KIBELE ORGANİK BROİLER GÜBRESİ SONBAHAR SEZONUNU AÇTI
Bolu İli Kıbrıscık İlçesinde Kurulu olan, Kıbele Organik Etçi Tavuk Gübresi, Sonbahar satış sezonunu 15 Eylül de açıyor.
Ülkemizde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, Kooperatif Yatırımları kapsamında, konusundaki ilk ve tek özel proje olan, Kıbrıscık Tarımsal Kalkınma Kooperatifine ait Organik Gübre Fabrikası, faaliyetlerine tam gaz devam ediyor. Profesyonel anlamda ilk defa, 2012 İlkbahar sezonunda piyasaya giren, KIBELE ORGANİK GÜBRE, sonbahar sezonuna hazır. Bu hususta bilgisine başvurduğumuz, Türkiye Satış Distribütörü Livane Zirai Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti. sahibi, Ziraat Mühendisi Ergin KAHVECİ ve Kıbrıscık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ünal ÇETİN’le yaptığımız röportaj aşağıdadır.
Sayın Ünal ÇETİN; Kooperatif olarak kuruluş sürecinizden, kuruluş amaçlarınız ve faaliyet alanlarınızdan bahseder misiniz?
Kooperatifimiz 2008 yılında kuruldu. Şu an itibari ile 82 ortağımız mevcuttur. Kıbrıscık Merkez ve 8 köyden ortaklarımız mevcuttur. Kooperatifi kurarken temel amacımız; ilçemizde bulunan 200 civarında Broiler ( Etlik Piliç ) üretimi yapan kümeslerde oluşan dışkı ve atıkların, hayvansal menşeyli, organik sanayi gübresine dönüştürmekti. Bu şekilde, hem ilçe ekonomisine katkı sağlanacak, hem de üreticiler açısından ciddi sorunlar oluşturan dışkı ve atıklardan üreticilerin sorunsuz kurtulması sağlanacaktı. Diğer taraftan, Kümescilikte, tüm üretim süreç, program ve fiyatları Holding kuruluşlarınca belirlenen ve tamamen bağımlı üretime dayalı olan, üretim modelinden kendi koşullarımızı belirlediğimiz, bir üretim sürecine geçmeyi hedeflemiştik.
Şu an için; ülkemizin Tarım Bakanlığınca onaylı ve kooperatif yatırım projesi olarak kredilendirdiği tek ve özel proje ürünü olan, “ Kıbele Organik Broiler Gübresi”nin üretimini yapmaktayız. Hammaddeyi yani dışkıları ortaklarımızdan ve İlçemizdeki üreticilerden bedeli mukabilinde temin etmekteyiz. Böylelikle, üreticilerimizin sağlık, çevre ve idari yönden başına bela olan dışkılardan kurtulmasını sağlarken, bir taraftan da az da olsa, ekonomilerine katkı sağlamaya çalışmaktayız.
Sayın Ergin KAHVECİ; Siz bu sürecin içinde miydiniz? Süreçte ne gibi katkılarınız oldu?
