VELİ ÖĞRETMEN İLETİŞİMİ NASIL OLMALI ?
Öğretmen , veliler tarafından desteklemediği ,veliler de öğretmenlere yeteri kadar güvenmediği için çocuklar zarar görüyor .Arada ki bu boşluğu doldurmak için öğrenci odaklı iş birliğine gidilmelidir.
Öğretmen öğrencisine sınıfta kazandırmaya çalıştığı, tutum ve davranışlar evde destek görmediğinden öğretmen fazla yol alamıyor . Değerler çatışıyor yani..! Öğretmen ve ailenin değer yargıları örtüşmüyor. Öğretmen çocuğa sorumluluk kazandırmak isterken , ev de aile çocuğuna sorumluluk vermiyor. Özellikle üst düzey eğitim almış aileler , öğretmenin tutum ve davranışlarından hoşnut olmuyor. Bu gibi nedenler çatışmaların ilk kıvılcımları olabilir. Çocukta arada sıkışıp kalıyor. Sorunlar çığ gibi büyürken , aile ve öğretmenin sağlam bir dayanağa “güven” sahip olmaları ve işbirliğine gitmeleri gerektiği akıllara gelmiyor. Nedense !
Bir çok aile , öğretmeni denetleme görevini üstleniyor. Öğretmende bu denetimi hissettiği an, aileye ve çocuğa karşı empati oluşuyor. Oysa aile denetleyici rolü yerine , paydaş rolünü seçmeli ki; çocuk zarar görmesin. Paydaşlık ; Öğretmen ve aile arasındaki güven duygusu ile sağlanabilir olduğuna inanırım. Böylelikle paydaşlık , bir çok sorunu ortadan kaldıracaktır. Düzenli ve düzeyli diyaloğun da , sorun çözmede yardımcı olduğu görülür .
Sınıfta farklı evde farklı davranan çocuk , sorunlarını gizliyor demektir. Öğretmen aile ile sorunları paylaştığında ; Aile çocuktaki sorunları ret eder ve öğretmeni çocuğu tanıyamamakla suçlar. Aile, çocuğuna daha sıcak ve yapmacık tavırlardan uzak yaklaşmalıdır ki; Çocuk gerçekçi davranışlar sergilesin.
Okullarda “en iyi olma savaşı” yaşandığından, aileler eksikliklerini kabullenmemekteler. Bu gibi yanılgıları düzeltmek için “güven” e dayalı iletişime ihtiyaç vardır. Ailelerin çok iyi bildiği , öğretmenin hiç bilmediği, çocukla ilgili bilgileri aileler öğretmen ile paylaşmadıkça , öğretmen çocuğa yeteri kadar yararlı ve yardımcı olamaz. Çocuğu yeteri kadar tanımak isteyen öğretmen , aileden açık ve gerçekçi bilgi akışına ihtiyacı vardır . Çocukların yaşadığı sorunların çoğu , aile temellidir. Çocukla ilgili ; Yüksek beklentiler , sınır koymama , katı kurallı davranışlar sorunların kaynağını oluşturur.
Aileler ,okulları sınava hazırlayan bir kurum , öğretmenleri de çocuklara bilgi aktaran kişi olarak görürler . Aile baskısını her zaman yanında gören öğretmen , çeşitli eğitim seçeneklerini sunmakta ya zorlanır ya da gecikir . Eğitim öğretimdeki değişim , gelişim ve yeniliklerden vaz geçmek zorunda kalır. Oysa , çocuklarının başarısını gerçekten isteyen aileler , güven kavramını unutmadan , öğretmenle işbirliği yapmalıdır.
Eğitim öğretimin amacı; çocuklarımızı bir üst sınıfa ve hayata hazırlamaktır. Tüm sosyal donanımları ile tüm okullarımızda ki öğretmenlerimiz bu yeteneklere sahiptirler. Ailelerimiz , her geçen gün daha bilinçli davranış bilimlerine sahip olduklarını biliyorum . Aileler , çocuklarının başarısı ve gelecek için kesintiye uğratmadan , öğretmenlerle iletişim ve işbirliğine gitmelidir. Düzenli , planlı gelişim toplantılarına katılmalıdır .
Başarı, öğretmen ve aile işbirliği ile sağlanacağı unutulmamalıdır.
Hoşça Kalın ! Çocukça Kalın !
İsmail ALTOK.
Öğretmen,öğrenci ve veli herzaman üçlü bir çalışma…!yakınlık çok önemli öğrencinin başarısı için.Elinize sağlık,çok güzel bizlere ifaade etmişsiniz.