“Yeyin, için, fakat israf etmeyin”
Kur’an-ı Kerimden Ayet-i Kerimeler;
Onlar ki, (Rahman’ın has kulları) harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. (Furkan Suresi 67. Ayeti Kerime)
Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. (A’raf Suresi Ayet-31)
“Akrabaya, düşkünlere, yolda kalan yolcuya haklarını ver. Olur, olmaz yere de elindeki malını saçıp savurma. Şüphesiz malını saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise her zaman, rabbinin nimetlerine karşı çok nankördür.” (İsra Suresi 26.ve 27. Ayeti Kerimeler)
Hamd Âlemlerin Rabbi olan Bizi Yoktan Var eden, Varlığından haberdar eden, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’e Ümmet eden Allaha Mahsustur. Efendimiz Hz Muhammed’e ve ashabına Salât ve selamlar olsun.
Cenâb-ı Hak en değerli varlık olarak yarattığı insanoğlunu sayısız nimetlerle donatmıştır. Vermiş olduğu nimetlerin meşrû(dogru) ölçüler çerçevesinde kullanılmasını da emretmiştir.
Yüce dinimiz İslam aşırlıkları hoş görmemiş ve israfı da bir aşırılık olarak kabul ederek yasaklamıştır.
İsraf: Yemek, içmek, giyinmek, gezmek vs. mübah hususlarda makul sınırı aşarak aşırılık yapmak demektir.
İsraf;“İnsanın yaptığı şeylerde haddi aşmasıdır.” diye tarif edilmiş. Rabbine ibadet etmesi için yaratılan insanın, isyan etmesi haddi aşmaktır.
Dünyadan cennete doğru uzanan sırat-ı müstakimden çıkıp, cehenneme yol olması haddi aşmaktır, israftır.
Sırat-ı müstakimde, insanlara kılavuzluk yapan peygamberlere uymaması, onların kılavuzluğunu reddetmesi kendini israftır.
İsraf demek sadece ekmek,su israfı demek değil vakti boşa harcama, Emek israfı, Mal israfı, Enerji(kaynak) israflarının da bir israf çeşidi olduğunu unutmamalıyız.
Bugün baktığımızda dünyanın bir kıtasında insanlar aşırı tüketim sonucu obazite’den şikâyetçi olarak Hastaneleri doldurmakta iken Dünyanın bir diğer tarafında ise İnsanlar yiyecek ekmek bulamıyor ve bir yudum suya muhtaç olarak inim inim inliyorlar. Çok uzakta değil geçtiğimiz yıllarda Somali’de ki durumu hatırlayalım. Yüzlerce çocuk açlıktan veya yetersiz beslenmeden hayatını kaybetti.
Doktorların verdiği ilaçların Tok karına içilmesi gerekirken o çocukların yiyecek ekmekleri dahi yoktu ki ilaçları tok karına içsinler.
Unutmayalım ki bizlerin beğenmeyip atmaya kalktığı o ekmekler bir başkası için hayat ile ölüm arasında ki bir çizgidir. Dünyamızda ekmeğe muhtaç olup bulamayan insanların Hayatlarını kaybettiklerini unutmamalı ve israfın her çeşidinden uzak durduğumuz gibi başkalarını da İsraf’tan uzak durmaya teşvik etmeliyiz.
İsraf’tan kurtulmak için Allah’ın nimetlerini, Allah ve Resulünün koyduğu ölçülere göre kullanıp, O’na daima şükretmeliyiz. Ve asla, haddi aşıp, Allah’a başkaldırmamalıyız. Çünkü Allah Böbürlenen ve haddi aşanları sevmez ve doğru yola ulaştırmaz
Selamlaşma
Selam bir duadır. Müslüman’ın Müslüman Kardeşine bir duasıdır Selam.
Selamun Aleyküm, “barış seninle” olsun demektir. aleyküm selam ise, “seninlede olsun” demektir.
Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca ayrılırken mutlaka selam vermelidir. Selam vermek Sünnet Almak ise farz’dır.
Selam Sadece Müslüman olanlara verilir. Müslüman olmayanlara Selam verilmez.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz Bir hadisi şeriflerinde Şöyle buyurmuşlardır.
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi Sevmedikçe de gerçek manada İman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız da birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi ?
**–Aranızda Selâmı Yayın–**”
Selam veren:
“Es-Selâamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve berakeetüh”(Allah’ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun.)
Selam Alan:
-Ve Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve berakeetuh.
(Allah’ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi Sizin de üzerinize olsun)
Selam bu şeklilde verilip Alındığında Efendimiz sevabının daha çok olacağını bizlere haber vermiştir.Daha çok dua daha çok sevaptır!)