
Duyduğum bir hikaye beni çok etkiledi ve bunu sizinle paylaşmak istedim.
Bilge bir adam evinde bir yemek veriyordu.Yemeğin sonuna gelindiğinde,herkese bir şans kurabiyesi vererek,onlara geleceklerini ellerinde tuttuklarını söyledi.Konuklar,içinde neler yazdığını öğrenebilmek için kurabiyeleri büyük bir istekle açtıklarında,kağıtların bomboş olduğunu görerek şaşırdılar.
‘’Bu bir şaka mı?’’ diye sordular.’’Geleceğimiz böyle boşlukla mı dolu olacak?’’ Bilge şöyle cevap verdi:’’Bu size kalmış birdir.Seçim sizindir.Birçok kişi geleceklerini bir kahinden öğrenmek ister.Pek azı da kendi geleceklerini yazmanın sorumluluğunu üstlenir.Sizin geleceğinizde,üzerine sizin yazılar yazmanızı bekleyen boş bir kağıda benzer.’’
Bu hikayenin içeriğine baktığımız zaman şuna inandım ki,gelecek koyduğumuz hedeflerle alakalı.Bu hedeflere ulaşabilmek de gönlümüzde hiç sönmeyecek olan ateştir.O ateşi yakmamız gerekir.
Nasıl ki bir roketin içindeki yakıt onu gökyüzüne doğru fırlatırsa gönlümüzdeki ateş de hedefimize doğru hızla yol almasını sağlar.
Nasıl ki sıcak bir günde inanılmaz derecede susayıp hararetle meyve suyu ya da soğuk bir şeyleri kanarcasına içmeyi arzuladığımız gibi.
Hedefimize ulaştığımız zaman bizi bekleyen mükafatlara,cani gönülden kavuşmayı arzulayarak,içimizdeki ateşi alevlendirebiliriz.
Gerçekten arzuladığımız şeyi cani gönülden istersek,arzularsak önümüze çıkan her engeli yıkarak ona ulaşırız.
Kazananlarla kaybedenin arasındaki en önemli fark,kazananın daha yetenekli ya da daha farklı yöntem kullanması değil,içinde yanan kazanma ateşidir.
Lütfen elimizde bulunan bu boş kağıtlara hedeflerimizi yazıp içimizdeki ateşi alevlendirelim…
Necla Bedriye Demir
Çok çok değerli yazınız için teşekkür ederim. İnsanın hedeflerini yeniden gözden geçireceği bir yazı.