Türkiye’de Trafiğe Çıkmak
Şikayet edip yakınacak o kadar çok şey var ki Türkiye’de. Gerçekten hangi birini anlatsam diye düşünüyorum şu an…
Mesela şu yol mevzusu: çok akıllıca bir mevzu bana kalırsa… Hükümetinde üzerine sık sık oynadığı noktalardan biri bence. Halkın gözüne girme yöntemi…Evet evet yollar…
Şeritleri çizilmemiş asfaltı baştan savma atılmış yollar.Üstüne cahil ve dikkatsiz sürücüler, yolu felç etmesine rağmen inatla sol şeritte giden 1950’lerden kalma kamyonlar eklenince işte burası Türkiye oluyor… Bu açıdan Türkiye’de trafiğe çıkmanın Afrika çöllerinde safariye çıkmaktan hiçbir farkı yok…
En son gözlemlediğim olayı anlatayım bari. Oturduğum semtin caddeleri 4-5 senedir topa tutulmuş savaş alanı gibiydi. Kısa bir zaman önce belediye buralara yeniden asfalt atmaya karar verdi. Asfaltı attıklarının ertesi günü yollar harikaydı. Ancak 1 hafta geçmeden onardıkları logar kapakları ve kanalizasyon ızgaraları yeniden çöktü. Eski halinden hiç bir fark yok şu an yolda.
Tek fark rengi daha koyu, o da yeni asfalttan olsa gerek. Bu yollara defalarca asfalt atılması için tonla para harcanıyor ama hiç kimse bu parayı tek seferde harcayıp yolu temeliyle birlikte sağlam yapma eylemine gitmiyor.
Avrupa’da yollar onlarca sene sağlam kalıyor. Hatta Almanya’da 2. Dünya Savaşı zamanında yapılmış otobanlar bile hala kullanımda, sapasağlam! Bütün yollar çizgili, şeritlerin hepsi aynı ölçüde, kaldırımlar bile aynı hizada… Onlar yapabiliyor da biz neden yapmıyoruz? Zor birşey değil ki. Yol mühendisi denen meslek dalı bu iş için meydana çıkmış. Bizim ülkemizde neden yol mühendisleri yokta bunun yerine kafasına göre asfalt döken işçiler var?
Bu rezillikki ülkenin en büyük 2. Şehri olan Ankara’nın en merkezi semtinde meydana geliyor. Köy yollar vs. ne durumdadır kim bilir… Ülkemizde belediyeler nedense hep vasıfsız insanların elinde olmuştur. Gerçi günümüzde bütün ülkenin başı vasıfsız insanların elinde ya, belediyeler nası olsun da düzgün olsun?
Bizim insanımız hep iyi niyetlidir, kindar değildir, geçmişi hatırlamaz. On sene evine toprak yoldan şikayet ede ede gider, belediye seçimlerine 1 ay kala o yol yapılınca minnettar olur, sonra yine aynı vasıfsız adama oyunu verir. Bu gidişat biraz da insanımızın vurdumduymazlığından kaynaklanıyor ne yazık ki. O yüzden bizim şikayetimiz de pek bir işe yaramıyor. Olsun, umutsuzluğa kapılmamak lazım. Biz bunu da yapmayı bırakırsak kimbilir ne hal alır ülke değil mi?
KAZIM ÖZKAN
Kazım Bey, yeni köşenizde başarılar dilerim.İlk yazınızda çok önemli bir konuya değinmişsiniz, yazdıklarınıza aynen katılıyorum.Avrupada belediyeler sorumluluklarının bilincindedirler, Yağmmursularının gideceği tahliye logar kapakları bile her 20 metre ara ile döşenmiştir.Tabiii şehirleşme planlarının ve alt yapı planlamalarının en az 2 asırlık yapılması gerekmektedir.Başarılar diliyorum.