları yerinde gidip iş bulabilirlerse. Önemli olan üniversite bitiriyor olmalarıydı alkışa değer olan.
23 Nisan Bayramı’nda şiir okuyan veya gösteri sunan öğrenciler alkışlanmaz mı? Çocukları içimize sarmalamak istercesine alkışlarız onların heyecan dolu gösterilerini. Bir konuşmacıyı da alkışlarız. Kendimizi de alkışlarız bazen. Evde maç izlerken top kaleye gittiğinde, yerinden fırlayıp alkışlayarak havaya zıplayanlara ne demeli.
Bir konser bitiminde, ya da korist ve solistler şarkılarını seslendirdiğinde alkışlarız. Finalindeki alkış sesleri saatlerce susmaz. Bir tiyatro oyunu sonrası, oyuncuların yorgunluğunu alır alkış sesleri. En sevdiğim kısımdır onların gösterdikleri performansı ayakta alkışlamak. Saymakla bitmez ki alkış nedenleri. Bütün bu alkışlar sevinç, coşku, heyecan, saygı ve sevgi ifadesi değil midir?
Aynı topraklarda yaşayan bizler, vatan toprağımızın ne kadar değerli olduğunu unutmayalım. Sorunlarımızı kardeşçe çözme yoluna gidelim. Kolkola ve alkış sesleriyle.
Bugün bir başka alkış yapmak istiyorum izninizle. Arif Nihat ASYA’nın BAYRAK şiiri, vatan sevgisini ne kadar da güzel anlatır değil mi? Paylaşmadan geçemeyeceğim. Haydi! Alkış seslerimiz, tıpkı gelinle damadı alkışladığımız gibi coşkulu olsun.
BAYRAK
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !
Yazar : ARİF NİHAT ASYA
Ayşe Gülten KIRICI
KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK, SEVGİLİ ARKADAŞIM…SEVGİYLE KAL…<3 <3