Fikirlerimin, konuştuklarımın ve yazdıklarımın özü insan olmalı.
Yeniden merhaba…
Uzun zaman oldu burada yazmayalı.
Evet yazmayı seviyorum ama insanın aklında onlarca soru işareti olunca, her cümle biraz yarım kalıyor, yapılanlar, fikirler, aşklar ve hayat biraz yarım. Yazılan her şey de üç noktayla bitiyor sonrasında, noktayla değil.
Düşüncelerimi toplamam lazımdı, sağlıklı bir şeyler yazabilmek için. Uzun zamanın ardından yine yazmaya başlayacağım daha doğrusu aklımdakileri toplayacağım.
Tekrar söylemek istiyorum, burada ben diye yazacağım ama biliyorum ki siz bunları okurken biraz kendinizi göreceksiniz, aa, evet, ben de öyleyim, o durumu ben de sevmiyorum diyeceksiniz, o nedenle ben diye yazdığım her şeyi, siz biz diye anlayın.
Artık anladım ki insanların duyguları evrensel, aşkları, sevgileri, acıları, hüzünleri ve diğer bütün duygular. Hepimiz benzer durumlarda aynı şeyleri hissediyoruz, aynı şarkılarda hüzünlenip, aynı şarkılarda oynuyoruz, ölümler hepimizi üzüyor, hepimiz ayrılıkların sonrasında benzer şekilde acı çekiyoruz. Biz aynıyız, dinimiz, dilimiz, rengimiz, ideolojimiz farklı olsa da…
Bu yüzden köşemin adı “İnsana Dair”. Radyo programı yaparken de bu adı kullanıyordum, çünkü savunduğum bir şey vardı, fikirlerimin, konuştuklarımın ve yazdıklarımın özü insan olmalı. Ona ait her şey.
İnsana ait güzel şeyleri yazarken, tarafsızca, kimi zaman bencilce duygularını-davranışlarını da yazmalıydım. Öyle de yaptım çoğu zaman. Seve seve seçtiğim salt yalnızlığımın nedeni de zaten bu olumsuz durumlarıdır insanoğlunun.
Velhasıl neden uzun zamandır burada yazamadığımı anlatmış bulunmaktayım. Yeniden burada sizlerle olmak keyif olacak benim için. Yazmanın bir liman olduğu ruhumu sizlere biraz anlatmak ve büyük ihtimal de, sizin duygularınıza ortak olmak da ayrıca sevindirici.
Birbirimizi görmesek de, yazdıklarım size ulaştığı anda neler düşüneceğinizi az buçuk hissedebiliyorum. Mesele de bu aslında, insanın kendini yazarken, okuyucuyu da düşünmesi lazım. Yazmak sadece insanın kendi için değil, toplum için, başkaları için olmalı. Bencilce egomuzdan sıyrılıp, başkaları dediğimiz ve aslında bizleri yansıtan kişileri yazmalıyız. Tabi bunu ne kadar başarabilirsek, kimsenin kimseyi anlamaya çalışmadığı şu zamanda…
İşte bir şeyler yazmak, şiir, roman ya da bir öykü ve sanatın her kolu. İnsanlara kapı açmalı hissedildiği anda ve bir şeylere çözüm sunmalı…
Yeniden duygularınızla buluşmak güzel. Sözlerimi ve aklımdakileri toparlayıp, sık sık sizlerle paylaşacağım. Biraz tembelim, düşünmek bile yoruyor bazı zamanlarda, o yüzden bazen geciktirirsem, kusuruma bakmayın. Hoşça ve umutlu kalın. En yakın zamanda tekrar görüşmek ümidiyle…
Nebi Özdemir
Çok güzel bir yazı olmuş haklısınız sanki herkesin hikayesi bir birine benziyormuş gibi aynı şeylere gülüp aynı şeylere aglıyoruz teşekkürler tebrikler