hava 13° Çoğunlukla Bulutlu
DOLAR 20,9783 %% 0.73
EURO 22,5975 %% -0.26
GRAM ALTIN 1.313,16 %% -0,69
ÇEYREK A. 2.147,02 %% -0,69
BITCOIN 27.243,68 %0.546
SON DAKİKA
Google News

“GESİ BAĞLARI “ BOLU TÜRKÜSÜ!

Son Güncelleme :

05 Nisan 2013 - 20:51

“GESİ BAĞLARI “ BOLU TÜRKÜSÜ!

gesi-baglari

“GESİ BAĞLARI “ BOLU TÜRKÜSÜ!

 

Folklorumuzun zenginliği, dünyalara sığmaz. Bazen kaynağı, yöreleri bile karışabilir. Bu yüzden tatlı tartışmalar bile yaşanır, bölgeler arasında. Köroğlu; Kafkaslar’dan  Bolu’ya kadar olan, coğrafi  bölgede yaşadığı söylenir, yıllardan bu yana. Arada ki yerleşim birimleri ”Köroğlu” efsanesini paylaşırlar. Doğru da yapıyorlar, efsaneler paylaşıldıkça zenginleşiyor ve unutulmuyor.

 

Yazacağım türkü öyküsü, buna bir  örnektir;

 

“Odacı’nın Tahsin, Karamanlı Mahallesi’nin tanınmış, sayılı delikanlılarındandır. Yakışıklı, sesi güzel ,yanık çalardı sazı. Saygınlığı ile nam salmıştı memlekete. Bastığında yer sarsılırdı sanki. Güzel giyinirdi. Bıçkındır, merttir. Sevilir çevresinde. Genç kızların gözü ondadır. O’da, Üstyaka köylerinden Mübeşşire’ye aşıktır. Dostlukları uzun zamandır sürmektedir. Annesi oğlunun heba olmasından korkmaktadır. Baş göz etmeyi düşünür oğlunu. Komşuları, Hancı Hacı Efendi’nin kız kardeşi Safinaz Hanım’ı ister oğluna. Oğlu Tahsin da buna razı olur. Nikah önce yapılır. Düğün günü belirlenmiştir  bile. Hazırlıklar başlamış, eller kollar sıvanmıştır.”

 

Tahsin’in arkadaşları “son olsun delikanlıca olsun” bir alem yapalım diye Tahsin’in evine damlarlar. Hazırlıklar yapılırken, Mübeşşire de gelir. Gece geç saatlere kadar eğlenirler. Mübeşşire ayrılmaz yanlarından. Sakilik yapar. Akşamın gürültüsünden rahatsız olan komşuları, köye giden  Tahsin’in annesine haber salarlar. ”Evinizde alem var.” Bunu duyan  anne, sabahın ilk saatlerinde  evin kapısındadır anne. Çok ciddi, titiz bir Osmanlı kadınıdır. Kapıyı çalar. Bunu duyan Tahsin ve Mübeşşire pencereden baktıklarında, annelerini görürler. Tahsin ürker. Annesi kapıyı açmıştır bile. Kapının arkasındaki “dayağı” alır. Tahsin kendisini ve Mübeşşire’yi döveceğini bilir. Mübeşşire’nin yanında dayak  yemeyi göze alamaz. Korkutmak için annesine bağırır:

 

-Anne gelme!

 

Elinde babadan kalma silahı vardır. Annesi Tahsin’i dinlemez bile. Tahsin bu sefer daha kararlı bir sesle:

 

-Anne gelme, vururum!

 

Annesi durmaz. Osmanlı kadınıdır. İnattır. Kendine güvenir, yürür oğlunun üzerine. Tahsin korkutmak istemektedir. Basar tetiğe. Akşamdan kalmanın tesiri ve uyku sersemliği ile eli titremiştir. Tahsin, annesini  kalbinden vurur. Cansız yere düşen annesinin başına koşar. Komşuları silah sesini çoktan duymuşlardır. Tahsin’i annesinin başında ağlarken bulurlar. Yapılacak tek şeyi, zabıtaya haber verirler. Tahsin tutuklanır, ölüm cezasına  mahkum olur. Sonra cezası müebbet hapse çevrilir. Mübeşşire’nin bu olayla ilgisi olmadığı anlaşılınca, birkaç ay hapis yattıktan sonra “Kayseri’ye” sürgüne gönderilir.

 

Nikahlısının annesi, Hürmüz hanım bize geldiğinde yüzü bembeyazdı. Olanları anlattı bir bir, babama. O zamana kadar Bolu’da duymayan kalmamıştı. Tahsin için göz yaşı dökmeyen genç kız kalmamıştı.

 

Kayseri’ye sürgün gönderilen Mübeşşire, Bolu’da silinmeyen izler bırakmıştı. Aşık delikanlılar, o’nu Kayseri’de de rahat bırakmadılar. Tahsin’in kulağına kadar gelir Kayseri’ye gidip gelmeler. Mübeşşire, Diyarbakır’a sürüldüğü ve orada öldüğü duyulmuştu.

 

Tahsin ‘de uzun yaşamaz. “Gesi Bağları” türküsü mübeşşire aşkına  Tahsin tarafından yakılmıştı. Babası Necati Efendi, katip Adil, orada noterdi. Bende sık sık hükümet binasına giderdim. Hükümet binasına bakan bir oda da, cezasını çeken Tahsin  pencereye oturur, başını elleri arasına alır,yanık sesiyle “ Kimler yanmasın annem yandı nar’ıma” diye inler ve ağlardı. Bizde o’nu hükümet binasının bahçesinden seyrederdik.

