HASAN DEDE ,
Eline yüzüne bakılacak gibi değildi . Hafiften sağ tarafına aksamıştı. Yıkık döküktü ev . Keser , testere sesleriyle uyandım. Yaşlı adam ,yıkık dökük evi tamire çalışıyordu .Eli yatkındı ,görünüşe göre .Kiremitlerini yeniliyor , pencere camlarını değiştiriyordu . Gün boyu durmadan çalıştı. Babam annem yakınlık gösterdi .Gidip geliyorlardı. Eksiğini gediğini gidermeye çalışıyorlardı .Nedensiz sevindim . Kimliği yıllardır saklı olan, komşumuzu tanımak için can atıyordum.
Akşam yemeği sırasında babam bilgilendirdi , bizi. Ankara’da yaşamışmış yıllardır. Resmi dairelerin birinde memurluk yapmış. Emekliymiş. Çoluk çocuğunu yetiştirmiş . Torunu varmış bir elin parmakları kadar .Kısacası; Ununu elemiş eleğini duvara asmış . Kalabalıktan yorulmuş. Yıllardır göz ardı ettiği köyüne dönme kararı almış . İyi de etmiş..!
Evinin içini dışını ustalıkla kısa sürede tamir ettikten sonra , bahçe edindi. Binbir çiçekler ,sebzeler yetiştirmeye başladı . Meyve ağaçları dikti onlarca. Bizim evimizde bütün bu güzelliklerin yansımasından faydalandı elbet . Annem de bostanı yavaştan temizledi . Babam daha güzel giyinir oldu. Bizde derslerimize planlı çalışmaya başladık.
Hasan dedenin evi hafta sonları misafir yükünü çekmekte zorlanıyordu . sıfır altı plakalı otomobillerle gelen baylı bayanlı misafirler , baloya gidercesine şıktılar . Akşamdan sabaha , sabahtan akşama sönmeyen ışığı bizleri hayrete düşürüyordu , Hasan Dede’nin evi . Çiçeklerle bezenmiş bahçede oturuyorlardı çoğu kez. Misafirlerin ardı arkası kesilmiyordu. Her hafta başka başka yüzlerle karşılaşmak mümkündü.
Bahçesindeki çiçekleri çapalarken elini yaralamıştı. Bende yardıma koştum. Hafiften gülemseyen, renkli harika gözleriyle selam verdi .Evine davet etti ,işimiz bitince. Çekinerek girdim önce. Kocaman bir salon ,her yanı kitaplarla dolu raflar ,özenle yerleştirilmiş oturma gurupları ve büyük ekran televizyon , hemen yanında bilgisayarı, telefonları vardı. Tarihi geçmiş onlarca gazete….! Bana soracağın soru var mı? Diyen davranışından güç alarak “bu kadar çok misafir edecek kadar dostlarınızı nasıl edininiz ?” dedim. Beklenen ,daha önceden cevaplamaya hazırmış gibi , boğazını temizleyerek hiç susturulmaması gerektiği bakışıyla , anlatmaya başladı;
“Bak evlat ; İletişim nedir bilirsin de nasıl kullanılacağını bilmezsin .Dostlarıma söylediklerime , nasıl söyleyeceğime önem veririm, söylerken de mimiklerime , ses tonuma dikkat ederim. Uzaktan haberleşme de bilgi ve deneyimimi kullanırım. Mektup yazar ,e-mail imi kullanırım. İyi bir dinleyiciyimdir. Görsel iletişimimde; giyimime, davranışlarıma özen gösteririm . Karşımdakinin duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışırım . Duygusal konuşmalarımı hiç eksik etmem. Duygu dilini kullanırım. Onlarla ağlar onlarla gülerim. Dost adaylarıma, asla istendik yalanlar söylemem. Güvenlerini kazanırım. Herkesin kültürüne uygun iletişim dağarcığımı geliştiririm. Evrensel davranışları cömertçe gösteririm. Hasan Dede , nefes almadan konuşurken beden dilini kullandığını hatırlatıyordu. Hoş kokulu güzel giyinimli oluşu gözüme batıyordu. “
Anlattıklarını duygu ve düşüncelerime not ediyordum . Bu ve buna benzer konuşmalarımız sık aralıklarla günlerce devam etti. Kitaplarını ve gazetelerini okumama izin veriyordu. Ben O’nun ,O benim arkadaşım olmuştu artık.
Hasan Dede’nin yanından gelişimde , babam “gene ne konuştunuz” der gibi beni süzgeçten geçiriyordu. Öğreniyordum okuyarak, dinleyerek. Evet iletişimi , okumanın yararlarını , insan gibi düşünmeyi öğretmişti Hasan Dede bana. Ailemle paylaşıyordum her keresinde. Yumuşak inişe geçmiş gibiydik. En çokta babamın, “Yarın Ömer’e selam verip özür dileyeceğim” sözü duygulandırmıştı beni. Tarlada çalışırken tartıştığı Ömer amcadan söz ettiğini hepimiz biliyorduk . sevgi dolu bir aile olmuştuk. Hasan Dede ile babam çok iyi anlaştılar. Günlerinin çoğunu birlikte geçiriyorlardı.
Sabah kalktığımda evdeki telaşı nedenini anlamam geç olmadı . Hasan Dede ,sabaha karşı sabah namazını kılarken fenalaşmış, ölmüştü. Hasan Dede ,engin görüşlerini bana bıraktığın için çok teşekkür ederim .
Muhtar olmuştum. Hasan Dede’nin vasiyetini yerine getirerek evini “okuma ve misafir evi” olarak düzenledik .
Güzel ülkemde “Hasan Dedeler çoğaldıkça barış ve mutluluk diyarımızdan hiç eksik olmayacaktır.
Her şey için çok teşekkür ederim Hasan Dede…! Ruhun şat olsun, huzur içinde yat , ben sen oldum artık…!
İsmail ALTOK
dikkatle okudum duygulandım, ağlammamak elde deyil çevremizde hasan dedeler kalmadı,evlatlarımız faydalansın.