
ETKİ ALANI
Yazılarımın büyük bir kısmında okuyan herkese hitap eden şeylerden bahsetmeye özen gösteriyorum. Bu yazımda da yine benim için önemli bir konudan bahsedeceğim.
Etki alanı, yaşamımız boyunca atladığımız fakat sürekli içinde bulunduğumuz ve yapmak istediklerimizi engelleyen bir olgudur. Kısacası, kontrolümüzde olan her şeyin bu alanın içinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak gel gelelim ki biz etti alanımızı iyi bilmiyor ve bunu doğru kullanmıyoruz. Bunu basit birkaç örnekle açıklamak istiyorum.
Ülkemizde olan biten olayları tartışmak halkımız arasında oldukça popülerdir. Özellikle kahve köşelerinde, okulların kantinlerinde ve televizyon programlarında ülke sorunları hararetli tartışmalara yol açar, insanlar kendi savundukları doğruları karşı tarafa kabul ettirmek için her şeyi yaparlar. Fakat ben bu güne kadar bu tartışmalardan ne bir kazanan ne de güzel bir sonuç çıktığını gördüm. Sadece insanlar o an o konuyu tartışırlar ve konu orada kapanır.
Melbet
İşte bu bizim etki alanımızın ne olduğunu hala tam olarak bilmediğimizi gösteriyor. Bu tartışma içinde bulunan insanlar konuyu tartışmak yerine bu konuda bir hamle yapamıyorlarsa bu konuyu konuşmak da mantıklı değildir. Bunun da duyarsızlık ya da vurdumduymazlıkla bir alakası yoktur. Ülkesini seven kişi sorunu konuşmaz, çözümü konuşur ve bir karara varıp uygulamaya geçer. Eğer konu ‘etki alanı’ dışındaysa oraya değil fayda sağlayabileceği ve etkileyebileceği noktalara odaklanır.
Etki alanı bilinçsizliği aslında her an etkisini gösteren bir şeydir. Sınavda birinci olmak isteyen kişi en güçlü rakibinin başarısızlığını bekler. Asla “Ben nasıl daha iyi olup onu geçebilirim?” diye sormaz kendine. Oysaki onun etki alanında kendisi vardır, rakibi değil. Futbol kulüplerimiz rakibinin seviyesine göre kendini ölçer, onun ilerleyişini engellemeye çalışır. Aslında bu da etki alanı içinde sayılabilir fakat kontrol hiçbir zaman sende değildir.
Eğitim sistemimize baktığımızda bize öğretilen şeylerde etki edemeyeceğimiz çok şey öğretilir bize. Ekosistemin daha sağlıklı ilerlemesi gerektiği anlatılır fakat bunun nasıl yapılacağı anlatılmaz, devletlerin görevi olarak geçiştirilir. E devletin göreviyse biz niye dinliyoruz? Ekonomi hocası ülke ekonomisi ve finansal dalgalanmalarla oluşan krizler hakkında atıp tutar, ancak evinin ve cebinin ekonomisini bile yönetemez. Sistem bizi etki alanımız dışındakilere odaklanmamız konusunda tetikler. Ülke ekonomisi anlatılır ama paranın nasıl kullanılacağı anlatılmaz.
Her şey kişinin kendisinde başlar. Kişi kendisini değiştirmediği ve yönetemediği müddetçe ne ailesine ne çevresine ne de ülkesine ve dünyaya faydalı olabilir.
Dünyanın en zenginlerinden Warren Buffet yakın zamanda Bill Gates’in kurmuş olduğu vakfa tam 32 milyar dolar bağışta bulundu. Vakfın amacı Afrika’daki sıtma hastalığı ile mücadele. Warren Buffet’ın bu denli büyük bir yardımı yapabilmesindeki en büyük etken, Buffet’ın küçük yaştan itibaren Afrika’ya değil etki alanındaki kendisine odaklanması olmuştur. Kendini büyüten ve güçlendiren bir adam bunun sayesinde etki alanını tüm dünya yapabiliyor.
Hedefiniz tüm dünyayı değiştirmek olabilir. Bunun için ilk adım kendinizi değiştirmek. Sonra aileniz, komşunuz, sevgiliniz, akrabalarınız, mahalleniz, ilçeniz, iliniz ve ülkeniz. Ondan sonra dünyayı düşünebilirsiniz.
Etki alanınızın daima büyümesi ve herkese fayda sağlaması temennisiyle…