Evet, biz sürecin hep içindeydik, hatta ta en başından beri içindeydik. Konu bize geldiğinde, yaklaşık 4-5 yıl üzerinde düşünülmüş, araştırılmış ancak bir sonuca erdirilememiş bir konu idi. Konuya dahil olmamız, bu çalışmaları yapan, Sayın Başkan ve ekibi ile işadamı Mehmet BİLGİN’in, o zamanki şirketimiz olan ve benim de ortak olduğum, Gelincik Tarımsal Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti.ne konunun iletilmesi sonucu oldu. Proje çalışmaları, ortağı olduğum bu şirket ve sahibi olduğum, Livane Zirai Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti. tarafından yapıldı. Projede, ortaklarım olan Sayın Veteriner Hekim Zafer AKDOĞAN, Ziraat Mühendisleri Mustafa DARÇIN ve Murat CIRIK’ında ciddi katkıları olmuştur. Bir taraftan, projenin teknik ve mali olabilirliği üzerinde çalışırken, bir taraftan da Kooperatifin kurulması çalışmaları yapılmıştır. Yaklaşık 5 aylık bir araştırma, inceleme ve çalışma sonunda, 2008 yılının sonunda, o zamanki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Kooperatif yatırımları programına, proje ile müracaat yaptık. Projenin kabulü, onayı, programa alınması, özkaynak kısmının yapılması, kredilendirme, daha sonra yapım dahil, tüm aşamalarda bir şekilde yer aldık. 2012 Yılı başında da, Kooperatif Yönetiminin, pazarlama kısmının profesyonelleştirilmesi aşamasında, şirketim olan, Livane Zirai Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti.ne yapmış oldukları, Türkiye Genel Distribütörlüğü teklifini değerlendirerek, pazarlama aşamasına dahil olmuş olduk.
Sayın Çetin; Proje ne zaman tamamlandı, üretime ne zaman geçtiniz?
2008 Yılında kurulan kooperatifimiz, çok ender örnekleri olan bir şekilde aynı yılda Fabrika Projesini sunmuş, aynı yılda yatırım teklifine girmiştir. 2008 yılında onaylanan projemiz 2009 yılında programa alınmış ve kredi temini yapılmıştır. 2009-2010 yıllarında yatırımın gerçekleştirilmesi ve yapılması tamamlanmış, 2011 yılı başlarında deneme üretimlerine geçilmiştir. 2011 yılı 2. Yarısında ve 2012 yılında ise üretimin pazarlanması aşamasına geçilmiştir.
Yatırımımız, ilçenin ilk ve tek sanayi yatırımı özelliğindedir. Bugünkü maliyetlerle yaklaşık 6-7 milyon TL lik bir yatırım yapılmış ve ilçe ekonomisine kazandırılmıştır.
Diğer taraftan, atıklardan dolayı ruhsat alamayan ve faaliyetten men edilme durumunda olan üreticilerin, atıklarını almak suretiyle, etçi piliç üretimlerimizin devamı sağlanmış, birçok kümesin kapanmasının önüne geçilmiştir. Aynı şekilde ruhsat almış olsa dahi, insan sağlığını, toprak ve su kirliliğini ciddi şekilde tehdit eden atıklar nedeniyle, önemli idari para cezalarına muhatap olan üyelerimizin ve üreticilerimizin, bu sıkıntılarını bertaraf etmiş bulunmaktayız.
Sayın KAHVECİ; Anladığım kadarıyla, geçen yıl ki deneme üretimlerinden sonra bu yıl pazarlama olarak piyasaya ciddi ciddi girilmiş. Bu 2 yıllık süreçle ilgili gözlemleriniz nedir, Piyasada ne ile karşılaştınız?
Kıbele Organik Etçi Piliç Gübresi, tamamen doğal süreçlerde, bilimin öngördüğü işleme tekniklerine göre, tam fermantasyon ve tam işleme işlemlerinden geçerek, katkısız-katışıksız olarak üretilen bir gübredir. Atığın oluşması- Kümeste birikmesi- stoklama alanına getirilmesi- stoklama alanında işlenmesi- Kompostlama/Harmanlama işlemine tabi tutulması- fabrikada işlenmesi gibi genel süreçlerden sonra ürün ambalaja girmektedir. Bu süreç, dış ortam sıcaklığına bağlı olarak 120-140 günlük bir süreçtir.
Fabrikamızda, sadece Broiler atıkları işlenmekte ve sadece Kıbele Organik Broiler Gübresi üretilmektedir.
Fabrika; Mart-Nisan-Mayıs/ Ekim-Kasım aylarında bazen çift bazen 3 vardiya olarak çalışmakta, diğer zamanlarda tek vardiya olarak hizmet vermektedir. Bu durum pazara yönelik bir işletme tarzından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde gübre sezonu ve talepler belirtilen aylarda olduğundan, yoğunluk yaşanmakta ve bu nedenle üretimin artırılması sağlanmaktadır.
