BİLGİSAYAR VE ÇOCUK (2)
Geçen haftadaki yazımda, bilgisayarın hayatımızdaki yerinin, önemine değinerek yararından söz etmiştim. –Saydı , ve -Seydi ekli bir çok yorum aldım. Mutlu olmuştum. Kanayan yarayı kaşımıştım. Yorgun düşüncelere katık etmiştim bilgisayarı. “Hep yararından dem vuruyorsunuz, hiç mi zararı yok? “ tembihli cümlelerle taşlandım. Almanya’dan, Avusturya’dan konu ile ilgili e-mail adresleri önerdiniz. Kabulümdü hepsi. Yardımcı oldular. Okudum. Bilgilerimi tazeleyerek büyüttüm. Göğe erdim. Serpildim. Donanımlarımı sizlerle paylaşmak istedim.
Sanayii ve kültür yeniliklerini tamamlamış ülkeler ile, boy ölçüşür olmuşuz, internet kullanımında. Bazılarını peşimize bile takmışız. Merak, bilgi ve teknoloji ye susamış oluşumuz, neden olmuş buna. İnternet bize, biz internete sımsıkı sarılmışız. Yararlarını özümsemiş, başımıza taç yapmışız. Sonra beden ve ruh sağlığımız bozulmuş. İnternet güç kazanmış, her geçen gün. Yıllardır sağlığımızın bozulmasına göz yummuşuz. İnternetsiz kalma korkusu salmış dört bir yanımızı. Önlem almaya karar verince, bir dizi olumsuzluklar sıralanmış peşi sıra. Geleceğimiz, çocuklarımıza öğütler vermişiz. İnternetin zararlarından söz etmişiz. Bir bilene sormuşuz. O bilende bizi aydınlatmaya çalışmış, bıkmadan. Sıra sayılarını başlık yaparak anlatmış;
Bir: Bilgisayarlı eğitimde, bireyselleşme görülür. Öğrenci merkezli eğitimde ise, öğrenci baz alınır.
İki: Bilgisayar kullanımında, sınırı aşarak ekran bağımlısı olan çocuk, sosyal hayattan soyutlanır.
Üç: Bilgisayara sahip olmayan çocuklarla, olan çocuklar arasında, eşitsizlik duygusu yeşermiştir. Adalet duygusu çöpe atılmıştır.
Dört: 12-18 yaş gurubunda ki çocukların, sadece %1 inin ders ve araştırma amaçlı kullandıkları, öteki yüzdesi ise oyun ve mesajlaşma amaçlı kullandıkları kanıtlanmıştır. Oyun ve mesajlaşma amaçlı kullanıcıların, yalnızlığa itilerek, sosyal yaşam zayıflığı içinde kıvrandığı görülür.
Beş: Çocukların, internet oyunlarını arkadaş yerine koyduklarından, sosyal izolasyona maruz kalmışlardır.
Altı: Selnow; elektronik arkadaş. Hipotenüsünü ileri süren! Bilim adamı “Çocuklar en değerli zamanlarını, internet başında geçirdiklerinden, arkadaş bulma sıkıntısı yaşayarak sağlıksız bir sosyal ortam yaratmışlardır” Demiştir.
Yedi: “12-13 Yaş gurubunda çocuklar;
A)Bilgisayarda oynanan oyunlar, arkadaşlarla oynanan oyunlardan daha iyidir.
B)Hayatımın en değerli zamanı, bilgisayarda oyun oynadığım zamandır.
C) Bilgisayarda oyun oynarken, kendimi daha aktif ve canlı hissediyorum.
Ç) Bilgisayardaki oyunlar yalnızlığımı gideriyor. Demektedir! Bu çocuklarımızın ,internet kullanım süreleri arttıkça yalnızlık, sosyal yalıtım, saldırganlık vb. duygusal davranış bozuklukları görülmektedir”.
Sekiz: Genel sağlık düzeylerinin düşmüş, depresif belirtileri görülmüştür.
Dokuz: Sosyal gelişimlerinin gerilediği, özgüvenlerinin azaldığı, sosyal kaygı düzeyleri saldırganlaşmıştır.
On: Okul başarısı, internet kullanımı ile orantılı olarak, az kullanan başarılı, çok kullanan başarısız olmuştur.
Çocuklarımızı yalnızlaştırmayarak, sosyal çevreden uzaklaştırmadan, interneti gereği kadar ve gereği gibi kullandırmayı alışkanlık haline getirmekte, biz yetişkinlerin görevidir.
İnternetsiz bir hayat dileğiyle. Hoşça Kalın, Çocukça Kalın….!
İsmail ALTOK.
Gelişen teknoleji günlük hayatın her alanında karşımıza farklı şekillerde çıkmak ta, hayat giderek kolayştığını zannederken ama aynı zaman da karmaşık bir hale geliyor.Bizler deyişen koşullara uyum sağlamaya çalışıyoruz,çocuklarımızın durumu biraz daha farklı onlar tek noleji ve bilgisayar dünyasında büyüyorlar.Bir kaç yıl öncesi biligisayarlar sadece iş yerlerin de bulun mak taydı ama şim di insanın olduğu her yerde.Şimdi ise evimizin baş köşesin de yer almakta.Çocuklar ise bilgisayara gösterdikleri hızlı uyum sergiledikleri kullanım becerileri bizleri şaşırtıyorlar.Biz Anne ve babalar olarak onların bu kadar karışık bir aleti rahatlıkla kullanabiliyor olmaları yeni neslin ne kadar zeki olduğunu kanıtlıyor.Bilgisayar kullanımının doğru ve bilinçli bir şekilde kullanıldığında bilişsel becerilerinin gelişiminde olumlu etkilerinin olduğunu düşünmekteyim.Biz Anne-babalar olarak sürekli takip içerisin de olmalıyız süreli izn vererek bilinçli ve doğru kullanmalarını öğretmeliyiz.SAYGILARIM LA…