Hepinize kucak dolusu sevgiler selamlar !
Bu hafta sizlere biraz farklı duygulardan bahsetmek istiyorum. Ama hüzünlenmek, üzülmek yok tamam mı?
Ey benim boşa giden hayatım ! Seni çok ama çok seviyorum. Uzun yollar da yürür hevesi veren kısacık ömrüm. Bir kaç yılda giden gençliğim güzelliğim bir kaç yılda yorulan dizlerim en küçük şeylerde baş gösteren aciziyetim. Beni ben yapan, kanayan yaralarım uzun yorgunluklarımsın.
Uzun uzun düşünüyorum son zamanlar da. Sanki bir şeyler eksiliyor her gün hayatımız dan, anlamını yitirmiş bakışlar, hüzün dolu cümleler, uzun, derin iç çekişler. Cümleler kısalmış, kahkahalar yerini tebessüme bırakmış. O Çok sevdiğim şeylerde çok mutlu etmiyor sanki beni eskisi gibi daha az gülüp daha çok susuyorum sanki.
Diyorum ya cümlelerim, her şeyim anlamsızlaştı. Oysaki mutlu olduğum günler, sevinçten ağladığım geceler, sesini duyunca kendini kaybeden ben. Sahi şimdi neredeyim ben?
İşte cümlelerim hep benle başlıyor artık. Çocuklarımız büyüdü uçup gittiler yuvadan. En sevdiklerimizi aldı ecel elimizden babamızı, annemizi artık yoklar onlar da hayatımızda.
Bu telaş niye? Neler için çabalar insan? Bir yangında kül olabilecek bir ev için mi ya da yılların birikimini her şeyini tek bir kalemde harcamak için mi? Bunca sıkıntıya bir ev bir iş bir eş bir miktar da para yada bir lüks araba için mi katlanır insan? Gelip geçici ömründe yıllarını verdiği sıradan bir mevki makam için mi? Bilmiyorum ki bende çocukluğum geliyor aklıma zaman, zaman ah keşke, keşke diyorum bir kere daha gelsek o günlere neler yapardık neler değil mi? Her şeyi en ince ayrıntısına kadar sindire sindire yaşardık.
Oysaki biz hiç düşünmeden zamanımızı nasılda hoyratça harcamışız değil mi? Sanki sonsuzmuşuz gibi mesela daha fazla zaman ayırırdık sevdiklerimize hiç kimseyi kırmazdık, üzmezdik. İçimizden geldiği gibi Sindire, sindire yaşardık hayatı yeni baştan….
O günler geldikçe aklıma nedenini bilmediğim bir hüzün kaplıyor içimi yüreğim burkuluyor, bilmediğim bir hüzün denizine dalıyorum aniden. Eeee Ne demiş eskiler! zaman her şeyi eskitir bizi de eskitiyor sanki değil mi?
Şimdi sil bastan başlamak istiyorum her şeye ama nafile. Giden o güzel yıllarıma üzülüyorum… Şimdi belki de hayat beklemiyor bizi.. Biz hayatın peşinden koşturup duruyoruz..
Bir gün belki yakalarız umudu hep içimizde, yakaladığımız da aslında biz olacak, farketmiyoruz..
Hayallerimizi, umutlarımızı tüketirken yaşam denen realite de, geriye dönüp baktığımızda onları nasıl kendi ellerimizle öldürdüğümüzü yok ettiğimizi görüyoruz.
Lanet okuyoruz belki hayata, kızıyoruz hayıflanıyoruz ama hayatımıza yön veren de biziz bunu anlamıyoruz..
Bunu anlayana kadar saçlarımıza aklar düşüyor, yüzümüz de derin çizgiler beliriyor kabulleniyoruz bazı şeyleri istemesek de değil mi?
Hep derler ya.. Seven her şeye katlanır… Bizde katlanmadık mı? Hem de her şeye hep kendimizi unutarak erteleyerek derin bir ooof çekmek geliyor içimden.. Niye mi ? Bende bilmiyorum ki şimdi zaten daha iyi anlıyor insan bazı şeyleri ……..
HAYAT YAŞLANARAK DEĞİL YAŞAYARAK ANLAŞILIYOR….. demiş şair ne kadar da güzel demiş.
Hani hayatı biz yönlendirirdik ya işte o eskidendi… Şimdi HAYAT DİYORKİ!
KENDİNİ BOŞ YERE KANDIRMA BENDE BAŞLAR BENDE BİTER HER ŞEY
Esen kalın
AYSEL BINAR GÜLEN
yureyıne sağlık cok guzel anlatmışın kısade olsa kayıp gecen hayatı