Gençliğinde güreştiği de söylenir . Boynunu omzuna çekerek konuşurdu . Köyünün sevilen sımalarındandı , aynı zamanda. Düğün derneklerde hep baş köşede yer verilirdi kendisine. Dili tatlıydı . Sohbeti kavratırdı. Bir konuşmaya başladı mı , herkes susmak zorunda kalırdı. Durumu “fena” değildi. Girişkendi. İlçenin pazarı olduğunda mutlaka giderdi , perşembe günü. Görecekleri vardı ,alacakları da. Arkadaş çevresine çok bağlıydı.
Kazancını ormandan sağlardı. Üç beş davarı , iki üç baş hayvanı da yok değildi hani . Karısı yaşlıydı ama kendi işini görecek durumdaydı. Üç oğlu , bir de kızı vardı . Okumuşlardı . Okutmuştu. Ötekiler gibi “kızlar okuyupta ne olacak” dememişti. Büyük oğluyla ortancası görevdeydiler, devlet kapısında. Kızı da ormancının oğluyla evliydi. İyi idi. Dik yürüyordu .Cami odasında rahat konuşuyordu. Akıl verdiği de olmuştu çoğu kere.
Ormanda çalışmışlıklarını aldıkları günler çok neşeli, eli bol olurdu. Kömür ütüsüyle ütülediği pantolonunu ve mintanını giydin mi!İskarpinlerini de boyadın mı…! Eşi dengiydi. Kocaman köyde bazen elini tutardı da “Ayıp olmaz mı?” düşüncesiyle elini cebine koyduğu çok olmuştu , karısının. Şakacıydı . Şakadan şaka bile yaratırdı, sırf laf olsun diye.
Bayramda oğullarını çok beklemezdi , yol masrafı fazla oluyor diye . Kızı yakındı ama. O yetiyor gibi görünse de göz ucuyla kaza yoluna bakardı yine de. Pek severdi canım pek! Gençlerin yanında daha fazla dururdu , yaşıtlarından. Hoş sohbetliğini bir türlü elinden bırakmazdı ,üzgünde olsa.
En küçük oğlu orta okula giderken zorlanmamıştı . Şimdi lise de okuyordu. İki arkadaşıyla “barakada” kalıyorlardı şehirde. Elleriyle tamir etmiş., kiremitlerini bile elden geçirmişti. O sırada fazla değil bir iki koyununu satmıştı. Yüreği yanmıştı , olsundu. Küçük oğlu için can kurbandı , iki koyun değil miydi. Yine kömür ütüsüyle ütülediği pantolonuyla mintanını giymiş gıcır gıcırdı. Sohbetlerin baş tacıydı , her zaman. Nuri Ahmet amca olmazsa olmazdı. Neşe saçardı bulunduğu yere ,canım!
Ve o günleri de gördü . Küçük oğlu Trabzon’a gidecekti. Üniversiteyi kazanmıştı. Eee… Orman mühendisi olacaktı . Her şeye değmez miydi. O gün karısıyla sabaha kadar konuştular. Gözlerine bir dirhem uyku girmiyordu. Sabaha karşı kararlarını vermişlerdi. “Koyunlarıyla birlikte Polatlı’da bir ağaya çoban duracaktı .” Hem kendileri hem de küçük oğlu rahat ederdi işte! Gitti….Dönmedi , dönemedi. Borçlanmıştı . Ödemeden dönmem diyordu yanına uğrayanlara. Karısının öldüğünü birkaç sene gizlediler ondan. Küçük oğlu istenen senede okulu bitirememişti. Nuri Ahmet amca utancından mıdır , küçük oğluna küskünlüğünden midir? Çok sevdiği köyüne bir daha dönememişti. Küçük oğlunu okulu bitirdiği yıl O’nun da öldüğü haberi alınmıştı .
Son nefesinde “olsun biz yokluğu yaşadık, belki aç kalmadık ama tokta yatmadık. Çocuklarım okuyarak hayata sağlam tutundular ya..!” demiş ve her şeyi olan “çıkın” ı koynundan çıkarıp yanındakilere vermişti.
Köy muhtarı Koca Mısa çıkını cami avlusunda açmış, herkesin merakını gidermiş. Çıkında yirmi iki tane “beşibiryerde” ipe başlı ve sararmış kağıtta borcu olanların isimleri yazılıymış. Başta muhtar Koca Mısa olmak üzere herkes ağlamaya başlamıştı. Alacaklılar alacaklarından vaz geçmiş. Adamın has’ı Nuri Ahmet amca adına köye bu “ beşibiryerde” lerin ederi ,Komşu köylerin ,Kaymakam ve Milli Eğitimin katkıları sağlanacaktı . Dayanışma ve işbirliği doruklarda dalgalanıyordu . İki derslikli ilkokul kısa sürede bitirilmişti .Okulun adını da “Nuri Ahmet Bey İlkokulu” adını koydular. Civar köylerden de gelen öğrenciler , okullarını üstün başarıyla bitirip hepsi bir yerlerde söz ve kariyer sahibi oldular . Nuri Ahmet amcalarını her bayramda ziyaret ederek dualarını eksik etmiyorlar .Nuri Ahmet amca yı ve onun gibi düşünen insan sevdalılarını unutamayacaklar , hepsi birer Nuri Ahmet olmayı and içerek . “Ruhun şad olsun Nuri Ahmet bey!!! Sen rahat uyu. Yapamadıklarını biz yapacağız” diyerek emin adımlarla ayrılırlardı yanından, her bayramda / bayramlarda.
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.