Bu genel değerlendirmeden sonra birkaç cümle ile piyasadan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle belirtmeliyim ki; kooperatifin üretim ve işletme gücü, satışların yanı sıra ortaklarının kıt imkanlarına dayanmaktadır. Ayrıca piyasaya yeni giriliyor olması, sürekliliği olan ve talepleri karşılayacak bir satış ağına ihtiyaç olması, ürünün tanınırlığı, saha sonuçlarının alınması, fiyatın oluşması ve oturması, yoğun rekabet ortamında kendine yer edinmesi gibi bir çok faktör, bizim piyasa oluşturmamız üzerindeki etkenlerdir. Tüm ürün-üretim-içerik ve teknik avantajlarınıza rağmen, yeni olmak ve ürünün kabulünü sağlamak elbette ki bir süreç gerektirmektedir. Ey millet, biz mükemmel bir gübre ürettik, hadi buyurun demekle bir sonuca ulaşamazsınız. Hele ki; piyasada özellikle Yumurta Tavuğu Gübresi üreten birçok Holding kuruluşu ile rekabet etme gibi bir zorlukla karşı karşıya iseniz. Ayrıca ne yazık ki, ülkemizde hala, doğrudan kümes çıktısı olan ve daha hammadde aşamasında olan birçok ürün de piyasada yer almaktadır. Yani birçok komşu ürünler ( Özellikle benzer ya da muadil kelimesini kullanmıyorum. Çünkü yumurta tavuğu ve et tavuğu gübreleri çok farklı içerikli gübrelerdir. ) piyasada, fiyat-temin avantajları, bilgi eksikliği gibi avantajlarını hala kullanmaktadır. Bu konuda, Tarım Bakanlığının denetim ve eğitim çalışmalarını geliştirmesini beklemekteyiz.
Yavaş yavaş aşmaya başladığımız, 2 büyük sıkıntıyı burada paylaşmak istiyorum. Birincisi, Tavuk Gübresi genel tanımı ve algısı. Çiftçilerimizin önemli kısmı hala, ham Tavuk Gübresi algısından hareket etmekte ve kullanmada direnç ve tereddüt göstermektedir. Ancak onları çok da haksız görmemekteyim. Çünkü bahsettiğim gibi, hala piyasada, çok miktarda ham Tavuk Gübresi (veya fermentasyon başlangıcında, ortasında, tam fermente edilmemiş ) satılıyor. Ve çiftçimiz – toprağımız bu durumdan olumsuz etkileniyor. Oysa biz Kıbele’nin, tam fermente, tam sanayi Yumurta Tavuğu gübrelerinden bile çok farklı bir gübre olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Etçi Tavuk gübresinin, hem beslenme koşulları, hem altlık koşulları, hem üretim sürecinin farklılığından kaynaklanan koşullar, hem nem ve içerik koşulları ve hem de yumurta ve et tavuklarının yaşam sürelerinden kaynaklanan farklar nedeniyle, önemli farklılıklar içerdiğini anlatmak durumu ile karşı karşıya kalmaktayız.
