Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın dershaneleri sona erdirmeyle alakalı ifadeleri eğitim camiasında fırtınalar kopardı. Malum olduğu üzere yıllardan beri herhangi bir yere (lise ya da üniversite) yerleşmek isteyen öğrenciler okul derslerinin yanında dershanelere de giderek destek alıyorlar ve başarılı olmak için uğraşıyorlar.
Bu konu hakkında fikir yürütmek için meseleye dershaneci, öğrenci ve veli pencerelerinden bakmak gereklidir.
Dershaneciler bir binanın iki üç katını kiralayarak faaliyetlerini sürdürebiliyorlar. Hafta sonu ve hafta içi kursları açarak aynı mekanda yüzlerce öğrenciyle ders yapabilmekteler. Dershaneler öğrencileri sadece sınavlara hazırlamakta, onun dışında da fazla ilgilenmemektedirler. Aklıbaşında eğitim yapan, markası olan bir dershanenin iyi para kazandığını söyleyebiliriz. Ancak bu dershanelerin Türkiye’deki eğitime katkısı neredeyse sıfırdır. Eğitime diyorum özellikle, zira dershanelerde sadece öğretim yapılmaktadır. Bir öğrencinin başka hiçbir yönüyle alakadar olunmamaktadır. Ancak bazı dershanelerin çocukların ahlak ve maneviyatıyla da alakadar olduklarını söylemezsek yanlış olur.
Öğrenciler ise özellikle büyükşehirlerde sınıfların kalabalık olması sebebiyle dersleri anlamakta zorlanmaktadırlar. Dolayısıyla eksiklerini dershaneler kanalıyla kapatmakta ve başarılı olmaya çalışmaktadırlar. Ne var ki okulda ayrı dershanede ayrı öğretmenlerden ders alan çocukların kafaları karışmakta bazen dershaneler öğrenciler için çileye dönüşmektedir. Ayrıca öğrenci yarı gününü okulda geçirmekte diğer kalan zamanlarının çoğunu da dershanelere vermektedir. Daima bir yarışın içerisinde olduğu için öğrencilerin sosyal hayatı, özel ilgi alanı, kişisel beceri gibi vasıfları olmamaktadır. Taki öğrenci herhangi bir üniversiteyi kazanıncaya değin bu böyle sürmektedir. Üniversiteye gidene dek sosyal olamayan çocuğun bu yaştan sonra aktif olması fevkalade zordur. Bu gün Türkiye seçilme yaşının 18’ e indirilmesini tartışırken eğitimdeki bu tür olumsuz tabloları da dikkate almalıdır.
Veliler bakımından ise dershaneler maddi külfettir. Her ne kadar dershaneciler bu anlamda dar gelirliler için kendilerinin bir fırsat olduğunu iddia etseler de esasen veliler için dershane parası başlıbaşına bir yüktür. Mademki eğitim ücretsiz olacak o zaman her alanı ücretsiz olmalı ve özel ders almak keyfiyet anlamında olmalıdır. Şu anki hali gibi bir nevi zorunluluk arzetmemelidir. Dershanelerin bu öğrencileri yarıştırma mantığı ne yazık ki okullara da sirayet etmiş dersle-testle yatan kalkan bunun dışında hiç bir özelliği olmayan bir nesil ortaya çıkmıştır.
VAKIF VE DERNEKLER İŞ BAŞINA…
Başbakanımız devletin tepesindeki insan olarak olaya neşter vurmuştur. Evet dershaneler kapanmalıdır ancak bunun yerine kolejler ortaya çıkmalıdır. Yıllardan beri mevzuatı, konjonktürü ileri sürerek pısan, etkisiz kalan ve büyük imkanlara sahip olan cemaatler, vakıflar ve dernekler şimdi neredeler acaba?
Tam da Sayın Başbakan bu konuda açılım yapmışken ve kolejlere gidecek öğrencilere devlet desteği olacağını açıklamışken şimdi kolej kurmanın-açmanın tam zamanıdır. Eğitimse eğitim, öğrenciyse öğrenci buyurun size çalışma alanı…
Vakıflar ve dernekler ellerinde bulundurdukları imkanları fuzuli şeylere değil “insan”a yatırmalıdırlar artık.
Böylece devlet okullarının da mevcutları bir nebze azalacak, eğitim daha kaliteli olacak ve devlet de parayı binaya/boşa yatırmamış olacaktır.
Özel hastaneler olduğu gibi özel okullar da ortaya çıkmalı ve yıllardır çözülemeyen bu eğitim ve öğretim sorunu da çözülmelidir. Belki biraz zaman alacak ama neticesinin çok iyi olacağını düşünmekteyim.
Abdulbaki MURAT
04/12/2012
KOLEJLERE GİDECEK ÖĞRENCİLERE DEVLET DESTEĞİ SAĞLANMASI ÇOK İYİ olur. herkes çocuğunu daha iyi eğitim -öğretim veren daha iyi okullarda okutabilir.Çocukların bir kaç dili olur, bizlerin çektiği dil sıkıntısını onlar çekmez.