
Yazmak için “insan” çok verimli bir konudur. Yaz yaz bitmez. Evir çevir sayfalar dolusu yazarsın. İnsan çeşidi, insan yapısı, insan evrimi, insani duygular, insancıklar, insan… evveett insancıklar!!!… ben de buldum işte yazacağım konuyu. İNSANCIKLAR ….İnsan; terim olarak her dalda farklı manalar taşımaktadır .Biyolojide canlı türlerinden biri, felsefede düşünen varlık, dinde emanet-i kübranın hâmili gibi…Genel olarak insan; biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel açılardan değerlendirilmesi gereken varlıklardır.
Peki insan-cıklar derken ?…
-cık eki , ulandığı nesnelere daha şirin, daha minik, daha zavallı , daha küçümseyici anlamlar yükler .Bu ek bende “insan “ sözcüğüne iliştirilince , Doğan Cüceloğlu nun – mış gibi yaşamlar kitabındaki insanları çağrıştırdı. Okuduysanız ; -mış gibi yaşamlardaki insanların; düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmadıklarını, sözü özü davranışı birbirine uymayan hayatlarının sahibi olmayıp sadece hamallığını yaptıklarını, üzerlerine birkaç beden büyük gelen karakterlere büründüklerini, özüne yabancılaşmış, kendilerini aslında öyle değil de böyley -miş gibi göstermeye çabalayan insanlar olduklarını bilirsiniz. Bu insanlar birer zavallı insancıklardan başka bir şey değillerdir. Aslında onların zavallılıkları kendilerini tanımamış ve tanımak için hiçbir gayret göstermeksizin hazır kalıplarda yaşamayı tercih etmiş olmalarından kaynaklanmaktadır.
Aslında kendilerine karşı itirafkar olamadıkları, zavallı karakterlerinin kemikleştiğini göremedikleri ve kendilerini hayata karşı aciz ve savunmasız hissediyor olduklarını bile bilemedikleri için ,kendinden farklı olan başka insanlara karşı da oldukça eleştirisel, yargılayıcı hatta yadırgayıcı yaklaşımlarda bulunma cüretini gösterecek kadar da küstah ve benmerkezcidirler.. Birey olarak toplumda yer edindiklerinde kendini tanıma , özünün, benliğinin bir şekilde farkında olamama gafletinde olan insancıklar, kendilerine gözlerine kestirdiği bir kalıbı alıp, kendilerince yakıştırarak üzerlerine geçirirler. İç dünyasını, davranışları ve yaşantısıyla paralellleştirmeyi beceremeyen bu insancıklar, özündeki karakterle ilgisi olmayan bir kalıba girerek inanılmaz zor bir yaşam tarzını seçmişlerdir.. Bu nasıl bir çelişkidir? Nasıl da yorucu. Zaten kendini tanımamış, bulamamış, daha doğrusu aramamış olan bu insancıklar artık yeni kalıplarıyla kendilerini iyice yitireceklerdir.
Yaşıyor -muş gibi görünüpte aslında yaşamamak, ya da nasıl yaşadığının farkında olmamak . Üzerine geçirdiği o kalıp sayesinde , en mükemmel yaşamların sahibi olduklarını vitrinlerinde süsleyerek deşifre etmek ve sahte gülücükleriyle, mutluy -muş gibi davranarak insancık hallerini gizlemeye çalışırken aslında hiç mutlu olmadan, yaptığı bu yoğun çabaya yaşamak diyerek hiçte yaşamadan ölmek….
Sevgiyle kalın…
FUNDA ARKIN AKBAŞ
affınıza sığınaraktan, hayatının 30 yılı, her mevkideki insanlarla geçirmiş bir EMEKLİ POSTACI olarak, toplumda kötü insanların varlığını bilerek, yaptığınız CIKLARI hiç beğenmedim yaradılanu yaratandan dolayı seven bir toplumun CIKLARI yoktur ancak eksikleri vardır İNSAN OLARAKTA BİZİM GÖREVİMİZ EKSİKLERİ SAĞ ELİMİZLE VERDİĞİMİZİ SOL ELİMİZ DUYMADAN GİDERMEYE ÇALIŞMAKTIR,
ŞİMDİ SİZ EKSİKLERİ OLANLARI ELEŞTİRİSEL YARGILAYICI HATTA YADIRGAYICI GÖSTERMİYORMUSUNUZ..????
O,,, ZAMAN ,, SİZ NESİNİZ.