
ANNE, BENİ BABAMA ŞİKÂYET ETME!
Sağlam vücutlu toplumlar iyi eğitilmiş insanlar topluluğundan oluşur. Eğitimin kalıcı olabilmesi için de alt yapının kusursuz olması gerekir. Eğitim yuvalarında iş görenler, çocuklarla yumak gibidirler. Görevleri dışında, birbirlerinden ayrılmaları mümkün değildir. Elbette çocukların eğitiminde en önemli rol anne baba ve iş görenlerindir!
Bende, çocuklarımızın gelişimleri sırasında karşılaştıkları sorunları, bu sorunların üstesinden gelirken yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri olumsuzlukları ve tedavi konularına açıklık getirmek istiyorum.
Çocuklarımız, kaynak suyuna benzerler. Saydam ve durudurlar. Durmadan akmak isterler, İleriye kavuşmak istedikleri yere kadar!
Çocuklar sürekli psikososyal gelişim gösterirler. Normal sosyal gelişim gösterirlerken de aile bireylerinden başka; öğretmenleri, arkadaşları, akranları ve akrabaları ile iletişim ve etkileşim içersindedirler. Çocuk davranışlarına yön verme noktasında, bu etkileşim ve iletişimler son derece önemlidir.
Çocuklarımız, normal gelişim süreçlerinde, sorunlar yaşayacaklardır. Bu sorunlardan birisi de; Kişilik özellikleri ve çevre faktörlerinin de etkisiyle, sosyal ortamlardan uzak, alışılmadık ortamları benimseyemeyen, duygularını paylaşmayı bilmeyen, yabancılara tedirgin yaklaşan bir kişilik kazanırlar. Bu psikiyatrik duruma ‘İÇE DÖNÜKLÜK’ tanısı konulacaktır. Acilen tedavisi gerekir. Psikolog’a gitmeden önce anne, baba, yakın çevresinin yapması gerekenler vardır!
Bunlar: Sık sık çocuğa söz hakkı tanınmalı, hemen hemen her konuda -aile içi konular dâhil- O’nun kendisini ve duygularını ifade edebilmesi sağlanmalı. Kendisine değer verildiği fark ettirilmeden vurgulanmalı. Konuştuğu zaman dinlenilmeli. Sosyal ortamla sık sık iletişim kurulmalı. Olduğu gibi kabul edilmeli. O‘na olan sevgilerini belli etmeleri, çocuğun her şeyine müdahale etmemeleri ve O’nun kendisini ortaya koymasını sağlamaları, gibi bir dizi sıcak ve samimi davranışlardır
Bütün bu gayretlere rağmen ‘psikiyatrik tablo’da değişme olmadığı görüldüğünde, tedaviye yönelmek kaçınılmaz olacaktır. Özellikle okul çağı öncesi ve okul çağı sırasında sosyal ilişkilerde doğabilecek problemleri önlemenin yolu psikiyatrik tedaviden geçeceği unutulmamalıdır.
İlköğretim okulunun 3. Sınıfında, başını avuçlarının içine almış düşünen öğrencim birden acıyla uyanmış gibi parmak kaldırdı. Merak etmiştim. Zorla konuştururdum. Okumasını söylediğim halde, okumazdı. Arkadaşlarıyla oyun oynamaz. Konuşmazdı. 1. ve 2. Sınıfta da öyleydi. Söz verdim, konuşmadı. ’Unuttum’. Dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri için oyun sergilemeyi düşündük.’Kimler rol alır? Dediğimde’. Kolu uzadı. Parmağı da! Hemen rol verdim. Başrol oynayacaktı. Oynadı da. Harika bir oyun sergiledi. Oyundan sonra açıldı… açıldı… En sevilen sayılan bir öğrenci bir arkadaş oldu. O şimdi Bolu Fen Lisesinde okuyor.
Tek yaptığımız kendisini tanımasına yardımcı olup duygularını gün ışığına çıkarmış olmamızdı. Şimdiden yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyor, hepinize saygı sevgi çiçeklerini sunuyorum.
Hoşça kalın, çocukça Kalın!
Çok güzel bir yazı olmuş ögretmenim, çok teşekkür ederiz.