AYNAYA BAKINCA GÖRDÜĞÜME VE GÖRMEDİĞİME İNANIRIM ANCAK
Merhaba sizlere bu hafta da farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. İnanmak ve güvenmek. Öncelikle yazdığım bu başlığın anlamını kısaca anlatıyım sizlere. Gördüğüme inanmak, aynaya bakınca kendimi görüyorum ve kendime inanıyorum, görmediğime ise, yani Allah’a inanıyorum.
Ben 8 yıllık ticari hayatımda karşılaştığım olaylar, yapılan yanlışlar, çok güvendiğim müşterilerimin güvenimi sarsması, etrafımdaki buna benzer yazmakla bitiremeyeceğim konular, bunlar beni hem kişilik olarak yıpratmasına rağmen diğer yandan da hayatı öğretti. İnsanların görünüşten ibaret olmadığını, ne kadar acımasız ve bir o kadar da güvenilir olmadıklarını öğretti ama ben yine de bu olmamalı dedim, devem ettim. İyi niyetimde değişen pek bir şey olmadı aslında. Benim hakkında melek gibi insan bu dediğim insanların aslında zavallı bir şeytan olduklarını gördüm. Hesapta beni kandırdılar ya… Bir yandan da çok üzülüyordum bu olaylara, neden kimseye güvenemeyecek miyim ben, isteseler zaten ben o üzünleri onlara parasız da verirdim. Birkaç eşya parçası için güven denen o tarifi mümkün olmayan duyguyu alıyorlardı yavaş yavaş benden ve insanlara 8 yılın sonunda güvenim kalmadı desem yeridir. Hani derler ya ‘İnsanları ticarette ve yolculukta tanırsınız’ diye, ne güzel söylemiş atalarımız. Zaten bütün atasözlerimiz acı tecrübelerin bir örneği değil midir aslında?
Oysaki birine ya da birilerine gözü kapalı inanmaya, güvenmeye ne kadar ihtiyacımız var, yazık ki günümüz toplumumuzda bu kelime anlamını tamamen olmasa da yitirmiş. Kimsenin kimseye güveni kalmamış. Bu yüzden kalabalık şehirlerde yapayalnız yaşayan birer birey haline gelmişiz, hiç bir şeyin tadını alamadan yaşıyoruz. Robotlaştırılmış insan toplulukları olmuşuz. Hayatımızı sanki buz üstünde yürüyoruz gibi devem ettiriyoruz. Her an ayağım kayabilir korkusu ve endişesi ile sizce ne kadar mutlu ve huzurlu olunabilir ki? Her şeyi olan ama hiçbir şeyden zevk almayan insanlar olmuşuz maalesef.
Bu konu çok uzun ve çok önemli, ben sadece kısaca üstü kapalı yazmak istedim. Hani göçmen kuşların göç ederken okyanusun ortasında dinlendikleri bir ada vardır ya dinlenip soluklandığı, işte güven ve inanmak da böyledir, hepimizin ihtiyacı vardır.
Lütfen bize inanan güvenen insanların kıymetini bilelim güvenlerini sarsmayalım. Bedeli ne olursa olsun inanın sonunda kazanan daima biz oluruz. Pusulanız daima kalbiniz olsun, o sizi hiç yanıltmaz inanın.
AYSEL BINAR GÜLEN
Sayın Aysel hanım ticari hayatımda 35 ılı geçtim ve Ankara'ın en eski Matbaası olan Afacan sülalesi olarak 90 yıllık bir geçmişe sahibim ben de 2 sen önce ticareti bıraktım inanın inanların kötülüleri sayesinde aşıı miktarda para kaybettim ortak yüznden ve 1 y önce yeniden işadmı olarak başladık. ;Bi söz vardır bilirsiniz insanların tecrübeleri insanlardan yedikleri kazıkarın bedelidir diye. Ama doğruuk güneş gibidir nasıl olsa doğar değil mi diyerek şu an daha presipli daha işini iyi yapan ve kimseye güvenmeyen kendine güven duymakda geçer diyorum. Yazınız in de gerçekten fayz alınması greken bir konuya eğinmiştiniz. Kaleminize sağlık…
Sagılarımla
Veli Afacan