
ÇOCUKLARDA KORKU…!
“ Çocukların büyümesiyle birlikte, korkularıda çeşitlilik kazanır.Korkusuz yapamazlar
sanki.An gelir korkudan ,korku ile baş etmeyi öğrenirler.Yeni hayata başlamışlardır artık.Diğer sorunlar vız
gelir.Korkuları başından def etmeyi öğrenmiş,öteki sorunlara karşı bağışıklık kazanmıştır”.Keşke bu duygu
ve düşünceler hemen,şimdi gerçekleşmiş olsa.Karakteri olgunlaşmış,zıpkın gibi çocuklarımız
sorunlarından arınmış olsalar. Hayatımız ,sorunlarla harmanlaşıyor,olmayan hasat zamanını bekliyor, o an
belki de şimdidir. Gelin hasatı kaldırmaya çalışalım. Korkudan uzaklaşma hasatını…!Bir daha geri
dönmesini zorlaştırmak için, bilgilerimizi zenginleştirelim. Bu girişten sonra esas yazı konusuna gelmek
istiyorum. İzin verirseniz!
Çocuğun kendine özgü ve her yaşın da korkuları vardır. Açıklık getirmeye çalışacağım,
Bir; Beş-On aylık bebekler; Ayırt edebilme yetileri gelişmiştir. Yabancılardan korkarlar.
İki; On iki-On sekiz Aylık bebekler; Ayrılık endişesi görülür. Yakınını kaybetme, anne
babadan ayrı düşme, hastalık çarkları ile stres yaratarak ortaya çıkan korkular.
Üç; İki ve Beş yaş arası çocuklar; Korkular farklılık kazanarak artar.Gerçek,fantazi ,zaman
ayrımı yapmadan korkar.En çokta hırsız,köpek,hayali yaratıklar,şimşek,karanlık , yalnız kalmaktan ve zarar
görmekten,yaralanmaktan korkarlar.
Dört; Dört ve Altı yaş arası çocuklar; Okula gitmekten, karanlıktan, kaybolmaktan,
yükseklikten ve hayvanlardan korkarlar.
Beş; Altı-On bir yaş arası çocuklar; Doktordan, dişçiden, gök gürültüsünden, şimşekten,
uçaktan ve hırsızdan korkarlar.
Altı; On iki yaş ve üzeri çocuklar; Sosyal ilişkilerden, yazılı-sözlü sınavlardan, alay
edilmekten, reddedilmekten, utanmak gibi okulla ilgili korkulardan, korkarlar.
Belirgin korkulardan söz ettik. İzninizle devam etmek istiyorum.
Endişe; Korkulara neden olan en büyük faktördür. Yapayalnız kalındığında, karanlıkta ve
uykuya dalarken ortaya çıkar.
Uykuya dalarken çocuk bilinçle bilinç dışı arasındadır. İçinde biriktirdiği öfkelerin
farkına varır. Bunları bastırmalıdır. Ama nasıl? Sahiplendiği korkuların nedeni olan anne babayı yanında
ister. Korkularla baş etmek, endişelerini hapsetmek için dış desteğe ve güvene ihtiyacı vardır.
Genellikle çocuk, üç yaşından sonra anne babanın yardımıyla toplum kurallarıyla tanışır.
Keşke tanışmasaydı. Eski, özgür davranışlarını aramaya başlar. Her davranışından sonra, toplum kuralları
bir engeldir onun için. Çocukluğunu geride bıraktığı dan, anne babaya öfke duyar. “Anne babadır o nu
korkularla tanıştıran ”Anne babadır deyip sineye çekse de körkütük yeni korkularla tanışacağını bilir sanki..
Tam da burada, çocuğumuzun yanında bulunup destek vererek, korkularla mücadelesinde
neler yapabilirliğimize bakalım.
Bir; Korktuğu objelerden uzak tutup güven aşılamak, zaman tanımak. Örneğin; Doktora
gitmekten korkuyor ise; Hasta olmadığı, muayene ve iğne olmayacağı bir zamanda, doktoru ziyaret etmek.
İki; İleri düzeyde korkularda; İyi bir eğitimle verilecek sevgi ve güven duygusu ile
giderilebilir.Örnğin;Karanlıktan korkan çocukla,anne babanın , karanlık bir ortam da çocukla oynaması…!
Üç; Korkan çocukla, korkuları nedeniyle eleştiri, alay konusu yapılmamalıdır. Örneğin;
“Kocaman oldun, hala küçücük köpekten korkuyorsun.” Yerine, çocuğun korkularını tanımalı ve kabul
etmeliyiz.
Dört; çocuğun korkuları ile baş edebilmesi için yüreklendirip, hayal gücünden
yararlanmalıyız. Örneğin; Süper kahramanlar yaratabiliriz.
Korku; Kaçınma, şartlanma sonucu olarak ortaya çıkar. Endişeler de korkuların
vazgeçemedikleri kardeşleridir.
Çocuk, korkmayı görerek daha çabuk öğrenir. Başkasının korktuğu durumları
izlememelidir.
Çocuklar, en büyük korkuları anne babadan öğrenirler.
İşte böyle sevgili arkadaşlarım. Bu konu, zifiri karanlık kadar kör ve aydınlatılası gün
kadar, zaman gerektiren bir konu!
Yazmaya devam edip aydınlık, sorunsuz bir çocuk dünyası inşaa etmeye çalışacağım.
Hoşça Kalın, Çocukça Kalın…..
İsmail ALTOK
"Yazmaya devam edip aydınlık, sorunsuz bir çocuk dünyası inşaa etmeye çalışacağım." bu arzunu cok yakından görebiliyorum ve buna cok inanıyorum babacıgım.. ellerine sağlık…