TİMSAHIN GÖZYAŞLARI
Türkiye, maalesef insanların bir yerlere gelebilmek ve seçmenlerden oy alabilmek için kendi kişiliklerinden taviz verdiği, normalde yapmayacakları şeyleri yaptıkları, arkasından küfür ettikleri insanlarla menfaatleri çakışınca kol kola gezebildiği yani Aziz Nesin’in ‘’Zübük’’ isimli eserinde anlatıldığı gibi Zübüklerin bol olduğu bir ülke. Öyle ki bu Zübükler yüzünden siyasetin tanımı değişmiş, halk arasında siyaset demek yalan, entrika, menfaat kovalamaca olarak tanımlanırken, siyasetçi algısı da değişmiş, siyasetçi denilince menfaati için yalan söyleyen, düşmanıyla dost olan, yapmacık davranışlara giren iki yüzlü insan tipi akla gelmeye başlamıştır.
Bu anlatılan siyasetçi tipinin en son örneğine zamanımızın Zübüğü’ne geçmeden önce bir hususa açıklık getirelim. Öncelikle Siyaset Kurumu, İnsanlara hizmet edebilmenin, adil gelir dağılımını ve sosyal adaleti gerçekleştirmenin bir yolu ve kutsal bir meslektir.
Bu kutsal meslekte kelle koltukta hakkını vererek görev alan siyasetçiler de şerefli insanlardır. Her meslekte olduğu gibi siyaset kurumunda da kendi menfaatleri uğruna her türlü rezilliği yapmaktan çekinmeyen insanlar vardır, geçmişte olmuştur bundan sonra da olacaktır. Ancak bizim ölçümüz bu iki yüzlüler değil de Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve O’nun vefatından sonra Halife olan Hz. Ebubekir ve adaleti ile cihana nam salmış Hz. Ömer olmalıdır. Kötü örneklere bakarak iyileri görmezden gelemeyiz. Zübüklere bakarak ömrünü millete adayanları unutamayız.
Bu Zübüklerden biri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya çıktı ve milleti kandırmak adına girmediği kılık kalmadı. Fethullaf, Vatikan, CHP ve Şürekasının ürünü olan Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, İstanbul’da Merhum Başbakan Adnan Menderes ve Bakanları ile Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarlarını ziyaret ediyor ve ardından show’ a başlıyor.
Gazetecilere açıklama yaparken yutkunur gibi yapıyor, ağlıyormuş gibi gözlerini siliyor konuşmakta zorlanıyor falan filan. Biliyor ki tüm televizyonlar orada ve gün boyu tüm haberlerde bu görüntüler yayınlanacak, bu merhumlara büyük bir manevi duyguyla bağlı olan Türk Halkı yani seçmen bu görüntülerden etkilenecek ve ekmeği falan unutacak hiç düşünmeden oylarını Ekmeleddin’e verecek.
Bu tablo son günlerde sık sık dile getirilen eski Türkiye’de olsaydı çok iş yapardı. Çünkü bu tablo, insanların timsah gözyaşlarıyla kandırıldığı eski Türkiye tablosudur. Fakat bugün tablo eski olsa da Türkiye yenidir. 2002 devriminin Türkiye’sidir. Yeni Türkiye’de insanlar aydınlığa kavuştu. Gerçekleri görüyor ve daha iyi kavrayabiliyor.
Yeni nesil siyaset anlayışı dediğimiz siyaset anlayışında artık timsah gözyaşları yerine memleketine hizmet eden, milleti ile ağlayan ve milletiyle gülen, statükonun adamı değil de milletin adamı olabilen siyasetçiler benimseniyor.
Ekmeleddin İhsanoğlu, etiketinde Made in (Vatikan,Fethullah, Beşibiryerde) yazarken bu milletin piyasasında sana yer olamaz. Çünkü bu ülkede artık İsrail mallarına ambargo uygulanıyor. Bu timsah gözyaşlarına, Yahudi oyunlarına artık kimse kanmaz.
Sen İslam Teşkilatı Genel Sekreteri olacaksın ama Müslümanlar ölürken tarafsız kalmayı tercih edeceksin, eski Türkiye’nin oyun bozucularıyla milletin karşısına çıkıp Hacı Bektaş’a gideceksin, Madımak’ta saygı duruşunda bulunacaksın ardından da gelip Adnan Menders’in ve Turgut Özal’ın mezarı başında ağlayacaksın.
Bunu yemezler, Hacı Bektaş’ın ve Madımak Otel’in temsil ettiği değerlerle Rahmetli Menderes’in ve Rahmetli Özal’ın temsil ettiği değerler aynı değildir ve birbirine taban tabana zıttır. Rahmetli Menderes ve Rahmetli Özal’ın temsil ettiği değerler Hacı Bektaş’ın felsefesine saygı duyup korurlarken tam tersine Hacı Bektaş ve Madımak’ta eğilenler Menderes ve Özal çizgisine büyük bir nefret duyarlar.
Bu çizgiyi, bu değerleri yok edilmesi gereken bir canavar olarak görürler. Hacı Bektaş ve Madımak Otel eski Türkiye’nin ve onun oyun bozanlarının sembolüdür. Statükonun sembolüdür. Menderes ve Turgut Özal ise milletin sembolüdür. Barışın, huzurun kardeşliğin, bir arada yaşamanın sembolüdür. Menderes ve Özal milletin adamlarıdır. Millete hizmet yolunun şehitleridir.
Şimdi Statükonun adamlarıyla, eski Türkiye’nin Oyun bozanlarıyla omuz omuza verip milletin karşısına çıkmak, Hacı Bektaş’da ve Madımak’da boy gösterip, gayet normalmiş gibi Menderes ve Özal’ın Mezarlarında ağlamak bir Yahudi oyunudur. Münafıklıktır, dökülen gözyaşları timsah gözyaşlarıdır.
Menderes ve Özal’ın mezarında gerçekten ağlayan bir insan, Vatikan, Ekmeleddin ve CHP yapısı olamaz. CHP ile kol kola yürüyemez. Menderes’i şehit ettiren alçak tezgâhın baş mimarlarından biri olan CHP ile Menderes’in mezarına gelmek Menderes’in aziz hatırasına ve bu millete saygısızlıktır.
MUTLU BİLGE 21.07.2014/BOLU
http://radikal.com.tr/Blog/mutlu-bilge