Ekin..
Hz. İsa’nın anlattığı şöyle bir öykü var.
Ekinci tohum, ekmeye çıktı. Ve ekerken, bazısı yol kenarını düştü, kuşlar gelip onu yediler.
Başkası çok toprağı olmayan kayalığa düştü. Hemen filizlendi ama toprağın derinliği yoktu. Güneş doğunca, yandı. Kökleri de olmadığı için kurudu.
Başkası, dikenler arasına düştü. Dikenler çıkıp onu boğdular ve semere veremedi.
Başkaları, iyi toprağa düştüler. Büyüyüp çoğaldılar ve semere verdiler. Kimi otuz kimi altmış, kimi yüz kat getirdi.
Hz. İsa’nın anlattığı dinleyenlere biraz karışık geldi. Tam olarak anlayamadılar. O da bu öyküyü şöyle açıkladı: Tanrı, herkese sözü eker.
Sözün ekildiği yerde, yol kenarındakiler; sözü işittikleri zaman, yanlarında beliren şeytana kolayca kananlardır.
Kayalıklar üzerine ekilenler; sözü işittikleri zaman hemen onu sevinçle alırlar. Ama kendilerinde kök yoktur. Kendilerine güvenleri, iyi niyetleri fazla gelişmemiştir. Hayatın amacını tam olarak kavrayamamışlardır. Onlar bir zaman için, sesi işitirler. Sözden dolayı, sıkıntı yahut eziyet çekmeye başladıklarında hemen söze sırtlarını dönüverirler.
Dikenler arasına ekilmiş olanlar ise; sözü işitirler ama dünyanın kaygıları, zenginliğin aldatıcılığı, başka şeylerin hevesleri araya girip sözü boğar. Onlar artık sesi işitemez olur.
İyi topraklar üzerine ekilmiş olanlar da şunlardır ki; sözü işitip kabul ederler. Işık yolunda durmadan, yılmadan ilerlerler. Onlar, bol verimlidir. Yüzlerce tohumun bereketle yeşermesine yardımcı olurlar.
çok güzel bir yazı teşekkürler