 

Tahsin’in nikahlısı Safinaz abla boş düştü. Daha sonra Alay sokaktaki Dombayların İsmail Ağbiyle evlendi.

 

Hapishane penceresinden söylenen bu türkü ,seksen sene evveliydi. Bizde öğrendik, söyler olduk.

 

Tahsin ve Mübeşşire’yi bilirim. Aleme katılan üç arkadaşı şahsen tanırım. İsimlerini yazmadım. Tahsin’in kardeşi, Hüsnü zabıt katibiydi. Mudurnu’ya tayin edildi (tayin istedi).Mudurnu’da evlenip, yerleşti.

 

Muhsin KARAMANOĞLU Beyefendinin kaleminden, aslına uygun  yazdım. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.

 

Kaynakça: Bolu Türküleri.

 

Haz; Sn.Taner CAN, Sn. Siyami PALAZOĞLU .

 

Bolu Belediyesi Kültür Yayınları-2

YORUM ALANI

Asuman Sarı 05 Nisan 2013 / 20:41 Cevapla

Gerçekten çok duygusal bir öykü, gesi bağları türküsünü çok sever ve söylerim, ama bu hikayesini bilmiyordum..İnanılmaz etkilendim.Teşekkürler İsmail bey….

    Ismail Altok 05 Nisan 2013 / 22:04 Cevapla

    teşekkür ederim.asuman hn.

Nilufer Yıldırım 05 Nisan 2013 / 21:55 Cevapla

Ellerinize ve emeğinize sağlık İsmail bey, böylesi sonu hazin biten bir öykünün türküsünü bizlere anlattığınız için teşekkürler.Etkilenmemek elde değil ben bu türküyü Kayseri türküsü olarak biliyordum..meğer kaynağı Bolu'ya dayanıyormuş.

    Ismail Altok 05 Nisan 2013 / 22:00 Cevapla

    teşekkür ederim nilüfer hn."çanakkale türküsü" de çanakkale 'nin olmadığı gibi! kastamonu türküsü…!

    Ismail Altok 05 Nisan 2013 / 22:51 Cevapla

    teşekkür ederim,nilüfer hanım!

Şuri Hamza Demirel 05 Nisan 2013 / 22:28 Cevapla

Gesi Bağları türküsünün, Kayseri'nin Gesi beldesi kökenli olduğu düşünülür.Barış Manço ile tanınan türkü , daha sonralardan halka mâl edilmiştir.
Yüzü aşkın bentten oluşması, temalarının türkü ilerledikçe çeşitlenmesi, imece usulü bestelendiğini düşündürmekte, tek bir ozana atfedilememektedir. Kayseri Akın Günlük gazetesinde türkü ile ilgili bir yazı kaleme alan Kazım Yedekçioğlu yazısında bu türkünün ilk defa 1890-97 yılları arasında söylenmiş olabileceği düşüncesini dile getirmiştir. Türkü ülke çapında ilk defa saz üstadı Ahmet Gazi Ayhan tarafından tanıtılmış, eşi Yıldız Ayhan da bu türküyü TRT’de seslendirmiştir. Türküyü Batı enstrümanlarıyla düzenleyerek ilk defa seslendiren ise Barış Manço oldu ve "Gesi Bağları" sanatçının en sevilen şarkıları arasında yerini aldı.

    Ismail Altok 05 Nisan 2013 / 22:49 Cevapla

    "çanakkale " türküsüde çanakkale türküsü olarak düşünülür.oysa "çanakkale" türküsü kastamonu türküsüdür!

Şuri Hamza Demirel 05 Nisan 2013 / 22:31 Cevapla

ellerinize emeğinize sağlik bizlere bu guzel turku'nun farkli bir hikayesini aktardiğiniz için teşekkur ediyorum

Tahsin Doğanöz 06 Nisan 2013 / 07:27 Cevapla

Sayın Hocam;Türk Halk Müziği adına yaptığınız Kültür araştırmaları, kuşaklara yapmış olduğunuz hizmetlerin öyküleri ile ifadelendirilişi oldukça önem arzetmektedir.Emeğinize kaleminize sağlık, Saygılarımı arzediyorum.Hoşça kalın.

    Ismail Altok 06 Nisan 2013 / 07:50 Cevapla

    sizden, övgülü bir yorum almaktan mutlu oldum.tahsin ağbi!

Ayla Gülseren Gül 06 Nisan 2013 / 13:00 Cevapla

Ellerinize emeğinize sağlık güzel türkülerimizin yine birbirinden farklı ve manalı hikayelerini araştırıp bizlerle paylaşmanız çok hoş teşekkür ederim bakalım sırada hangi güzel türkümüzün hikayesini okuyacağız şimdiden merakla bekliyorum SEVGİLER

Nazan Ersoy Aygın 06 Nisan 2013 / 17:55 Cevapla

Yüreğinize duygularınıza sağlık hocam bu duygular yitirilmemeli.

Binnur Caydas 07 Nisan 2013 / 16:26 Cevapla

kaleminize sağlık…

Aysel Bınar Gülen 08 Nisan 2013 / 21:50 Cevapla

Çok duygusal bir öykü türkülerimizin kökenini araştırıp bizlere ilettiğiniz için çok teşekkürler hocam yüreğinize sağlık başarılar teşekkürler

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.