İkincisi, sadece asal değer olarak algılanan, yani 3-5 gibi rakam olarak yorumlanan, fiyat ve maliyet koşulları. Burada dezavantajlı koşullarla mücadele etmek zorundayız. Ham gübrenin Ham, ya da yarı fermente ya da tam fermente, bertaraf gübrelerinin çok çok doğal sonucu, yine asal değer olarak düşük fiyat ve maliyetlerin ortaya çıkmasıdır., kümesten veya ortamdan uzaklaştırılması zaten bir kazançtır. Bunun bir de piyasalaştırılması, ek bir kazançtır. Burada kimseye haksızlık etmek istemem. Sonuçta herkes, kendi koşullarında, eğer şartlarda uygunsa, kendi adına en iyi olanı yapacaktır. Ben sadece durum tespiti yapmak istiyorum. Mali açıdan bakıldığında, biz ise hammaddeye bedel ödemekteyiz. Ayrıca piyasada yeniyiz ve kurulu kapasitemiz ile uyumlu bir pazara sahip değiliz. Oysa çalışan bir fabrikanız, yürüyen bir cari giderler ve mali tablonuz var ve bunu göğüslemek zorundasınız. İşte bu nedenle dedim ki; ortakların kıt imkanlarıyla, başarıya gitme gibi bir sıkıntımız var.
Ancak bu noktada ciddi bir avantajımız da yok değil. Eğer olaya asal değer olarak bakılmazsa; yani ürünün çuvalı 3-5-10 TL gibi değil de, dekara maliyet olarak bakılırsa, ürünümüz kimyasal gübreler de dahil olmak üzere, çok ucuz bir üründür. Çünkü diğer gübrelerden, 2-2,5 kat daha az kullanım, yılda bir kez kullanım önerilmektedir. Bunu anlatmak, sahada göstermek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Sayın ÇETİN; Organik gübre üretiminiz, ortaklarınıza, bölge çiftçisine, diğer bir ifadeyle üretici ve tüketicilere ne gibi katkılar sağlıyor?
Üretimimizden doğrudan faydalanan grup, ortaklarımızdır. Bunun yanı sıra ülke çapındaki bütün çiftçiler, nakliyeciler, bayiler, satıcılar ve satış temsilcileri ve kaliteli ürün tüketen tüketicilerimiz dolaylı olarak yararlanmaktadır.
Ortaklarımız, fabrika gelirlerinden, hammadde satışlarından ve yukarıda bahsedilen sağlık-çevre ve idari sorunlardan kurtulmak suretiyle, doğrudan yararlanıcı konumundadır. Fabrikamıza hammadde temin eden ancak, ortağımız olmayan üreticiler ise ham gübre giderlerinden ve diğer sorunlardan kurtularak yararlanmaktadır. Diğer dolaylı yararlanıcılar ise önemli sayısal rakamlara ulaşmaktadır. Ancak burada üzerinde ayrıca durulması gereken bir kitle var ki, onlarda çiftçilerimizdir. Çiftçilerimizin gübreden nasıl istifade ettiğini Ergin bey anlatsın.
Ergin KAHVECİ; Kıbele Gübre; her türlü tarımsal üretimde kullanılabilecek olan temel toprak gübresi niteliğindedir. Tarla Bitkileri, Sebzeler, Bağ-bahçe Bitkileri, Sera’lar, Peyzaj ve Rekreasyon alanları gibi hemen tüm bitkisel ürünlerde rahatlıkla ve sorunsuz kullanılacak bir gübredir. Analiz ve içerik değerleri, bu kullanımlara müsaittir. Toprakların, çoraklaşma- kaymak kabuk bağlama- Bitki Besin Elementi tutma, Su Tutma Kapasitesinin iyileştirilmesi, Havalanması, Agregatlaşma, Toprağın Strüktürünün ve zamanla Tekstür’ünün gelişmesi, uzun yıllar kimyasal gübre kullanılması nedeniyle toprakta oluşan birikme ( rezüdü-rezerv ) gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılması; çiftçilerin uzun yıllardır para ödeyerek, bitkilerce faydalanılamadığı için, toprakta ölü yatırım olarak bekleyen ve çiftçinin sokağa attığı para gibi duran, bu kaynakların yeniden Bitki Besin Elementine ( gübreye ) dönüştürülerek, Duble Gübreleme imkânının oluşturulması gibi faydalar Kıbele Gübreden beklenen sonuçlardır.
