ORTADOĞU’YU KİŞİLER Mİ PETROL MÜ YÖNETİYOR?
Ekonomi, enflasyon, dolar, altın, borsa, maaş artışı, benzin zammı derken aslında bunların asıl kaynağını yani resmin hangi malzeme ile yapıldığını unutuyoruz. Türkiye ekonomisi başbakanlık önünde kasa fırlatılmasıyla patlak vermişti. O gün anlamdım ki Türkiye ekonomisinin kırılganlığı parasal anlamda değil halkın idrak ettiği noktada başlıyor.
Ülkelerin menfaatlerini düşünen siyasetçiler için politika ve ekonomik modeller 1974 tarihinden beri Ortadoğu’ya göre şekillenmiştir.
1974 Ne olmuştu?
1974 tarihinde Ortadoğu’nun elinde bulundurduğu ve Batıyı( Amerika da dâhil) elinde oynattığı çok büyük bir koz vardı? Petrol! Bu sayede Ortadoğu ülkeleri bir şekilde güç birliği yaparak dünyaya seslerini ciddi anlamda duyuruyor ciddiye alınmadığı dönemlerde de bunu petrol üzerinden batıyı sıkıntıya sokarak hissettiriyorlardı. Sene 1974 petrol ambargosu bana göre ortadoğuda petrol ticareti yapan ülkeler için bir çağın açılıp eskinin üzerine sünger çekilmesiydi. Bu ambargoyla beraber ciddi manada güçlenen OPEC Uluslararası arenada ülkelerin saygınlık kazanmasını tetikliyordu. Bu durumu gören ülkeler bu noktadan sonra gayri resmi dış müdalelerle yavaş yavaş huzursuzluk çıkararak bu güne kadar dengelerin kendi lehlerine dönmelerini sağlamıştır. Buna en büyük etkiyi de Irak ve İran arasında ki huzursuzluk sağlamıştır. Bölgesel kavgaların sonuçlarında OPEC’in etkiliği iyice zayıflamış Ortadoğu ciddi bir silahlanma stratejisine girişmiştir. 1972 ile 1977 arasında İRAN silah ithalatını öyle bir boyuta taşımıştır ki A.B.D sattığı silahın üçte biri tek başına almıştır. Bu noktadan sonra petrol tamamıyla etkinliğini kaybetmiş ve ülkeleri silah konusunda dışa bağımlı hale getirmiştir.
Gelelim bu güne.
Avrupa’da ki kriz malumunuz. İsrail olası bir haritadan silinme korkusuyla İran’ın nükleer enerji programa karşı. İsrail Ortadoğu’da kendisinden başka kimsede olmasını istemiyor. ABD’de bu duruma ciddi anlamda destek veriyor ama evde ki hesap bazen Amerikada bile çarşıya uymuyor. İspanya, Yunanistan, İtalya, Çin petrolünü İrandan alıyor(du). ABD ise İran’a ambargo uygulayarak devlerin İran’dan petrol almasını istemiyor. ABD her ne kadar bunu yaparak ülke içinde ki cari açığı petrol ihracatıyla kapatan İran’a darbe vuracağını ve geri adım atmak zorunda kalacağını düşünsede o kadar basit değil.
Olası bir gerginlikte Suudi Arabistan, Libya İran’ın petrol açığını kapatabileceğini söylesede bunun ne kadar süre olacağı konusunda tam olarak kendileri de bilgi sahibi değil. Ayrıca şuan için dar boğazda olan ve pamuk ipliğine bağlı Avrupa ekonomisi İrandan petrol ithalatını keserse hem İran’ın petrol alışveriş için kullandığı Euro rezervlerinden vazgeçilmesi anlamına gelecek hem de mübalasız varil fiyatı 200$ üstünde bir alışverişe zorlanacak. Böyle bir durumda İran’da sıcak savaş Avrupada ekonomik savaş çıkar diyebiliriz. Opec’in ikinci en büyük ihracatcısı ve Hürmüz Boğazının şuan için hakimi olan İran’a müdale edilip edilmeceği dünyada bir gerçeği insanlara gösterecek?
Dünya petrolle mi şekilleniyor ABD’nın istekleriyle mi?
çok güzel bir yazı Uğur D. Turan. Eline sağlık.