
BİR ERKEK GİDİNCE
Bir erkek gidince,kentin tüm yolları çökmüş, dağları yan yatmış gibi olur.
Bir erkek gidince raflarda kalır dizi dizi kitaplar, çekmecede dosyalanmış evraklar, ödenmiş senet ve çek koçanları, su, elektrik faturaları, banka dekontları, maaş ekstreleri, taksit tarihleri, kalın bir defter, içinde doğum günleri, baş başa çekilmiş gülen resimler, telefonlar, görüşme günleri, araba anahtarı, cep telefonu, diz üstü bilgisayar, boynunu büker kalır.
Bir erkek gidince, susar dış kapının gürültüsü, kahvaltı için ekmek almaya, gazete getirmeye giden olmaz. “ Gelince ne gerekli?” diye telefon eden de.
“Hazırlan, akşam gidiyoruz” diyen,
“Boyun bağım nerede?”
“Çoraplarım yıkanmamış mı?”
“Hani beyaz gömleğim?”
“Anahtarı unuttum!”
“Sahi, saatim evde mi kalmış!”
“ Evlenme yıldönümümüz dün müydü?” sesleri eksilir.
Bir erkek gidince, ev kapanmaz ama ışıkları söner, karanlığa gömülür…
Bir erkek gidince bir evden;
Bir Dede,
Bir Baba,
Bir Oğul,
Bir Ağabey,
Bir Dayı,
Bir Amca,
Bir Kuzen,
Bir Yeğen,
Bir torun,
Bir delikanlı,
Bir Sevgili,
Bir Yiğit,
Bir Savaşçı,
Bir Barışsever,
Göklerden bir kartal,
Ormandan bir arslan,
Bir günün aydınlık kısmı,
Beynin yarısı,
Mevsimlerden Yaz olanı,
Kolun iş göreni,
Ayağın adım atanı, kesilir.
Kısacası;
Bir erkek gidince: YATAĞIN YARISI BUZ KESİLİR.
Serdar SELEK
Bu yazınız çok güzel bir okadar duydusal ve anlamlı okurken boğazım düğümlendi adeta harika bir anlatım teşekkürler SERDAR bey başarılar . BİR ERKEK GİDİNCE ÇATISIZ BİR EVDE KALIR İNSAN