Abdulbaki MURAT
“Ergenlik çağı” her bireyin yaşadığı ve dönem itibariyle çocuklarda bir takım olumsuzluklara sebep ola(bile)n biyolojik bir gelişmedir.
Birey, çocukluktan adım adım büyümeye geçmekte, kendisini artık küçük olmaktan arındırmaya çalışmaktadır. Ergenlik çağı her çocukta farklılık gösterse de genelde 9-14 yaşları arasında görülür. Kızlarda daha erken görüldüğü düşünülen bu dönemde çocuklarda önemli bazı değişiklikler meydana gelir.
Ebeveyn bu değişiklikleri anne-baba şefkatiyle izlemeli ve çocuğu sevgiden mahrum etmemelidir. Yavruda meydana gelen farklılıklar tartışma konusu yapılmamalı, çocuğa değer verilmeli ve ona bir yetişkin(miş) gibi davranılmalıdır.
Bu dönemde, aile içindeki (varsa) tartışmalar da çocuğa hissettirilmemeli, onu psikolojik yönden bozacak tutumlardan uzak durulmalıdır. Safi anne baba kavgalarından kaynaklanan sebeplerle çöküntüye giren çocuklara rastlamaktayız.
İçine kapanıklık, yalnız kalma isteği, sık sık tavır değişiklikleri, tez alınma ve kızma gibi farklılıklar gözlenen ergenlik dönemi çocukları sabırlı bir şekilde takip edilerek, onların hassasiyetlerine mümkün olduğunca ortak olunmalıdır.
Bu dönem çocuklarına değer vermek çok önemlidir. Onları anlamak, meşru sınırlar içerinde isteklerine olumlu yanıt vermek, çocukları yalnızlık hissinden kurtarması ve onların farklı arayışlar içerisine girmemeleri bakımından önemlidir.
Okullarda öğretmenler de yaşanan bu dönemin hassasiyetine binaen dikkatli olmalı, özellikle bu dönemi yaşayan öğrencilere uygun yaklaşımlar sergilemelidir. Öğrencilere fırsat verilmeli(taviz değil), değerli oldukları hissettirilmelidir. Çocukların yaptığı hatalar sonuncunda kızmak, bağırıp çağırmak hiç bir sorunu çözmeyecektir. Hele hele onları sınıf içerisinde cezalandırmak en büyük yanlışlardan birisidir. Babacan bir tavırla olumlu teşvik en olumlu neticeyi verecektir.
Tatlı dilin, hoş görüyle yaklaşmanın, sevginin ve saygının çözemeyeceği bir problem yoktur. O yüzden özellikle öğretmenler kendilerine teslim edilen bu çocukları birer “değer” olarak görmeli ve onları yetiştirme ve kazanma adına zaman harcamalı ve kafa yormalıdır.
Ergenlik dönemi konusunda yapılan bir hata da her fırsatta çocukların ergenliğe girdiklerini dillendirerek, onların mazeret üretmelerine fırsat verilmesidir. Evet kabul ediyoruz, “ergenlik” zorlukları olan ve çetin atlatılan bir dönemdir. Ama her fırsatta bunu gündeme getirmek faydadan çok zarar verir. Bir takım biyolojik/sosyal etkilerle zaten bocalama içinde olan çocuk bu “ergenlik hoşgörüsü” ne sığınarak her şeyi boş verme, derslerden geri kalma ve abartılı bir nazlanma sürecine girebilir/girmektedir. Hatta o “(sahte) birey” bu durumu öyle güzel istismar eder ki, karşısındaki çektirdiklerine kendisi de (zaman zaman) kıs kıs güler…
O yüzden dikkat!
Herkesin ergenlik dönemini yaşayacağı, bunun sıradan bir gelişme olduğu, vazife ve sorumluluk noktasında, geri kalmadan başarılı olma gayretinin sürdürülmesi gerektiği çocuğa anlatılmalıdır.
Öğrencinin tahsil hayatı için önemli bir zaman dilimi olan ergenlik dönemi, ebeveyn desteği ile kolay atlatılırsa çocukların başarıları da artarak devam eder. Aksi takdirde ergenlik çağı öğrenciler için bir kopma dönemi/felaket olur ve telafisi imkansız sonuçlar doğurur.
Nitekim bu dönemin gadrine uğrayan pek çok öğrenci daha sonra pişmanlıklarını ifade ederek, çok büyük yanlış yaptıklarını kabul etmektedirler. Okullarda her gün bu tiplerin onlarcasıyla karşılaşmaktayız.
Öğrencilerin ergenlikte en büyük destekçileri başta anne babalar ve sonra da okuldaki öğretmenleri olmalıdır.
Bir kilim dokur gibi sabırla ve dikkatle çocuklarımızla ilgilenmeliyiz. Başarısız, yaramaz ve gelecekten ümidini kesmiş olan çocukların sebebi ebeveyn olmamalıdır. Her şeye rağmen bazı hatalar olacaktır, bu hataların telafisi de gene hoşgörü ve çözüm odaklı bir anlayışla mümkündür.
Sabır ve özveriyle atlatılacak olan birkaç senenin ardından neredeyse “illallah” diyerek yaka silktiğiniz bu çocuklar, aklı başında birer büyükmüş gibi karşınıza çıktıklarında, verdiğiniz uğraşların sonucunu görüp çok mutlu ve umutlu olacaksınız.
Ne dersiniz, zaman harcamaya ve uğraş vermeye değer değil mi? 22.05.2013
Çocuğu olanlar okusun.