Alemlere Rahmet olarak gönderilen, Sevgili Efendimiz’ in doğumlarının sene-i devriyelerinde onunla müşerref olmanın sevinci ve şükrüyle Tüm İslam Aleminin Veladetini tebrik ederim…
Abdulbaki MURAT
“SEVGİLİ” YE…
“Kanadı kırık kuş…” zikzaklar çizerek, zıplar gider ya…
Bizler de öyle miyiz ne?
Yalnızlıklar arasında, dipsiz kuyuda kalmış gibi…
Çaresiz bir ceylanı andırıyoruz…
Hüzün türküleri sanki hep bizlere söylenmiş.
Yüreğimize konan gamlar, virane bir yurdun ölüm sessizliği gibi;
Baykuşçasına…
Çığlık çığlığa bağrışıyor kederler, kaderimizmiş gibi…
Dopdolu gözlerimiz hazan mevsiminin baharını yaşarcasına çağıldamakta, azgın bir sel gibi…
Beynimizde şimşekler çakıyor belki ama kalbimiz bir tohumun neşv-ü nema bulduğu toprak parçasını andırıyor.
Akabe’ yi düşünüyoruz…
Yesrib’ i hayal ediyoruz asr- saadette olduğu gibi.
Soğuk bir girdaptayız adeta.
Belki ufkumuzda bir ışık nüvesi var ama, imbat onu da mı söndürecek ne?
Kim bilir ruhumuzun köşküne oturttuğumuz “Güllerin Efendisi”nin arzusu ve ızdırabıdır çağıldayan…
Bülbülvari zar ettiren, O’dur bizi belki de…
“Kül” eder bizi bu aşk. İçimize sığmayan bir sevdadır, muhabbettir.
Uçsuz bucaksız çölde bir serap gibi.
Dudaklarımıza sürecek bir nur damlası, saçlarımızı okşayacak bir şefkat deryası arıyoruz…
Lal olmuş dilimize bir tercüman…
Zemheride üşümüş gibi titreyen yüreklerimize bir sam yeli gerek .
Karabasanları kovalayacak, korkularımızdan emin edecek…
Yed-i Beyza hevesindeyiz.
Önümüze çıkan azgın suları sakinleştirecek…
Asay-ı Musa bekliyoruz.
Kendimizi ateşe atılmış gibi hissediyoruz, el aman dileyecek, narımıza serinlik üfürecek…
İbrahimi bir merhamet …
Evet “Gül Bahçesi” bizim de hakkımız değil mi?
Her daim ay tutulur mu?
Kara bulutlar hiç mi ayrılmaz gök yüzünden?
Ayrılmaz mı hiç kesvet simalarımızdan?
Gidiyoruz, lakin bir pusuladır, isteğimiz.
Mahzun veçhemize bir kere olsun sarf-ı nazar ediver Ey Sevgili!
Ümidimiz, ümitsizliğimizin olmamasındadır; ve bu bizi ayakta tutmaktadır.
Ufuklara bakmaktayız Medineliler’in bakması gibi.
Damarlarımızdaki kan daha bir heyecanla fışkırıyor
Şarkılar mırıldanıyoruz, üzerimize doğacak nurun sevinciyle
“Ay doğdu üzerimize Veda Tepelerinden”
Sevinç çığlıkları…
Ve gözyaşları boşanıveriyor…
Fedake ebi ve ümmi ya Resulellah…
(Anam babam sana feda olsun ya Resulellah)
Ve özlüyoruz En Sevgili’yi, koşuyoruz en Sevgili’ ye…
Abdulbaki MURAT
20/01/2013
YAZINIZI ZEVKLE OKUDUM TEŞEKKÜRLER BAŞARILAR