Herkese kucak dolusu selamlar sevgiler..
Bazı idealler o kadar değerlidir ki! o yolda mağlup olmak ta yenilmek te inanın bir zafer sayılır. Bana göre dürüst olmak bence insanın özünün, sözünün bir olma durumu, olduğu gibi görünmek farklı görünme ve farklı göstermeye çalışmamak yani sadece karşınızdakiler için değil kendiniz içinde geçerli olmalıdır. Zaten kendine dürüst saygılı olmayan başkasından da beklememelidir.
Haksız bir kazançtansa kaybetmek daha iyidir en azından bir süre sonra bu üzüntü geçer gider, haksız kazanç ve bunun vicdan azabı bir ömür sizinle yaşar.
Koşullar şartlar, ne olursa olsun, zarar göreceğimizi bilsek. hatta en kötü şeyi bile yapsak doğru sözden, adaletli davranmaktan vazgeçer miyiz? Hepimiz bu soruyu kendimize bir kez soralım… Ne dersiniz?
Çok büyük bir hata yapmış olabilirsiniz. İşlediğiniz hatanın açığa çıkmasından etraftan ya da birilerinin zarar görmesinden çekinerek içinde bulunduğunuz zor durumdan ufak bir yalanla kurtulmayı mı düşünürsünüz yoksa dürüstlükten ve adaletten ayrılmamayı mı? Hangisi gerçekten?
İşte böyle bir durumda ALLAHA olan bağlılığımız ve ondan ne kadar korkup sakındığımız da ortaya çıkmış olur.
Ceza almaktan ya da zarar görmekten korkarak her türlü yalana başvurmak ancak imanı zayıf ve Allah korkusu noksan olan basit insanların yapacağı davranışlardır. Kendi çıkarı için ahiret hayatını ateşe atan bir insan kolaylıkla yalan söyler türlü bahaneler üretir ve bu yalanını yeminle destekler.
Korku ve endişe, insanı sağlıklı düşünmekten alıkoyar ve asıl gerçek olan öldükten sonra ki hesap anını da unutturur yazık ki! ne acı değil mi? Oysa her şeyi olduğu gibi anlatsa daha iyi olacaktı ama onu göremez, kaptırmıştır bir kere kendini bu yalan makinasının dişlisine yok olmaya kurtulmaya çalıştıkça da parçalanmaya mahkum dur artık, yalanın bir sonu yok inanın buna.
Örnek olarak mahkemelerde görülen davalara şöyle bir bakarsak tarafların farklı iddialar da bulunduklarına şahit oluruz. İki ayrı iddia demek bir tarafın mutlak yalan söylediği anlamına gelir. Bu kadar kolay hiç sıkılmadan utanmadan yalan söyleyebilen milyonlarca insanın var olması oldukça ürkütücü bir durumdur aslında. Bu karaktere sahip insanlarla aynı iş yerini, aynı ortamda hatta aynı evde yaşamak ne kadar kötü değil mi?
Böyle bir ortamda ne güven ne de sadakat olmaz. Güvensiz mutsuz bir yaşayış tarzımız olur. Böyle insanların dostluğu ve sadakati asla gerçek değildir. Bu yapıda olan insandan her türlü zarar kötülük beklenebilir.
Dürüst olalım her ne olursa olsun, açık olmaktan hiç korkmayalım. Bizler ne kadar dürüst açık olursak hayatımız da o kadar kolay ve huzur dolu olur.
Bir sıkıntımız olduğunda karşı tarafa samimiyetimizi hissettirmeliyiz yoksa belirsizlik bir çok soruyu ve kuşkuyu da beraberinde getirir inanın.
İçinde bulunduğumuz durum ve şartlar her ne olursa olsun sadece dürüst olalım kendimiz olalım.
Hayat bazen ikinci bir şansı vermez çoğu zaman.
DÜRÜSTLÜK VE GÜVEN TEK KULLANIMLIKTIR
BİZİM ARKAMIZDA BIRAKACAĞIMIZ TEK MİRASIMIZDIR UUNUTMAMALIYIZ.
Esen kalın
AYSEL BINAR GÜLEN
Hanımefendi Toplumumuzun temel problemlerinden oluşan kişi kaynaklı konuları seçip ele almış olmanız, inanın şu ana kadar işlenmiş konuların en mükemmelini oluşturmakta, Dürüstlük ve güven…Bundan sonraki seçeceğiniz konulardada başarılı olmanız dileğiyle sevgi ve saygılarımı arzediyorum.Hoşça Kalın.