KALP HASTALIKLARI RİSK FAKTÖRLERİ VE KORUNMA YOLLARI
Kalp hastalıklarında risk faktörlerini Özel Fatma Hatun Hastanesi kardiyoloji doktorlarından Uzm. Dr. Nuri Ergüzel ile konuştuk. Uzm. Dr. Ergüzel kalp hastalıklarından korunmak için, “Sigara mutlaka bırakılmalı hatta pasif içiçiliğe bile maruz kalınmamalı, haftada 4-5 kez 30 dk süreyle fiziksel egzersiz yapılmalı, egzersize düşük tempoyla başlanmalı, zamanla süreyi ve tempoyu arttırmak gerekir. Tuz tükekiminin günlük 6 gramı geçmemesi , sebze ve meyve tüketiminin et ve karbonhidrat tüketiminden fazla olması önerilmektedir” dedi.
Haber: Elif SARIHAN
Genetik olarak da Türk toplumu kalp damar hastalıklarına yatkın. Türk gen yapısı gereği faydalı kolesterol oranı düşük ve zararlı kolesterol oranı yüksek. Bu riskli gen yapısının üzerine bir de yanlış beslenme eklenince kalp hastalıklarının görülme oranı 40’lı yaşlarla birlikte büyük ölçüde artmaya başlıyor. Araştırmalar ve istatistikler gösteriyor ki erkeklerde 45, kadınlarda ise 55 yaş üzerinde olmak kalp hastalıkları riskini artırıyor. Kadınların daha ileri bir yaşta risk grubuna girmesinin nedeni de menopoza girmeleri. Menopoza girene kadar kadınları sahip oldukları östrojen hormonu koruyor. Ancak menopozla birlikte östrojenin azalması, kalp krizi riskini yükselttiğini belirten Uzm. Dr. Ergüzel şu açıklamaları yaptı;
“Kalp hastalıkları önde gelen ölüm nedenleri arasında ilk sıradadır. Ne yazık ki toplumumuzda kalp hastalıkları hakkında farkındalılık oldukça düşük seviyelerde seyretmektedir. Bir çok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da en önemli basamak korunmaktır. Risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp hastalıklarına bağlı erken ölümler %80 oranında azaltılabilmektedir.
Peki nedir bu risk faktörleri ; major risk faktörleri olarak kabul edilenler
Sigara: KAH riskini 2-3 kat artırır ve diğer risk faktörleri ile etkileşerek riskin daha fazla artışına neden olur. Sigara içenlerde kalp krizi ve ölüm riski içmeyenlere göre erkeklerde 2,7 ve kadınlarda 4,7 kat daha fazladır.
Ailede kalp hastalığı öyküsü: Birinci derece erkek akrabalarda 55 yaşından önce, birinci derece kadın akrabalarda 65 yaşından önce kalp damar hastalığı olması, o kişide kalp damar hastalığı gelişim riskini yaklaşık 2 kat arttırmaktadır. Daha ileri yaşlardaki kalp damar hastalıkları risk faktörü olarak kabul edilmemektedir.
Kolesterol yüksekliği (hiperlipidemi) : Özellikle kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol yüksekliği önemli bir risk faktörüdür. Ne yazık ki medyatik olma kaygısıyla birkaç meslektaşımızın açıklamalarıyla tedavi konusunda halkımızda önemli bir direnç gelişmiştir. Ancak kolesterol tedavisinin etkinliği ve güvenirliliği konusunda oldukça yoğun tıbbi kanıt mevcuttur.
Hipertansiyon: Kalp krizi ve inmenin en önemli sebeplerinden biridir. Ayrıca böbrek yetersizliği ve periferik arter hastalığı içinde çok önemli bir risk faktörüdür.
Diabet: Diyabetli hastalar diyabeti olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında, kalp damar hastalığına bağlı ölüm riski 2-6 kat artmış bulunmuştur .Diyabet artık kalp-damar hastalığı eşdeğeri olarak kabul edilmektedir ve tüm diyabet hastalarının yakınması olmasa dahi detaylı bir kalp muayenesinden geçmesi gereklidir.
Yaş ve cinsiyet: Menapoz öncesi kadınlara kıyas erkekler 10 yaş erken kalp damar hastalığı riskine maruz kalmaktadır
Bunlar dışında fiziksel hareketsizlik, şişmanlık, halk arasında iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterol düşüklüğü diğer risk faktörleri olarak sayılabilir.
Korunma için neler yapmalıyız ,sigara mutlaka bırakılmalı hatta pasif içiçiliğe bile maruz kalınmamalı, haftada 4-5 kez 30 dk süreyle fiziksel egzersiz yapılmalı, egzersize düşük tempoyla başlanmalı, zamanla süreyi ve tempoyu arttırmak gerekir. Tuz tükekiminin günlük 6 gramı geçmemesi , sebze ve meyve tüketiminin et ve karbonhidrat tüketiminden fazla olması önerilmektedir.
Diyabetli hastalarda yakın kan şekeri takibi ,üç aylık kan şekeri hakkında bilgi veren hbA1c düzeyinin 7 ve altında olması ,rutin kardiyolojik muayeneden geçmesi önerilir.
Hipertansiyonun takibi ve etkin tedavisi yapılmalıdır. Birçok hasta yakınma olmadıkça tansiyon takibi yapmamakta, kronik bir hastalık olduğundan çok yüksek tansiyonun bile bulgu vermiyeceği hatırda tutulmalı ve sık tansiyon kontrolleri yapılmalıdır. Koldan ölçüm yapan dijital cihazlarla ölçüm yapılabilir.
Kolesterol yüksekliği önemli bir sorun ve ne yazıkki en katı diyetle bile en fazla %20 lerde kötü kolesterol (LDL) düşüşü sağlanabilmektedir. Bu nedenle çoğu kez ilaç tedavisi gerekmektedir. En sık yapılan hata ise ilaç sonrası düştükten sonra ilacın bırakılmasıdır ki tekrar yükselme kaçınılmazdır.
Bunlar dışında boya göre ideal kiloya ulaşmaya çalışmalı, beden kitle indeksi (kilo/metre olarak boyun karesi) hesaplanmalıdır.İdeal oran 20-25 arasıdır.
sonuç olarak yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte kalp damar hastalıklarıda hızla artmakta ancak gerekli kontrolleri yaptırmayan hastalar çok daha ağır sonuçlarla karşımıza gelebilmektedirler. Kalbinize iyi bakın çünkü içinizde sevdikleriniz var”