VATANIM SANA CANIM FEDA
“ZAFER DEYİNCE 30 AĞUSTOS 1922 GELİR AKLIMA” 29 AĞUSTOS 2015
Mondros mütakeresi ve Sevr anlaşmasıyla yurdumuzu paramparça yaparak elimizden birer birer almaya çalışan düşmanlar….! Bağımsız yaşamayı “şiar” edinmiş Türk milleti bunu kabul edemezdi,esaretim.
19 Mayın 1919’da Samsuna çıkan M.Kemal Kurtuluş Savaşını başlattı.Liderliği kabul görmüştü M.Kemal’in.
Amasya Genelgesi’nin peşinden Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı.
Sonra; “ Ya bağımsızlık ya ölüm” Vatan topraklarının her yerinde, kulakları çınlıyordu.
27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen M.Kemal ,BMM’sini kurdu.Kurtuluş savaşı buradan yönetilecekti düzenli ordularla.
BMM’de “Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bölünmez bütün olduğu, parçalanamayacağı” görüşü hakimdi.
Düşmanla,göze göz dişe diş mücadele edilmesi yönünde karar alındı. Köprüler yakılmıştı.Hep ilerisi görünüyordu!
Ordumuzun ilk başarısı, Doğu’da Ermeni çetelere karşı alınan zaferdi. Batı cephesinde de “1. ve 2. İnönü savaşlarıyla” Yunanlılara karşı alınan zaferdi. Yoksul Türk milletinin vatan sevgisi her geçen gün zenginleşiyordu.
Yenilgileri hazmedemiyen Yunan , çok daha güçlü, donanımlı ordusuyla yeniden saldırıya geçti. Korkup kaçacaklarını sandığı Türk milleti kessin kılıç gibi bilenmiş vaziyette bekliyordu, düşmanı.
Donanımlı yunan ordusu karşısında savunmak yerine, saldırı planını uygulamak daha uygun olacaktı. Öylede yapıldı. Komutan M.Kemal ordularına; “ Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.” Emriyle kükreledi!
Aslan yürekli Türk askeri, bu emre uyarak atıldı düşman üstüne.
23 Ağustos 12 Eylül tarihleri arasında yapılan “Sakarya” savaşı kazanıldı. Çok önemliydi “Sakarya meydan savaşı” Türk kurtuluş Savaşı tarihinde; Kaybettiğimiz topraklarımızı geri almaya başlamıştık, ilk defa.
Savunma durumundan taaruz durumuna geçmiştik. Zaferlerin habercisi gibiydi tüm bunlar.
BMM’si M.Kemal’e “gazi” ünvanı, “mareşal” rütbesi verdi. Ardından “Büyük bir taaruz ile düşmanı tamamen yok etme kararı” alınmıştı. Önce düşman sonra da yoksulluk vardı her Türk’ün aklında. Yenmeliydi her ikisinde…!
Tarih; Ağustos 1922 idi. Büyük taaruz için tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Güneydeki; birlikler gizlilikle Batı Cephesine kaydırılmıştı. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve mühimmat kaçırılıyordu, sürekli. Toplar tüfekler yenileniyor, tamir edilmişti.Yiyecek içecek için sivil vaz geçmiş askere yöneltilmişti.
Bu arada İslam Dünyası uyanmış, irkilmişti. Aralarında topladıkları paralar Türk ordusunun kasasındaydı. Savaşta kullanacağımız uçağa bile sahiptik artık.
- Kemal Başkumandandı. 26 Ağustos 1922’de düşmana saldırdı M.Kemal ,kurmay silah arkadaşları ve yiğit askerleriyle, tek yürek halindelerdi.
Bir saat gibi kısa sürede düşman mevziileri ele geçirildi.
30 Ağustos’ta düşman aman diledi. Sağ kalanlar teslim oldu, esir alındı.
Yunan Başkomutanı “Trikopis” bile esir alınanlar arasındaydı.
M.Kemal Başkomutandı. “Başkomutanlık Meydan Muhaberesi” olarak adlandırıldı.
Arkası gelmeliydi. Her yan toz bulutu, kana bulanmış kıpkırmızıydı gökyüzü. Türk askeri durdurulamazdı. Sefalet bir yandandı. Bir yandan düşmanın “tek dişi” !
Büyük Taaruz başlamıştı. Düşman kaçıyordu. Kaçarken de yakıp yıkıyor, katlediyordu insanlarımızı bir bir. Kurşunlar havada çarpışıyordu “Çanakkale’iydi” sanki… Şehitler üst üste yığılsa bile yenisi geliyordu asker ayağındaki çarık ile. Amansızdı kovalamaca.
Cephede ki askerine “su veren” Türk analarının şehit edilmesi görülüyordu resimlerde.
Yağan yağmur altındaki bebeler. Aç-susuz millet. Tek düşünceleri hürriyet…!
9 Eylül 1922’de İzmir’imizin kurtuluşuyla, Güzel yurdum düşmanlardan temizlenmişti.
Kanımızın son damlasını akıtmadan Yurdumu’zu düşman ellerine bırakmayacağımızı tüm Dünya’ya, dostta düşmana duyurduk. Bu büyük zaferi her 30 Ağustoslarda bayram olarak kutlayacağız / kutluyoruz.! Vatan uğruna şehit düşen asker ve sivillerimizi saygı ,sevgi ve rahmetle anıyorum ! Her karışı vatan evlatlarının kanıyla sulanmış vatanımıza sahip çıkalım.
Hoşça Kalın !Bayramsız Kalmayın !
İsmail ALTOK