Bu nedenle; Kıbele Organik Gübre; hem toprağı düzeltmekte, hem Duble Gübreleme olanağı sağlamakta, hem verimliliği artırmakta, hem kaliteyi artırmakta, hem kullanım miktarlarının azlığı nedeniyle dekara maliyet düşmekte, pelet formunda olduğu için makine ile atılması mümkün olmakta, bu nedenle işçilik maliyetleri azalmakta, yaygın satış ağı nedeniyle erişilebilirliği kolay olmaktadır. Ayrıca Kıbele gübre bugün piyasada olan hayvansal-bitkisel orijinli ( sentetik olmayan ) tüm gübrelerden en az % 15-20 daha fazla Organik Madde içermekte ( % 72,2 ), Humik+ Fluvik Asit değerleri ( % 61,5 ) açısından da rakipsiz olan bir gübredir. Ayrıca, NPK yönünden dengede sonuçlar içerdiğinden, bitkinin tüm dengeli element talebini karşılayabilmektedir. Yine bitkilerin dengeli gübrelerden istifadesinin ifadesi olan Karbon/ Nitrojen oranı 17 olan bir gübredir. Bu değerin 12-25 arasında olması, pazara inebilme ( ruhsat ) koşuludur.
Daha da detaylandıracağımız bu olumluluklar, yaptığımız işin önemini yeterince ortaya koymaktadır.
Sayın ÇETİN; Yıllık gübre üretim kapasiteniz nedir, satışlarınız nasıl gitmektedir, satış ağınız ne şekilde organize edilmektedir?
Günlük kurulu kapasitemiz 40 Ton/ gün’dür. Yıllık kapasitemiz ise 12.000 ton’dur. Ürünümüz, gerçek anlamda 2012 yılı İlkbahar sezonunda sahaya inmiştir. Sezon başında üretim ve satış bölümlerini ayırdık. Türkiye Genel Satışını, projenin başlangıcından bu yana yanımızda olan şirketlerden biri olan, Livane Zirai Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti. ye verdik. Ürünle ve satış ağı ile ilgili bilgiler bu şirketin www.livanetarim.com sitesinde mevcuttur. İlkbahar sezonunda aşırı talepler nedeniyle birçok talep iptalleri yapmak durumunda kaldık. Çok kısa sürede, Bölge-İl-ilçe Bayilikleri ve Satış Temsilcileri kurduk. Adı geçen şirket, bu yöndeki çalışmalarına devam etmektedir. Çiftçilerimiz, ürünümüze bu şirket veya bayileri üzerinden erişme imkânına sahiptir. Bayilerimizin olmadığı yerlere ise Distr. Şirket, doğrudan toptan satış yapılmaktadır.
Burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bizler finansal yapımızı ortaklarımızın kıt imkânlarından almaktayız.
Diğer önemli bir husus ise; ürünümüzü kullanan çiftçilerimizden aldığımız memnuniyet mesajlarıdır. Bugüne kadar hiçbir olumsuzluğa ve şikâyete muhatap olmadık. Kullanan çiftçilerimiz, yeniden ürünümüzü talep etmektedir. Ayrıca hem bizler, hem de Distribütör Firmamız saha sonuçlarını ve çalışmalarını yakından izlemektedir. Distribütör Firmamız, yaklaşık 5 yıldır, teknik ve idari her açıdan, yanımızda olan ve gübreler ve gübre sanayisi konusunda uzman olan bir firmadır. Bize her türlü teknik yardımlarda bulunduğu gibi, hataya müsamaha etmeyecek bir titizlikte çalışmaktadır. Bu durumu, hem bizim için hem de çiftçilerimiz için bir avantaj olarak görmekteyiz. Ayrıca günün her zamanında, çiftçilerimizin tüm sorularına yanıt verilmesi, yol gösterilmesi ve sanki profesyonel danışmanlık hizmetleri gibi hizmet sunulması, hepimiz için avantaj sağlamaktadır.
