Fatih Sultan Mehmet, çocuk denecek yaştayken hocası Akşemsettin, kulağına eğilir: “ Hedefini doğru tespit et. Unutma dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol üzerinden geçer bu nedenle sen yol olmaya heveslen ki, herkes senin üzerinden geçerken sen dağların üzerinden süzülerek geçersin” der.
Bunun üzerine Fatih: “Hocam imkânlar müsait olmazsa?” diye sorar. Hocası: “Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir ve sana teslim olur. Çok ister, çalışır ve dua edersen Allah seni rahmetiyle kuşatır.” der.
Ey “Genç Görüş Sahibi! “ zaman senin en değerli hazinendir.
Eğer zamanı acımasızca israf eder ve faydalı işler peşinde kullanmazsa israf ettiğin zamanı geri getirmen mümkün olmaz. Bunun için şunları dikkate almalısın:
1- Hedeflerini belirlerken Allahın rızasından dışarı çıkma ve İslami davaya hizmet et.
2- Gençliğin gururuna kapılma, tevazudan ödün verme, şefkat ve merhameti elinden bırakma.
3- Sana yapılan haksızlığa rıza gösterme ama kimseye de haksızlık yapma.
4- Hedeflerine ulaşırken kimi zaman düşeceksin, böyle zamanlarda kalkma potansiyelini kullan ve bunun hayatın gerçeği olduğunu unutma
5- Duayı dilinden düşürme. Allahtan iste ve umut var ol!
6- Dünyada karşılıksız kaldığını zannettiği gayretlerinin daha hayırlısına ebedi âlemde mutlaka kavuşacağına, Cenabı Hakkın vaadinde sadık olduğuna, ahirette elde edeceğin nimetlerin daha hayırlı olduğuna iman et.
7- Yolun ne kadar uzun olursa olsun, çıkarken bilgi, bilinç, ahlak ve şuurundan asla ödün verme.
Duygularını kontrol eden kişi güçlüdür
Değerli gençler, duygularınızın kontrolü sizin elinizde. Yani geminin kaptanı sizsiniz, isterseniz duygularınızı doğru şekilde kullanır kontrolü sağlarsınız ki, bunun sonunda insanlık onur ve erdemleri sahipsiz bir hazine olmaktan çıkar senin olur, sen olur.
Aksi halde duygularının kontrolünü elden bırakırsan kendinizden uzaklaşır sen olmaktan koparsın. Bu dönem duygularınızda dalgalanmalar, inişli çıkışlı girizgahlar görülür. Ancak toplumda önemli sorumluluklar almaya hazırlanan siz gençler, öncelikle, sevinç, öfke, korku neşe, gadap gibi duyguları kontrol edebilmelisiniz. Özellikle öfke kontrol altına alınmadığında hem size hem de çevrenize zarar verebilecek sonuçlar oraya çıkabilir. Yaşamın bu döneminde, öfkeyi şiddetle dışa vurduğunuzda daha güçlü olduğunuzu düşünebilirsiniz. Oysa bunu bir güç olarak tanımlayamayız. Aksine doğurduğu sonuçlara bakarak bunun bir zayıflık olduğunu görebiliriz.
Öfke kontrol edilmediğinde patlayan bir buhar kazanı gibi olur. Patladığında çevreye büyük hasar verir. Bu nedenle gerektiğinde hakkımızı korumalı gerektiğinde de susmanın ya da olayları sabırla savmanın başarının bir parçası olduğunu bilmeliyiz.
TERK ETMEYEN İKİ İNSAN
Anne Baba
Sevgili gençler;
Yapmak istediğiniz her şeyde birilerinin hep önünüze çıktığını ve sizi engellediğini mi düşünüyorsunuz?
Toplum içinde karşılaştığınız kişiler ve büyüklerinizin engelleyici tavrı ve yaklaşımı bir düş kırıklığına, tıkanmışlık ve yenilmişlik duygusuna neden olabiliyor. Böyle durumlarda şu soruları sorunuz:
1- Annem bu şekilde davranmamı neden istemiyor?
2- Bu davranışın sonucunda bana ne gibi zararlar dokunur?
3- Büyüklerin haklı olduğu durumlar olabilir mi?
4- Şu an bu isteğimi ertelesem neler kazanırım?
Unutmayalım, istediğimiz her şey bizim için hayırlı olmayacağı gibi, karşı çıktığımız ve uzak durduğumuz her şeyde bizim için şer değildir. Bu nedenle büyüklerin bazı durumlarda, “yapma, böyle davranma, bu senin için sakıncalı” sözleri bizlerin hayatında büyük önem arz edebilir. Çünkü içinde bulunduğunuz dönem fırtınalı bir dönemdir ve bu dönem akıldan ziyade hisler ön plandadır.
Bu nedenle büyüklerin tavsiyelerini bir baskı olarak görmeyip sizi korumaya yönelik bir kalkan olarak düşünebilirsiniz.
YOLLAR
Yol vardır gidene ardına kadar açık, kalana daralı.
Yol vardır kimine yokuş, kimine uçurumdur.
Yol vardır bilinmez dehlizlere, sahralara, uçsuz bucaksız ovalara çıkar.
Yol vardır ölümün ötesine geçen, mahşere varan,
Yol vardır ateşe yolcu taşır çığırtkan karanlıklar eşliğinde,
Yol vardır gölgeler savaşından gelen yalın kılıç yiğitlere yaren,
Yol vardır bağlara, bahçelere hasret,
Yol vardır Selamet yurduna uğrak,
Yol vardır evet, hak ve hakikate durak.
İşte gençler, seni sana getiren yollara düşmelisin, bütün engelleri şartları esir alarak geçmelisin. Hak yolunun toprağına yüz sürmeli, suyundan içmelisin.
Bu uğurda yaşadığın zorluklar seni daha da fişekleştirmeli, hayatın insicamı içinde kaybolmadan istikamete kilitlenmelisin.