27°
Değerli Bolu halkı ve basın mensuplarımız,
2005 yılı temmuz ayında AKP tarafından çıkartılan ve halkın bütün kesimleri tarafından memnuniyetle karşılanan “Özürlüler Yasası”, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere, kendi yükümlülükleri altındaki yaya geçidi, üst geçit, toplu taşıma araçları, resmi yapılar, yollar, kaldırımlar, açık ve yeşil alanlar, spor ve sosyal alanlar gibi yerlerde, engelli vatandaşların kullanımına dair tüm çalışmaları yapma zorunluluğu getirmiş, bu uyum süreci için de 7 yıl süre vermişti.
Bu 7 yıllık süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen kamu kurumları ve özellikle belediyeler, ciddi yaptırımlara maruz kalacaktı.
7 yıllık süre, 2012 yılının Temmuz ayında dolmak üzereyken, birkaç gün öncesinden yine AKP milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifiyle ve yine torba yasaya sokularak, gerekli çalışmaları yapmayan belediyelerin bu sorumsuzluğa devam etmesine 3 yıl daha izin verildi.
Şartlarda iyileştirme bahanesi ile engellilere dair bu temel insan hakkına engel olan kurumlara, gerçekleştirmeleri gereken çalışmaların maliyetinin kat be kat altında bir ceza! ödeyerek “yapmıyorum” deme hakkı verilmiştir.
Bu yasanın getireceği cezalardan en fazla etkilenecek illerden birisi de ne yazık ki Bolu’dur.
Birkaç örnek vermek gerekirse, bugün bir engellinin ne kendi başına ne de yanında bir kişiyle D100 karayolundan karşıya geçmesi imkansızdır. Cici Taksi alt geçidini kullanacak engellinin öncelikle yüksek kaldırımı aşması, sonrasında ise bir süre yol kenarından yürüyerek zaten dar olan yoldan karşıdan karşıya geçmesi gerekmektedir. Üst geçidi kullanmak istemesi halinde ise herhangi bir üst geçitte asansör bulunmadığı için karşıya geçebilme ihtimali bile yoktur.
Şehir içi ulaşımı sağlayan otobüslerin önemli bir çoğunluğu, engellilerin kullanacağı donanıma sahip değildir. Çok az sayıda otobüs bu işlevi görmektedir. Halbuki kanuna göre tüm araçlar uygun olmalıdır.
Yaya yolunu kullanarak İzzet Baysal Caddesi’ne ulaşmak isteyen engelliler ise kaldırımlarda çıkış rampası yapılmış, iniş rampası yapılmamış olduğundan, kaldırımların resmen yıkık dökük olmasından, var olan rampaların önüne otomobil parkına izin verildiğinden, yaya geçidi eksikliğinden, kaldırım yüksekliğinden dolayı, değil şehrimizin ana damarı olan caddede dolaşmak, caddeye ulaşamamaktadır.
Bu noktada Alaaddin Yılmaz’ın geçtiğimiz ay yaptığı İzzet Baysal Caddesi’ni engelli kullanımına uygun hale getirme sözü sadece bir şovdan ibarettir. Ne yazık ki kendisi, caddeye bile gelemeyecek durumdaki engellilerle en iyi tabirle dalga geçmekte, umutlarını köreltmektedir.
Atatürk caddesinin bir kaldırımından inen rampa ve devamındaki yol ayrımında açılan geçiş bölgesinin karşısındaki kaldırımda rampa bulunmaması hayat tehlikesi yaratmaktadır.
Bunlar sadece birkaç örnek olarak şehrimizin utanç manzaraları arasında benzer birçok örnekle beraber duruyor.
Engellilerin ve ailelerinin hayatlarını daha yaşanır hale getirmek herhangi bir hizmet değil, yöneticilere düşen bir insanlık görevidir.
Alaaddin Yılmaz, 8 yıldır yönettiği Bolu’da bu temel konuda bile gerekli iyileştirmeleri yapmayıp, “yıllardır Bolu’da kimse bir şey yapmamış” diyerek sorumluluğu üzerinden atamaz. Teknolojinin gün geçtikçe daha çok el verdiği bu çalışmaları 8 yıldır yapmamış olması tamamen kendi ayıbıdır.
Çok önemliymiş gibi gösterdiği birkaç sosyal faaliyetin, çoğu ilçe belediyesi için bile sıradan çalışma türünden görüldüğünü Bolu halkının bilmesi gerekiyor. Bunu da anlatmak ve yansıtmak tüm STK’lara, siyasi partiler ve Bolu basınına düşmektedir.
Bugüne değin beklendiği için, gerekli kamuoyu baskısı yaşatılmadığı için eğer bir özür borcu var ise biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız ve yapacağız fakat Bolu Belediyesi’nin ve Belediye Başkanı’nın icra makamı olarak halktan daha büyük bir özür borcu vardır.
Bolu’da yaşayan 5000’e yakın engellinin caddelerde görülmemesi, onların var olmadıkları anlamına gelmemektedir.
Başta Bolu Belediyesi olmak üzere tüm kurumlar artık bakış açılarını ve vizyonlarını genişletmelidir. Üniversite, STK’lar, basın, gönüllüler, siyasi partiler, kurumlar, işadamları el ele vermeli, yetki sahibi kişiler üzerinde baskı kurulmalı ve bu sayede gerekli bilinç tüm vatandaşlarda ve yetkililerde yaratılmalıdır ki sorunların çözümünün acil ve gerekli olduğu, bir gün bile geç kalınmaması gerektiği anlaşılsın.
CHP, bir insan hakkı ihlali olarak gördüğü engelli vatandaşlarımızın ve engelli ailelerimizin haklarının takipçisi olacak, Bolu halkını yapılması gereken çalışmalara dair bilgilendirmeye, projelerini sunmaya, eksikleri canlı olarak göstermeye devam edecektir.
AKP ve Bolu Belediyesi için engelli vatandaşlarımızın ve ailelerin umutlarını sömürme, onları eve tıkarak hayattan uzaklaştırma dönemi bitmiştir. Aslında özür sahibi olan “Özürlü” olarak tanımlanan ama “Engelli” olarak tanımlanması gereken vatandaşlarımız değil, 2012 yılında hala yol, kaldırım, üst geçit, asansör gibi temel eksikleri konuşmamızı sağlayan yetkililerdir. Ve o yetkililerin, kanunu uygulamayarak boşa geçirdikleri bu 7 yıl için Bolu halkından büyük bir özür borcu bulunmaktadır.
Faruk İYİGÜN
CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı
