ÇOCUKLARIMIZDA GÜVEN DUYGUSU,
Hayatımızın anlamı, çocuklarımız ! Onlar için neler yaparız, neler? Zorluklarına göğüs gereriz. Kendimizi koyarız onların yerine. Yaşamlarını kolaylaştırmak için, sınavları başarıyla geçmek isteriz. onlarla birlikte.Ağlarlar bizde ağlarız.Gülerler bizde güleriz.Hayatımızı,geleceğimizi onlar belirler, belirli yaştan sonra. Başarının kapısını daim aralarız, onlar için. Tüm sorunlarına eğiliriz. Sorunlarına dedim de; Çocuklarımızın sorunlarını bilir zannederek bilgiçlik taslarız. Onlarda bu duruma bıyık altından gülmüşlerdir, çoğu kez. Hani , ben hatırlatmak istedim, tüm anne babalara. Okuyanlara! Başarının anahtarı, ”GÜVEN” meselesini.
Çocuklarımız sorumluluk sahibi, insanlığa faydalı, aldığı görevi yerine getiren bireyler olmalı.Yani güven duygusunu geliştirmiş, her geçen gün de çelikleştirmiş olmalı. Bu özelliğe sahip her çocuğun başarısı, toplumdaki saygınlığı ,çığ gibi büyüyecektir. Bize düşen görevlerin olduğunun bilincinde olarak, neler yapabilirizi? Araştıracağız!
Veli yani anne baba, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayıp sevgi dolu bir ortam sunmuş ise, ”Güven “ ortamı hazır demektir. Doğuştan var olan potansiyeli geliştirmek için de, imkanlar sunularak yeri geldiğinde kullanılmalıdır.
Çocuklarımızda var olan ya da kazandırmaya çalıştığımız ,”güven” duygusu için yapabileceğimiz etkinliklere bir göz atalım.
Bir:Abartı dan kaçınalım; çocuğumuzu ihmal etmek, üzerine fazlasıyla düşmek ,her hareketini olağanüstü görmek sağlıklı kişilik gelişimini aksatacaktır. O’nu fark ettirmeden gözlemlemek, çabalarını takdir edip desteklemek, sevgi gösterimizi abartmamakla kişisel gelişimi İçin uygun ortamı hazırlamış oluruz.
İki:Adalet duygusunu geliştirmek: Anne baba, çocuğun tüm maddi ihtiyacını karşılamış, sevgide ve saygıda kusur etmemiş, kardeşi ve/ veya kardeşleri arasında adil davranmış ise. O çocukta sözü edilen duygu kazandırılmış ve geliştirilmiştir sayılır.
Üç : Yaşına göre sorumluluk vermek: Çocuğumuza yaşının üzerinde sorumluluk vermek ya da hiç sorumluluk vermemek, sağlıklı gelişimini engeller. Büyüklerini örnek alarak bazı girişimlerde bulunacak,hata da yapacaktır. Bu hatalara gösterilen aşırı tepki ,sorumluluk duygusunu yaralayacaktır. Çocuğumuza davranışlarından dolayı hata payı mutlaka verilmelidir.
Dört: Konuşma fırsatı verilmelidir: Günümüzde bazı ailelerin kalabalık olması. Sosyal aktivitelerinin zayıf olması . Eve yorgun gelmeleri. Daha birçok neden den dolayı, çocuklara konuşma fırsatı verilmemektedir. Aksine, çocuğa konuşma fırsatı her alanda verilmelidir. Hatta , konuşmaları için teşvik edilmelidir. Sosyal ortamlarda fıkra anlatmasına, şiir okumasına izin verilmeli, anlattıktan ve okuduktan sonra da, onore edilmelidir. Telefon konuşmalarına seyirci kalınarak,sosyal gelişimi sağlanmalı, çekingen olması önlenmelidir.
Beş : O’ nu, saygı ile dinlemeliyiz: Duygularını ifade etmesine fırsat vererek yorumsuz dinlemeliyiz. Sevginin yanı sıra saygıda da kusur etmemeliyiz. Böylelikle çocuğumuzla iletişimimiz kuvvetlenecektir.
Altı : Kararlarda fikri alınmalı: Ailenin , belirledikleri günlerde bir araya geldiklerinde, günlük olayların görüşülüp, tartışılması gerekir. Ailede alınan önemli kararlar , çocukla da görüşülüp paylaşılmalıdır. Çocukla tartışılıp, görüşü alınması çocuğa yeni kimlik kazandıracaktır. Buna benzer sosyal iletişimlerin, çocuğun sağlıklı gelişimine etkisi olacaktır.
Yedi: En geniş kucak: Güvendir…!
Çocuklar için en kolay öğrenme yolu, anne babasının yaptıklarını ve söylediklerini gözlemlemektir. Anne babaların her an, kendilerine ve çevrelerine güven duygusunu göstermeleri gerekmez mi?
Hoşça Kalın,Çocukça Kalın….!
İsmail ALTOK
En temel eğitim yeri ; ailedir ve çocuk ailenin tüm özelliklerini, duygularını ve yaşam tarzını yansıtır.Bir anlamda çocuk o , ailenin küçük bir temsilcisidir.