![TEOG](https://bolupostasi.com/wp-content/uploads/2014/05/IMG_20140502_114041.jpg)
TEOG(Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı) sorunsuz bir şekilde uygulandı. İlk defa yapılan ve sonuçlarına bakarak henüz yerleştirme yapılmayan sınavla ilgili olarak şu anda yapılacak değerlendirmeler gerçekçi olmayabilir. Bu sebeple velilerin haziran ayını beklemeleri daha gerçekçi olacaktır.
TEOG, sonuçları belli olmasa da uygulanış biçimi, öğrenci psikolojisine etkisi, velilere yansıması bakımından fevkalade olumlu olmuştur. Yıllardır öğrencileri bir sınava kilitleyen, daha çocuk yaşlarda sınav heyecanı ile onların neredeyse kişiliğine etki eden yarış ortamının kaldırılması, okul dersleri eksenli, öğrenciyi ters köşe yapmayan, stressiz, kırk dakikalık sınav ortamı ile öğrencileri rahatlatan olumlu bir çalışma olmuştur.
Bu sınavlarda heyecan olmamıştır. Karnı, başı ağrıyan, titreyen öğrencilere rastlanmamıştır. Öğrenciler fevkalade rahat bir şekilde sınavlara girmişler, dinlenme aralarında bir şeyler yiyip içmişler, eğlenmişler ve tekrar diğer dersin sınavına girmek üzere sınıflarına geçmişlerdir. Sınavlarda bir iki veli hariç, anne babalar okula bile gelmemişlerdir. Şu ana kadar Türkiye genelinde de herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır.
Sınav öncesi bazı velilerin “çocuklarımızı dershaneye yazdıralım mı?”şeklindeki sorularına “gerek yok, zira müfredat ve sınavlar bunu anlamsızlaştırıyor” şeklindeki cevabımız böylece haklı bir konum kazanmıştır. Bu andan itibaren “dershanesiz bir eğitim sistemi” daha anlamlı bir nitelik kazanmıştır. TEOG sınavı velilerin zihinlerindeki “dershane” şüphelerini de dağıtmıştır. Ancak şunu da ifade etmem gerekiyor ki, okulların şartlarını(sınıf mevcutları, öğrtmen sıkıntısı gibi) da düzeltirsek sınavlar daha adil ve sahici olacaktır.
Bu sınav sonuçlarının yerleştirmeye etkisi %70 olacaktır. Okuldaki notların ki ise %30’dur. Bu durum da gösteriyor ki okul derslerinin yerleştirmeye etkisi de hafife alınamaz. Yani bazı öğrenciler okul dersleri ile yerleştirmelerde avantaj sağlayabilir. Dolayısıyla sınav bitti rehavetine kapılmadan okul derslerine, proje ve performans görevlerine dikkat etmek gerekir.
Ebeveyn çocuğunun TEOG sınavlarında başarılı olup olmadığını, kaç netin başarı sayılacağını merak etmektedir. Yukarıda da bahsettim, sonuçlarla ilgili elimizde done yok, bakanlık özellikle bir yarış havası oluşturmamak için genel sonuçları açıklamıyor. Çok da doğru yapıyor, çünkü eşit şartlar ve imkanları olmayan çocuklardan bazılarına “sen birincisin, sen başarısızsın” demek gayri adil bir değerlendirme olacaktır.
Çok süper öğrencileri bir tarafa bırakırsak ki (iki sınavda toplam on ve aşağı sayıda yanlışı olanlar bu grupta sayılabilir), iki sınavda yirmi beş yanlışa kadar olan öğrenciler genel itibariyle iyi liselere yerleşebilecek öğrencilerdir. Toplam kırk yanlışa kadar olanlar ise orta seviyede ve standart liselere gitme ihtimali olan öğrenci gurubu olarak düşünülebilir. TEOG sınav sonuçlarında, virgülden sonra dört rakamın da açıklanması ayrıştırıcı olacaktır. Puan eşitliği durumunda devam devamsızlığın etkili olacağını herhalde söylemeye bile lüzum yoktur.
Kırk ve daha yukarı yanlışı olanlar ise yine başarı durumlarına göre ayrıcalıklı liselere yerleşme imkanı yakalayabilecekleri düşünülebilir. Ancak şunu bir kez daha ifade etmem gerekiyor ki ilk defa denenen bir sistem olduğundan, elimizde kıyas yapacak nüve bulunmamaktadır. Bunlar tamamen tahmini olarak yapılan çıkarsamalardır.
Hangi sonuç olursa olsun öğrenciler üzerinde baskı kurarak işi abartmak yanlış olur. Nihayet eğitim sürekli bir yarıştır, bu yarışı uzun soluklu sürdürebilenler başarılı olabilirler. Sonuçlar çok olumsuz olsa da bunun telafisi mümkündür. Ortaokulda başarısız olan bir öğrenci lise yıllarında düzenli çalışırsa eksiklerini telafi edebilir.
Şu gerçek ortaya çıkmıştır ki TEOG öğrencileri bir yarış atı gibi görmekten kurtarmıştır/kurtaracaktır. Bundan sonra daha sosyal, daha yetenekli, daha özgüvenli, özel becerilerini daha çok ortaya kayabilecek olan öğrenciler yetişecektir. Bu da şu ana kadar hayata at gözlüğü ile bakan ve gözü sınavdan başka hiçbir şey görmeyen “monoton öğrenciliğe” son vermiş olacaktır. Elbette burada eğitim liderlerine ve öğretmenlere büyük iş düşmektedir.
İKİ ÖNERİ
Sınavla ilgili bu tespitleri yaptıktan sonra şu iki öneriyi de dikkatlere sunmak isterim.
Aldığımız duyumlara göre TEOG sınavlarının sayısı artırılacakmış. Kademeli olarak 5,6 ve 7. Sınıflara da yaygınlaştırılması düşünülüyormuş. Eğer bu teyide muhtaç bilgi, doğru ise çok büyük sıkıntı var demektir. Zaten önceki sistemlerin eleştiri kaynağı sınav heyecanı idi, bu da bir nevi eskiye dönüş olur. Ancak 5,6 ve 7. Sınıfların okul ders ortalamaları sınav puanına etki ederse okulun, müfredatın ve öğretmen takdirinin rolü normalleşebilir.
Diğer bir konu ise sınavların hafta içi yapılmasıdır. Sınavların hafta içi yapılması okulların düzenini bozmaktadır. Hafta sonu yapılacak bir sınava kimse itiraz edemez. Böylece diğer öğrencilerin de sınavdan etkilenmelerine mani olmuş oluruz.
Olumlu yönlerinin kıyaslanamayacak kadar çok olduğu bu yeni sistem en azından sonuçları görülmeden değiştirilmemelidir.
Sınava giren tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum.
hocam teşekkürler. çok aydınlatıcı olmuş. yazıyı okuyunca bilgilendim.