BÜLENT ARINÇ VE SONRASI
Herkes herkesi sevmek zorunda değil elbette…
Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet olmalı diye düşünenlerdenim!
Sevgi sevgiyi, saygı da saygıyı doğurur.
Ancak toplumsal huzur ve barış için, her zaman diplomatik nezaket içinde saygılı olmak önemlidir.
* * *
90 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 61’nci hükümet işbaşında…
Tam 11 yıldır AKP tarafından yönetiliyoruz.
İster oy vermiş olalım, isterse oy vermemiş olalım, bu kadroları sevmek zorunda değiliz!
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devletini, bu toprakları ve onun güzel insanlarını sevenler olarak hükümet üyelerine saygı duymak da görevimiz olduğu gibi onlardan da saygı beklemek hakkımızdır!..
* * *
AKP dönemine baktığımızda kimileri Türkiye’nin çağ atladığını, kimileri de bölünmenin eşiğine geldiğimizi söylüyor. Ama bir gerçek var ki, Sayın Başbakan’ın hiddetli tavırları hem kendisine hem de ülkeye büyük zarar veriyor.
Halbu ki, Sayın Başbakan 2007 seçimlerini kazandığında yaptığı balkon konuşmasında Şeyh Edebali’nin sözlerine vurgu yapmıştı.
Osmanlı Devletinin Kurucusu Osman Bey’in Kayınpederi olan Şeyh Edebali’nin
“Ey Oğul, Bundan sonra beysin, darılmak gücenmek bize, hoşgörmek bağışlamak sana” sözlerini büyük bir ustalıkla okuyup alkış almıştı.
Ne derseniz deyin…
Bu sözlerinin ardından “Bana oy verenlerin de oy vermeyenlerin de Başbakanıyım” dediğinde yüreğime biraz su serpilmiş ve kendisinden de ümitlenmiştim!
Ancak aradan geçen süreçte gittikçe Sayın Başbakan gittikçe sertleşti!
Önüne gelene azarlamaya, daha da kötüsü “Tek Adam” görüntüsü sergilemeye başladı!
* * *
Bu güne kadar istediği her şeyi yapabilme gücüne sahip olan iktidarın sarhoşluğunu anlayamıyorum.
Toplum “Tamam” dedikçe üstüne giden bir anlayış neden?
Neden, Şeyh Edebali’nin gösterdiği yoldan uzaklaşıldı?
Hiç bir uçağın sürekli havada kalamayacağı gibi bu hükümet de irtifa kaybetmeye başladı!
…Ve işte son perde!
Adına ister “Başörtü” ister “Türban” deyin!
Konu toplumsal uzlaşmayla aşıldı mı?
Aşıldı elbette…
Herkes ana muhalefet partisinden bu konuda sert bir tepki beklerken, TBMM’de gösterilen olgunluğa kimse inanamadı!
Toplumumuz demokratik bir olgunluk içinde “Buna da eyvallah” dedi.
Bu gelişmenin ardından meclisteki başı açık kadın vekiller de pantolon giyebilmek için bir düzenleme talebinde bulundular.
Bu da gayet normal!..
Ama Başbakan sanki bu tablodan mutlu olmadı.
Hemen “Öğrenci evleri” iddiasını ortaya atıverdi!
Yahu, Avrupa Birliğine girmek aşkına Türk Ceza Kanununda Zina’yı Suç olmaktan çıkaran iktidarın Başbakanına bir bakın hele!
Öğrenci evlerinde fuhuş olduğu şüphesine kapılıp yol arkadaşı Bülent Arınç’ı bile rencide eden açıklamada bulundu.
Aslında Sayın Arınç, sonuçta hükümeti zora sokacak Başbakan’ın yanlış beyanını usta bir siyasetçi tavrı ile kapatmaya çalışsa da başaramadı.
Sayın Başbakan, partisinin grup toplantısında “Sözlerimin arkasındayım!” deyince, zor günlerde yanında olan Arınç’ı incitip gerçekten zor durumda bıraktı…
Herkes şimdi ne olacak? derken,
Bülent Arınç’dan “Kırmızı Plaka meraklısı değilim, bir daha aday olmayacağım” açıklaması geliverdi.
Öyle görünüyor ki, Arınç çok gücenmiş!..
Kim olsa gücenir elbette.
Kader arkadaşlığı yaptığınız, zor günlerde yanında yer aldığınız biri gün gelip sizi hiçe sayarsa iyi mi?
Sayın Arınç buna rağmen son derece olgun, ağzından çıkanı kulağı duyan seviyeli bir uslup içinde kırgınlığını dile getirdi ve son noktayı da “Benim bir özgül ağırlığım” var diyerek koydu!
Bana göre Başbakan’ın işi şimdi daha zor!
Grup toplantısında söylediği gibi “Sözlerimin arkasındayım. Benim dediğim olacak” dese Arınç ile birlikte parti içinde büyük bir güç kaybedecek!
Demese Kasımpaşalı duruşu zedelenmiş olacak!
Uzun lafın kısası işi zor!
* * *
Gelelim Arınç hakkında ne düşündüğüme;
Kendisine büyük saygı duyuyorum!
İnsanlar kazandıkları mevkileri kendi ellerinin tersi ile itebilmeli!
Onurlu davranışından dolayı, Arınç’ı kutluyorum!
Oğuz Uçar
http://ewinghouses.com/
Herhangi bir şeye veya kimseye karşı yakın ilgi veya bağlılık göstermeye yönelten duygudur aslolan işte budur Sevgi,Bir kimseye,veya herhangi bir şeye karşı dikkatli özenli ve ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu ve rahatsız etmekten çekinme duygusudur Saygı, Aralarındaki görüş farklılıkları her ne olursa olsun belirli düşüncelerin nezaket kuralları içinde Ülkenin bütünlük değerlerine zarar vermeden ifade edilmesi daha uygundur.Başarılar diliyorum Oğuz um Sevgi ve Saygılarımla.