Sayın KAHVECİ; Organik gübre kullanımının toprak, çevre temizliği ve sağlığı açısından önemi nedir?
Sadece, hayvansal veya bitkisel atıklar değil tüm atıkların, sağlık-çevre ve kirlilik sorunu vardır. Ancak burada sorunu hayvansal atıklar özelinde ele alırsak; bu atıkların en önemlisi, sağlık sorunudur. Hayvansal atıklar, zararlı sinek, böcek ve özellikle de, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkları yapan unsurların gelişmesi için çok uygun ortam yaratırlar. Aynı şekilde, direk temas veya hava-su yoluyla temas halinde hem hayvanlarda ve hem de insanlarda, birçok iltihaplı hastalığın oluşmasına ve yayılmasına sebebiyet verirler. Çevreye rahatsız edici, koku ve gazlar yayarlar. Çevrenin kirlenmesine yol açarak, çevrenin etkin ve sağlıklı kullanımına engel olurlar. Yine bahsettiğimiz gibi, ham halde tarımda kullanıldığında, toprakların bozulmasına, kirlenmesine, çoraklaşmasına ve tuzlanmasına neden olurlar. İçme ve kullanma sularına geçmek suretiyle, su kirliliğine ve dolaylı olarak canlıların sağlığının olumsuz etkilenmesine yol açarlar. Burada Bolu İlimizin, ülkemizin su ve toprak kirliliği açısından en kötü olan illerimizden birisi olduğunu özellikle vurgulamak isterim.
Bizler, bu fabrika ile bir nebze de olsa bu sorunların giderilmesine yardımcı olduğumuz için mutluyuz. Elbette ki, başa bela olan bu atıklardan para kazanıyor olmamız da cabası.
Sayın ÇETİN; Yatırımlarınız bitti mi? Devam etmek istediğiniz veya projeye ait yeni çalışmalarınız var mıdır? En son yaptığınız çalışmalar ya da girişimler nelerdir?
Üretim ve depolama kapasitemizi geliştirmek, ihtiyaç duyduğumuz ilave bazı yapıları yapmak, bazı makine ve ekipmanları temin etmek için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bu amaçla Tarım Bakanlığına, ek kredi talebiyle vermiş olduğumuz, ek projemizin de kabul edilmiş olması ve programa dahil edilmiş olması bizi sevindirmektedir. Bu noktada başından beri projemize destek olan ve zaman zaman birebir ilgilenen, Bakanımız Sn. M. Mehdi EKER’e , eski adıyla TEDGEM yeni adıyla Toprak Reformu olan Genel Müdürlüğünün tüm kademelerdeki, Bürokrat ve elemanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Yine yerel de, bize destek sağlayan, Milletvekili, Belediye Başkanı, Kaymakam ve Vali’miz başta olmak üzere tüm, kamu ve özel kesim dostlarımıza selam ve saygılarımızı sunuyorum.
Sayın KAHVECİ; İlave etmek istediğiniz bir şey yoksa son sözleriniz almak istiyorum.
Bana göre bu tesis ve proje, bu alanda Türkiye’nin önünü açan bir çalışmadır. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Son olarak bir konuya vurgu yapmak istiyorum. Bu fabrika ve ortaya çıkan ürün, aslında, Devlet- Millet ve Özel Sektörün ortak çalışmasına güzel bir örnektir. Bildiğiniz üzere, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri resmi kurumlardır. Devletin gözetiminde ve denetimindedir. Yani bir yerde yarı kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlardır. Bu kurumların, yazılı ve görsel medya tarafından da önemsenmesi gerekir. Bu tür örnek çalışmaların ve ürünlerin tanıtımı, halkı birleşmeye, kolektif çalışmaya ve yatırıma teşvik edecektir.
Bize bu desteği sağladığınız için özellikle sizlere teşekkür ederim.
Mehmet Bilgin
kg ,fiytı nedir