28°
Kuşak Çatışması (Dijital yerli – Dijital Göçmen)
Kuşaklar arasındaki çatışma veya anlaşmazlıklar günümüzün en önemli problemlerinden birisidir. Bunun altında yatan temel faktör hiç şüphesiz teknolojideki hızlı gelişme ve bu gelişmeye bağlı olarak değişen algılardır. Teknolojik gelişmelerle birlikte kültürümüz, dilimiz, birbirimizle iletişim için kullandığımız araçlar vs. çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Değişen çevre ve yeni şartlar karşısında insanlar yeni davranışlar geliştirir. Gençler çevreye uyum konusunda bir önceki kuşaktan daha aktif ve esnektirler. Ebeveynlerin bu gelişmelere karşı yeterince hızlı tepki verememeleri sonucunda karşılıklı olarak birbirlerinin davranışlarını anlamama ve eleştiriler başlar. Gençler büyüklerini anlayışsızlıkla ve hoşgörüsüzlükle itham ederken, büyükler ise gençleri hiçbir kural tanımayan, saygısız, cahil gençlik olarak tanımlar.
Eskiden yaşlılar ile gençler arasında görülen çatışmalar günümüzde 10 yaş ve üzeri yaş farkı olan tüm bireyler arasında da görülebilmektedir. Öyleki 25 li yaşlardaki bireyler ile 15 li yaşlar arasındaki gençler arasında uçurumlar olabilmekte ve kuşak çatışması yaşanabilmektedir. Ben, sizler için bu çatışmayı, teknoloji kullanımı açısından değerlendirmeye çalışacağım.
Yazar, fütürist Marc Prensky, “dijital yerli” ve “dijital göçmen” kavramlarını literatüre kazandırmış bir eğitimci ve futurist. Dijital yerliyi kısaca dijital çağda doğmuş olan insanlar olarak tanımlayabiliriz. Bunlar facebook, youtube, twitter ve akıllı telefonları rahatlıkla kullanabilirken hayatları online yaşamla harmanlanmıştır. Dünyaya geldiklerinden itibaren bilgisayar, internet ve cep telefonuyla büyürler. Doğduklarında telefonla doğuyor, 2 yaşında bilgisayarı keşfediyorlar. O yaşa kadar da anne babasını bazen başında gördükleri bilgisayarı ailenin parçası olarak algılıyorlar. Böylece bilgisayarı öğrenilmesi ve kullanılması gereken bir cihaz olarak değil, evin iletişim aracı, ailenin bir bireyi olarak biliyorlar. 3-4 yaşındayken bilgisayarın tuşuna basmayı biliyorlar. Adaptasyon sorunları olmadığı için yeni teknolojilere çok çabuk ayak uyduruyorlar. Hayatları sosyal medyada geçiyor. Nerde olduklarını anlık olarak paylaşıyorlar. Facebook ve twitter onların eli ayağı gibi.
Dijital dünya ile sonradan tanışan insanlara da Dijital Göçmenler diyebiliriz. Bu kuşak kendi yaşıtı insanların ürettiği teknolojik ürünleri örneğin bilgisayarı öğrenmek için kurslar almıştır. Cep telefonuyla mesajlaşmak yerine direk konuşarak iletişim kurar. Dijital yerlilerin oyun oynamak ya da iletişim kurmak için kullandığı interneti bilgiye erişim amaçlı olarak kullanır. Anlık iletişimde dijital ortamı kullanırken slm, nbr, gibi kısaltmalar yerine türkçemizi doğru ve güzel kullanmaya özen gösterirler.
Dijital çağa ayak uydurup karşımızdakine saygı göstermeyi öğrenelim. Empati yapıp ortak noktalarda buluşmaya özen gösterelim.
Haftaya görüşmek üzere…
