İngilizce’yi Öğrenemeyenlerden misiniz?
“Yabancı dili öğrenemiyorum. Sözcük dağarcığımı artıramıyorum. İngilizce gazete, dergi, kitap okuyamıyorum” diyenimiz oldukça çoktur.
Bir çok insanımız ilköğretimin 4.-5. sınıfından itibaren 20-25 yaşına gelene kadar 12-15 yıl yabancı dil dersleri görür, kurslara gider ama değişen bir şey olmaz.
Hazırlık sınıfı okuyan lise ve üniversite öğrencilerimiz de pek üstün değildir. Kendi oğlum hazırlık sınıfı da okudu ama en basit kitabı bile çeviremiyor. Tanıdığım birkaç genç bir yıl hazırlıktan sonra 4 yıldır üniversitedeki derslerini İngilizce okudu. Onlara “İngilizce gazeteleri rahatça okuyabilir misiniz?” diye sorduğumda “hayır” derler.
İngiliz ve Amerikan yapımı filmleri dikkatle izlediğinizde diyalogların 300-500 sözcüğü geçmediğini görürsünüz. Yani günlük yaşamda kullanılan dil çok karmaşık değildir. Karışıklık bir romanda, köşe yazısında, teknik içerikli kitapta başlamaktadır.
İngilizce’ye Fransızca’dan, Almanca’dan, İspanyolca’dan, Hintçe’den vb. bir çok sözcük girmiştir. O nedenle bir çok sözcüğün okunuşu kuraldışıdır. Örneğin “c” bazen “c” gibi bazen “k” gibi bazen de “s” gibi telaffuz edilebiliyor.
Amerika’da, İngiltere’de, Avustralya’da konuşulan, öğretilen İngilizceler de çok farklılıklar arz ediyor. Örneğin İngilizlerin “seventeen (onyedi)” sözcüğü ABD’de “sevıntiin”, Avustralya’da ise “sevıntien” biçiminde telaffuz ediliyor.
İngilizce’yi 3-5 günde öğretirim diyenler bence doğruyu söylemiyor. Bir insan anadilini nasıl öğrendiyse yabancı dili de öyle öğrenmeli. Yani ilk başlarda (1-2 yaşımızdayken) anne, baba, su, yemek… sözcükleriyle konuşmaya başladık. Özneye, nesneye, yükleme dikkat etmedik. İlk kurduğumuz cümleler 1, 2, 3 sözcükten oluşuyordu. Zaman içinde anadilimizi geliştirdik.
Bizim okullarımızda da önce imla kuralları değil basit çocuk konuşmaları öğretilmelidir. Gramer kurallarını defalarca tekrar eden, insanı “am, is, are” gibi sözcüklerden nefret ettiren kitaplar çöpe atılmalıdır.
Kişisel olarak ortaokul 1. sınıftan (33 yıl önce) itibaren İngilizce ile tanışıyorum. Üniversite öğrenimim sırasında 1 yıl Almanca kursuna da gittim. İki dil arasındaki benzerliklerden, çağrışımlardan yararlanarak ikinci dili daha çabuk kavradım. Şöyle ki birinde “I am going to school” denirken diğerinde “Ich gehe nach schule” deniyordu. Yani cümle kurma mantığı aynı idi.
İngilizce’yi unutmamak için yıllardır kitapları, dergileri, filmleri takip ediyorum. Bunca çabaya rağmen sözlük olmadan hala günlük bir gazeteyi okuyabilmiş değilim.
Geçen hafta www.youtube.com adlı sitede dolaşırken http://www.youtube.
Hiç bilmeyenlerin http://www.
Web : www.aliozdemir.net
Tlf. : 0533 838 60 97 – 0542 885 34 78
KKTC